İyi ki oğlum yokmuş!
.
Vatan Haber
Çocuk sahibi olmak çok zor, çok!
Ama hangisi daha zor, onu bilmiyorum. Erkek çocuk sahibi olmak mı, kız çocuk sahibi olmak mı?
Neyi, nasıl anlatacaksın ona?
Ne söylesen boş mu?
Dün, “oğlum olsaydı, ona ne söylerdim” listesi yazmıştım ya, her kafadan bir ses çıktı.
Eğlenceli sesler.
Cevap vermek istedim.
Önce bir muhataptan gelen mail’le başlayalım...
- 30 yaşında annesinden öğüt almaktan bıkmış bir gencim. Beni ne kadar sevdiğini sorgulamak aklımdan bile geçmez ama bana hiç ama hiç öğüt vermemiş babam ona kızgın olsam da bana gizliden bir öğüt verdi; haberi bile olmadan hem de...
Öğüt şu: ‘Sen teksin ve arkanda sana öğüt verecek biri yok. Bu olayı ve her yeni olayı sen çözmelisin. Tetikte ol, ben yokum, sen varsın. Kendini bırakırsan seni kurtaracak bir ben yokum.’
Ve bu öğüt sayesinde sizin yazınızdaki bütün öğütler ve olaylar aslında bana hediye oldu. Annem ise hâlâ bana tutmadığım öğütler veriyor.
Asıl problem şu: Ben çocuğuma hangi yöntem ile öğreteceğim? Soğuk baba ve kendine güven hediyesi mi? Aşırı ilgili anne ve şımarık çocuk karakteri hediyesi mi?
(E, ama sen de 30 yaşına gelmişsin, pek çocuk sayılmazsın yani!!! Hamama falan almazlar artık seni!!!Sen istersin ama!!! Ne olduğunu, kim olduğunu bilmiyorum, bana da sinir olacaksın ama annen haklı gibi... Biliyor musun, genellikle haklı çıkarlar. Gıcık ama gerçek bu!)
- “Benim Oğlum Olsaydı” harika bir yazı. Hep aynı şeyleri düşünürdüm. Ama daha yaşı çok küçük. Kesip saklayacağım oğlum için, ilerde bir şeyleri atlamayayım.
(Sakla, sakla. Dünya değişiyor ama kadınlar, erkekler ve duygular değişmiyor. Bir gıdım ilerleme bile yok!)
- Oğlum var ve bu dediklerinizin ÖNCELİKLE kendi mutluluğu ve birine, bu her kimse, bağımlı birey olmasını engellemek için söyleyeceğim.
(Sadece kendisi için değil, empati yap, kadın da mutlu olur.)
- Siz çocuğunuzu istediğiniz kadar eğitin, elin kızı geliyor ve sizin öğrettiklerinizi bir kalemde siliyor. Artık oğlanlar annesinin değil, eşlerinin sözlerine kulak veriyor. Erkekler evlenince huyu değişiyor.
(İlk 5-6 sene söylediğin gibi oluyor, haklısın. Biraz sabret, sonra akılları başlarına geliyor. Kesin. Bundan eminim.)
- Oğlun yok, kızın da yoksa acıdım sana. Eksik kalmışsın derim, tamamla.
(Şu dünyada acıya acıya bana mı acıdın? Pes!)
- Bu seneki şişik karın (hamile) modasına katılmak için içten bir özlem var gibi, yalan ve kibarlık dışındakileri bana önceden yazıp verdiler, bu köşeyi neden sevdiğimin belki de kanıtıdır.
(Bizim buralarda öyle bir moda yok! Allahtan!!! Daha çok kalmamaya yönelik modalar var. Aspirin yöntemini kullanıyoruz! Onun ne olduğunu yazamam. Kendiniz araştırın.)
- Oğlunuz olsaydı sizi o kadar uzun dinlemezdi :))
(Onun için yazılı verirdim!!! Yoksa daha mı fena? Playstation olarak hazırlatsak!)
- Senin oğlun olsaydı gerçi yaşınız genç, istediğiniz kadar imal edebilirsiniz ama iyi ki yok. O yazıları okuduktan sonra oğlunuz olmamaya karar verdim. Ne olur, ne olmaz! İnsan vasiyete göre değil, tabiatın kendine hediye ettiği şekle göre cinselliğini yaşamalıdır.
(Sana ‘oğlum’ diyebilir miyim:))) Fakat o kadar yanılıyorsunuz ki kuzum! Tabiata göre nasıl yaşayacan?? Kediler köpekler gibi mi? Olmadı ama...)
Aaa...
Öyle yap, böyle yap!
Ne yaparsanız yapın!
Bana ne?