Ev kadınına dönüşen gazeteci
.
Daha doğrusu:
“Ev kadınına dönüşen ünlü gazetecinin trajikomik öyküsü.”
Haberin asıl başlığı buydu.
Gazeteci Metin Münir geçtiğimiz hafta, “Metin Münire” başlıklı bir yazı yazdı. Yazısında yalnız yaşamanın zorluklarından bahsediyordu.
“Yalnız yaşıyorum ve bu bana ev kadını olmanın ne kadar zor olduğunu öğretti. Mutfağa iniyorum ve çay yapmak üzere su ısıtıyorum. Dün gece yıkadığım yedi çift çorabı sıkıp bahçedeki kurutma zımbırtısına diziyorum. Çamaşır makinesinde dünden beri bekleyen çamaşırları çıkarıp onları da aynı zımbırtıya seriyorum. Bulaşık makinesindeki kap kacağı çıkartıp dolaplara yerleştiriyorum...” diye...
Dün de Hürriyet’te Mesude Erşan bu konuda Metin Bey’le detaylı konuşmuş.
Ona da tatlı tatlı anlatmış:
“Yemek yapmayı hâlâ beceremiyorum. Bir de küçük porsiyonlar yapamıyorum. Beyaz havluyu pembe yaptıktan sonra çamaşırları renklerine göre ayırarak yıkamayı öğrendim. Çorapları kesinlikle makineye atmıyorum. Makinede yıkadığım bir çorabım çocuk çorabı kadar küçük çıkmıştı. O günden beri elde... Çamaşır makinesinde tek program biliyor ve bütün çamaşırlar için onu kullanıyorum.”
Önce, “Oh olsun! Anladınız mı şimdi?” diyebilirsiniz...
Ama ben öyle demedim.
Niye mi?
Çünkü devamını okudum:
“Bulaşıkları, çamaşırları kendim yıkıyorum. Bir gün bunları yaparken gına geldiğini hissettim. Bitmiyor çünkü... Kendi başıma gelince eşlerime karşı da bencil davranmış olduğumu anladım. Anneme karşı da tamamen duyarsız davranmışım...
Artık değiştim. Kız arkadaşıma bütün işleri yaptırmak ona hakaretmiş gibi geliyor. Kadınların erkekleri eğitmesi lazım. Ama sizce Türkiye’nin her yerindeki kadınlar, annelerinin ve ninelerinin oynadığı rolü terk etmeye hazır mı? Erkeğin mutfakta iş yapmasını hakaret sayacak, erkeğimi mutfağa sokmam diyecek kadınlar yok mu hâlâ?”
İşte ben tam da burada durdum.
Bunun için “Oh olsun!” demedim.
Hayır, sonunda anlamış ve anlatıyor diye değil.
Tam tersi.
Yanlış anlamış diye...
Bir erkeğin, bir kadını anlaması, ona haksızlık ettiğinin farkına varması için ille de ev işi mi yapması gerekir?
İlle de bunu annelerinin mi öğretmesi gerekir? Sanki annelerinin her dediklerini yaparlarmış gibi!
Hayır.
Ne gerekir biliyor musunuz?
Bir erkeğin bir kadını anlaması ve ona eziyet etmemesi için...
Sevgi gerekir...
Saygı gerekir...
Gerçek olanından tabii...
Gerisi boş!