Şampiy10
Magazin
Gündem

Kim kimi bırakmalı?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Biri birini bırakmalı da...

Kim kimi bıraksın?

Terk etsin anlamında...

Herkesin özel hayatıdır, her ilişki özeldir, bize laf söylemek düşmez ama...

Kimin kimde ne bulduğunu, kimin kimi neresinden yakaladığını onlardan başka kimse bilemez ama...

Hatta bazen onlar bile bilemez ama...

Ama hep derim ya, bazı anlar vardır...

O an, onu terk etmen gerekir.

Hemen hem de!

Hiç vakit kaybetmeden!

O an...

Çünkü ne yaptıysa artık, o büyük bir ipucudur aslında...

Ve ileride bir gün mutlaka şu cümle çıkacaktır ağzından,

“O yaptığından belliydi zaten!“

Ama onu terk etmeyi hep ertelersin.

Bir umut herhalde...

Belki de bir korku...

Ama o an, onu terk etmezsin.

Zaten var ya, başımıza ne geliyorsa hep “o an”lardan geliyor.

Ya ıskalıyoruz ya da yanlış yerden vuruyoruz.

Bir isabet ettirsek tam süper olacak ama!!!

***


Şimdi ben bu kadar lafı niye yazdım?

Okuyanınız var, okumayanız var; dün Şirin Sever‘in, Deniz Akkaya ile röportajını okudum.

Orada Deniz Akkaya, sevgilisi veya çocuğunun babası için şunları söylüyordu:

“Küsünce giden bir çocukla birlikteyim / (...) Kavga edince hediyelerini geri ister.”

Küsünce giden adamları sonra bir ele alalım tamam mı?

Şimdi işi kişisellikten kurtaralım bir kere...

Deniz Hanım ve sevgilisini kendi hayatlarına bırakalım.

İşi genelleştirelim...

Bunları, bunun gibi davranışları yaşayan binlerce çift var...

Onları kurcalayalım...

Kavga edince hediyelerini geri isteyen adamlara mı bakalım?

Yoksa küsünce hediyelerini geri isteyen adamlarla birlikte olan kadınlara mı?

İkisine de...

Peki.

Kavga edince verdiği hediyeleri geri istemek bir şeyin işareti midir?

Bir huyun?

Bir karakterin?

Yani mesela kavga edince hediyelerini geri isteyen insan başka neler yapabilir?

(Dikkat ederseniz, “insan” diyorum, “dana” falan değil!)

Bu davranış biçimi hayatının başka alanlarına da yansır mı?

Yansır değil mi?

Kesin.

Mesela ne yapar?

Küser, çeker gider haber vermez, intikam yatışları yapar, yalan söyler, atar, uçar, hayalle gerçeği birbirine karıştırır...

Var mı artıran?

Yapar.

Bunların hepsini kesin yapar.

Yani bununla bu iş yürümez.

Hiçbir iş yürümez.

Pekiii...

Böyle birisiyle birlikte olmaya çalışan “kadın” kimdir?

Bunlara katlanan, hayatının başka alanlarında neler yapabilir?

Dayak yiyebilir, sürekli aldatılabilir, kandıralabilir, ne bileyim o da hayal dünyasında yaşar falan...

Hem de bile bile...

Bir nevi “fatal attraction” yani...

Peki bunlara katlananla niye birlikte olunur?

Daha açık yazayım:

Hangi erkek “fatal attraction” bir kadınla birlikte olmak ister?

Bütün bunları, “Açıklaması yoktur, özeldir” diyerek geçiştirebilir miyiz?

Normalleştirebilir miyiz?

Ben yapmam.

Yok, yok!

Olmaz.

Bu iş yürümez.

Biri birini bırakmalı da...

Kim kimi bırakmalı?

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Gidiyorum...
  2. Ne seviyor ne de...
  3. Sıradanlığın hafifliği...
  4. Ne olmuş olabilir ki?
  5. Neden aramıyor?
  6. Uygulamalı olarak...
  7. Hepsini salla gitsin!
  8. Yeni kafayla eskileri aramak...
  9. Hiçbir şey olmamış gibi!
  10. Hayatı yakalamak...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.