Kendin kaybedersin!
.
Severim bu sözü...
“Kendin kaybedersin!”
Onunla genellikle dalga geçeriz ama biraz ciddiye alsak, biraz da yerinde kullansak ne işe yaradığını görürüz:
İnsanı kötü duygulardan kurtarır.
Arındırır.
Kaybetmek üzerine söylenen bütün sözler anlamlıdır.
Bu dünyaya “kaybetmek” için geldiğimize göre!!
Bir söz daha vardır, şu anlamda:
“Kaybetmeyi göze aldıkların kadar özgürsün.”
Bunu da severim. Ama biraz da rahatsız olurum. Kalemine bile bağlanan biri olarak ürkerim tabii ki!
Gerçi çok kalem kırmışlığım da vardır ama!
Vay, vay, vay...
Ben bi istiyim var ya!!!
Cıvıtmayalım, ciddi bir konudan bahsediyoruz. Kaybetmelerden...
Mesela kavgalarda ilk konuşan kaybeder...
İlk arayan...
İlk gece yatan...
Her gece yatan...
Hesap yapan...
Kaybeder...
Ama genel olarak, ilişkilerde kim kaybeder?
Korkan kaybeder!
Ha, kaybetmekten kasıt ne?
Ezilmek...
Yoksa terk edilmekten falan bahsetmiyorum. Zira terk edilmelerde kimin kaybettiği kimin kazandığı sonradan belli olur.
Ben ilişki içinde ezilmekten söz ediyorum.
Hani genellikle hep bir taraf daha çok sever gibidir ya...
İşin aslı o değildir, şudur:
Bir taraf korkar.
Hele ki bu durum alenileşmişse, yani iyice ortaya çıkmışsa, vay korkanın haline...
O var ya, hayatı kendine zindan eder.
Çünkü bu korkudan kurtulmaya çalışır. Çalıştıkça iyice ve daha beter içine düşer.
Bataklık gibidir.
Debelendikçe batarsın.
Ona istediğin kadar, “Korkma”, “Korkunun ecele faydası yok”, “Korkarsan karşındaki senin köpek gibi korktuğunu anlar ve ona göre davranır” de!
Faydasız...
Bir-iki deneme yapar.
Rest çeker mesela...
Ama tam kazanacakken...
Tam sonuna gelmişken, birdenbire yine korkar.
Restini geri çeker.
Ve kaybeder.
Ezilmeye devam eder.
Ezilir derken...
Yani hep ötekinin dediği olur.
Teslim olsa sorun yok da... Zaten o zaman olay eziklikten çıkar, başka bir ilişki durumuna girer.
Ama öteki türlü... Dedim ya, bataklıkta bir hayat yaşamaya devam eder.
Kötü bir hayattır o.
Sürekli o korkuyu atma atakları, iki tarafı da yorar.
Kötü bir ilişkidir o.
İdeal olanı nedir o zaman?
Kaybedecek bir şeyi olmayanların ilişkisi...
Ya da kaybedecek çok şeyi olanların...
Önemli olan ikisinin de aynı durumda ve aynı oranda olmaları yani...
Peki bunu nasıl anlarsın?
Çalıştır kafayı...