İkinciye de aşık olmak
.
Bir kere âşık olduktan sonra, gerisi kolaydır...
Yani ikinciye, üçüncüye de âşık olmaktan bahsediyorum...
Hani dün “5 kişiden biri, başkasına âşık” konusunu işlemiştik ya... Oradan yola çıkarak bu konuya geldim.
Yoksa ikinci, üçüncü...
Nerdeee???
“Ayrıca prensibim değil!“ dermişim. Hani böyle derler de, önce onlar yaparlar ya!
Ya da “Hayatta yapmam“ dediği durum üzerine belgeli en az üç vukuatı vardır. Ama yüzüne de vuramazsın!
Vuracaksın aslında...
“Hadi len!“ diyeceksin.
Ama olmuyor işte!
Neyse, biz aşk konusuna dönelim, o daha zevkli...
Hele söz konusu olan, ikinciye, üçüncüye aşksa...
Yoksa birine âşık olmak...
Yani sadece birine duyulan aşkı anlatmak da sıkıcı...
Hem de çok sıkıcı...
Âşık olan için iyi de, onu dinleyen için gerçekten bunaltıcı...
Hele ortada sıkıntılı bir durum yoksa...
Yandın! “Ay çok tatlı amaaa...” falan diyecek sen de donuk bir ifadeyle ona bakacaksın.
Böyle gülümsemen donar kalır ya...
Vesikalık çektirir gibi, aynen öyle...
Yapmacık yapmacık;
“Ne güsselll...“ diyerek.
Sıkıcı çünkü!
Oysa biriyle çıkarken başkasını beğense...
Beğenerek başlar bu işler!
Bunu da söylese...
Sohbetine doyum olmaz.
Ha, bir şey yapsa da yapmasa da... Onu dinlemek zevklidir.
Ve tabii, konumuza dönecek olursak birine âşık olduktan sonra ikinciye, üçüncüye âşık olmak daha kolaydır.
Çünkü..
Niye biliyor musunuz?
İlki...
Ya aramış bulmuşsundur, ya aniden ya da istemeden olmuştur. Ama olmuştur artık!
Öyle ya da böyle, o senindir (en azından o sırada öyle zannedersin).
İçin rahattır.
Seçintiye düşmezsin.
Artık biriylesin ya, başkasına bakarken kriterin mriterin yoktur.
Keyfe keder yani!
Sadece güzel/yakışıklı olması bile yeter.
İkinci, üçüncü zaten fantezi olduğu için, ki çoğu daha fazla ilerlemez, ondan bir beklentin de olmaz.
Bu yüzden hep daha tatlı, daha zevklidir.
Öyle garip ki, ondan bir beklentin yok ya, doğal olarak sen de onu bu havaya sokmazsın.
Yani aslında her şey olması gerektiği gibidir.
Birbirinin üzerine yük olmadan, sorumluluklar üstlenmeden... Sadece hoşlandığın için...
“For sentimental reasons“ yani...
Şimdi böyle ballandıra ballandıra anlattım ama yanlış anlaşılmasın. Bu durumu desteklediğim falan sanılmasın.
Ha, destekliyor muyum?
Doğrusunu yazayım mı?
Evet, bu iyi bir şey.
Ama...
Bir şartla!
Bu oyunu kendi kendine oynamak kaydıyla...