‘O kedi buraya gelecek!’
.
Fareye içirmişler içirmişler; önce şarap sonra votka ardından cin, bira falan, hiçbir şey olmuyor, göbek atıp duruyormuş. Son olarak bir kadeh rakı vermişler. Fare rakıyı içince... Elini masanın üzerine vurmuş ve demiş ki:
“O kedi buraya gelecek!”
Öyle durumlar vardır ya...
Daha doğrusu o ruh hali...
Birinden, bir şeyden hırsını alamamışsındır.
Ve nasıl dert ettiysen...
Kendini nasıl haksızlığa uğramış hissediyorsan artık!
İçmene de gerek yoktur.
Genellikle akşam yattığında aklına gelir.
Hayal kurmaya başlarsın.
Kurarsın, kurarsın...
Öyle bir senaryo hazırlarsın ki, o kadar olur!
O sırada senaryonun sadece finali bellidir:
“O kedi buraya gelecek!”
De nasıl gelecek?
İşte orasını yattığında yazarsın.
Abartırsın da!
Ama eninde sonunda o kedi, oraya gelir!
Artık kiminle dalaşıyorsan?
O kedi kimi zaman sevgilin, kiminde patronun, arkadaşın, karın/kocan bazen de vergi dairesinden biri, bir tezgahtar, bir bankacı olur.
Dalaşmadığımız kimse kaldı mı ki?
Günde 2-3 kazık yeme, kandırılma, oyalanma girişimden kendimizi zor kurtarıyoruz. Kiminde de kurtaramıyoruz!
İşte o zaman...
Vurgunu yediğimiz zaman yani...
Suyun üstüne çıkınca...
Masaya vurmasan da, öyle bir bakarsın ki! Sonsuza dikerek ve kısarak...
Son sözü gözlerin söyler:
“O kedi buraya gelecek!”
İnandırıcıdır.
Sen bile inanırsın.
Peki, o kedi oraya gelir mi?
Haklıysan gelir.
Kesinlikle gelir.
Sevgilin dizlerinde ağlar, karın/kocan özür diler, patronun zam yapar, arkadaşın sensiz yapamayacağını anlar, mağaza paranı iade eder falan...
Bazen de toplumsal bir travma içindesinizdir.
Haksızlığa uğramış, kandırılmış
hissedersiniz...
Toplumca...
Üzerinizde ağır bir baskı vardır.
Sorularınızın cevabını alamazsınız.
Böyle zamanlarda da o kedi bazen bir Belediye Başkanı bazen bir Bakan hatta bazen de bir Başbakan bile olabilir.
Sabah sabah bir gazete haberiyle o ruh haline girersiniz.
İçiniz şişer, nefesiniz daralır...
Aynı anda o kadar çok kişinin de nefesi daralıyordur ki, hava ağırlaşır.
Bakışlarınızı sonsuza diker, biraz da
kısarsınız.
Son sözü yine gözleriniz söyler:
“O kedi buraya gelecek!”