Şampiy10
Magazin
Gündem

Tahsin de haklı! Mı?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Biliyorsunuz, ben özellikle kadın-erkek ilişkileri söz konusu olduğunda çok hakkaniyetliyimdir!

Hiç taraf tutmam!

Aksini düşünenler hemen özür dilemeye hazırlansın.

Kaç gündür yabancı erkekleri anlatıp duruyordum ya... Hani daha iyiler falan diye...

Bir erkek okuyucum da, yabancı kadınları yazmış.

Hem gayet samimi...

Ona Emre kod adı taktım.

Neden Emre?

“Kuşumun ismi“ dermişim!!!

Yok ya, ben Emre’yi sevdim.

Bırakayım da anlatsın...

***


“Yabancı erkekler ile ilgili saptamalarınızda haklısınız.

Yurt dışında kaldığım süre boyunca çok yakından tanık olduğum şeylere yazınızda değinmişsiniz. Ancak bu işin bir de kadın tarafı var.

Şöyle ki, yabancı erkek olunca ilişki birden sihirli bir değnek değmiş gibi kusursuzlaşmıyor. Hadi kusursuz demeyelim de, güzelleşmiyor. Bunda “Türk Kadını”nın da rolü olması gerek.

Ben yurt dışında yaşarken, değişik ülkelerden kadınlarla ilişki yaşama fırsatı buldum.

Belki kaba bir tabir olacak ama Türklerle karşılaştırdığımda Türk kızları resmen sınıfta kalır.

Erkeği boğmayan derinlikler, komplekssiz espriler, sürekli bir guard halinin olmayışı, illa da bir commitment gerekmeyişi, ilişkinin tadının kaçmaya başladığını anladıkları an olaya el koyup “Yürümüyor mu?“ diye sormayı becerebilmeleri ve ayrılığı hiç ama hiç dramatikleştirmemeleri gerçekten beni çok etkilemişti.

Soğukkanlılıkları ve hiçbir ilişkinin ne ilk ne de son olduğunu bilmeleri de ayrıca bir etkilenme sebebi idi benim için.

Altyapısız ve temelsiz komik özgüven yüklü Türklerden sonra o özgüveni gerçekten hak eden cool Avrupalılarla takılmak benim için gerçekten çok hoştu. Onlarlayken her zaman Papermoon‘a gitmek zorunda değilsiniz mesela. Mutluysanız hamburgeci bile inanılmaz bir eğlence yerine dönüşebiliyordu onlarla.

Ve en önemlisi de yaşamayı biliyorlardı ve eğlenmeyi.

Yanlarında saçmalama özgürlüğünüz sınırsızdı.

Bir erkeğin bir kadına yönelen ilgisinin kıymetini o kadar iyi biliyorlardı ki, bakışlarında onları sevdiğiniz için size duyulan minnet duygusunu okuyabiliyordunuz.

Kendimi çok özel hissettiğimden değil tabii bu minnet duygusu mevzusu. Okula her zaman arabamızla gitmek zorunda değildik. Alırdık bisikletimizi, güle oynaya kir pas içinde varırdık okula. Bunları çok az “Türk Kızı”na yaptırabilirsiniz. Giyinmeyi çok iyi bilirlerdi. Yanımdayken bütün gözlerin onlara dönmesine bayılır onları daha çok sever, kendimle gurur duyardım.

İstediklerinde topluluk içinde çok seksi giyinmeyi başarırlardı. Ve bu beni çok mutlu ederdi

Türkiye’deyim. O yukarıda söylediğim aşırı şımartılmış ama hiçbir özgüven kırıntısını bile hak etmeyen Türk kızlarının arasındayım. (İstisnaları tabii ki var ama ben çok azını tanıyabildim.)

Birkaç başarısız ve boğucu ilişkiden sonra en sonunda ve ne mutlu ki yüksek lisans sınıfımda İspanya’dan gelmiş bir kızla tanıştım. 4 ay oldu ve ben çok keyifliyim.

Bir insanın sabah kalkınca sevgili yükünü hissetmemesine rağmen onu araması, özlemesi paha biçilemez. Yüzüne ve vücuduna bayılıyorum ama en çok da komikliğine. Hele Endülüs Emevileriyle ve Hristiyan Müslüman savaşları ile dalga geçmesi yok mu ... :) İlişki dediğiniz yabancı kızla yaşanır. Tabii erkek de avrupa kafalıysa :)”

***


Ne dersiniz?

Tahsin haklı mı?

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Gidiyorum...
  2. Ne seviyor ne de...
  3. Sıradanlığın hafifliği...
  4. Ne olmuş olabilir ki?
  5. Neden aramıyor?
  6. Uygulamalı olarak...
  7. Hepsini salla gitsin!
  8. Yeni kafayla eskileri aramak...
  9. Hiçbir şey olmamış gibi!
  10. Hayatı yakalamak...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.