Eskisi gibi olabilir misin?
.
Vatan Haber
Biliyordum...
Hatta emindim...
İçinde olduğu duruma dışarıdan bakamayan, baksa da vahametini göremeyen çok ama çok kadın olduğunu biliyordum.
Yaşadıklarının içinde kalan, çıkamayan...
Bu yüzden dün Fatoş’un mail’ini yazdım.
“Benim eşim de böyle“ diyen hepsi de eğitimli, şehirli, başarılı kadınlar.
Başladıkları yere geri dönemeyen ama eski kendini özleyen kadınlar...
“Ben ne zaman bu hale geldim?“ diye soranlar...
Her şey o kadar ağır ağır o hale gelir ki; geldiğin yeri, oradan gittikten sonra anlayabilirsin.
Peki eskisi gibi olabilir misin?
Nasıl?
Alın size gerçek bir hikâye daha:
- Ben boşanalı 5 yıl oldu. Evliliğin neredeyse tümünde Fatoş hanımın yaşadıklarının benzerini yaşadım. Değer verilmeyen, sevilmeyen hatta insan yerine bile konulmayan iyi eğitimli, çalışan, üç kız çocuk doğurmuş ama sürekli itilen kakılan, salaklaşmış bir eş.
Kendi arkadaşlarım bu hayatı sürdürme inadıma anlam veremezlerdi. Ben de kendimi akıllı sanırdım; olsun, fark etmez ben de onu sevmiyordum zaten... Ama evli kalmak iyiydi, çocuklarım vardı; sürdürecektim...
Aileme de bu arada çaktırmamam, iyiymiş gibi yapmam gerekiyordu. Evime bayramda gelmeleri bile sorun oluyor; aman kızımızın huzuru bozulmasın diye onlar da gelmiyorlar hatta telefon bile etmiyorlardı...
İş hayatımda başarılı, hırslı, çalışkandım. İşimle mutluydum, çocuklarımı yetiştirmeye uğraşırken bir gün bile destek alamadım... Onlar da itilip kakılıyorlardı, benim çocuğum olmak suçtu. Ben de düşmandım, beni yok etmeye programlı gibiydi, özellikle son dönemlerimizde.
Sonra, Allah’ın bir lütfuyla onun hayatına bir başkası girdi... Aldatılıyordum ama yine de affeden, kocasını evine döndürmeye gayret eden salaktım...
Dayanılmaz günlerin sonunda karşıma eskiden tanıdığım biri çıktı; yakınlaştık, kendimi rahatlamış hissettim, onun varlığı biraz güç verdi, bir de yaşama isteği ve boşanmaya karar verdim, bir ay içinde boşandık...
Boşandıktan sonra psikolojik destek almaya başladım. Uzun süren ve hâlâ devam eden görüşmelerimin sonunda artık korkularımdan sıyrıldım, kendime geldim, eski eşimi de araya karışan yenisini de hayatımdan tamamen çıkardım. Ayaklarımın üzerinde durabildiğimi fark ettim, hayatımın en mutlu günlerini geçiriyorum...
Suçun çoğu bendeydi; bu durumda da Fatoş’ta.
Evliliği sürdürmeye programlı, arabayı yıkatma parasını bile utanmadan isteyebildiğiniz eşin ne kıymeti var ki, hiç. Evliliğin içindeki dengenin bu kadar aleyhinize kurulmasını kaldırdığınız sürece, denge orada kuruluyor. Sizin de yazdığınız gibi insanların çoğu az ya da çok böyle davranıyor. (Danaların mı demeliydim?) 18 yılda zaten hiçbir değeri, pul kadar önemi kalmıyor kadının. Bu gerçekle yüzleşebilmek kolay değil, önce kendi davranışlarını ve ona yapılanları dışardan görebilmesi ve kabul etmesi gerekli. “Bana çok kötü davranıyor” demekle bitmiyor. Kötü davranana “Hop!” diyebilecek, sınırını koyabilecek kadar da güçlü olabilmek lazım.
Kısacası, insanın önce kendi davranışlarındaki garipliği kabul etmesi gerekli. Şimdiki ruh haliyle boşanması da yararsız çünkü kopamayacak, itilip kakılmaya razı, “bir var bir yok” bir hayata geçecek. Yasal olarak haklarını bile dile getiremeyecek büyük ihtimalle. Evliliğinin içinde var olabilmek, güçlü, dayanıklı olabilmek için profesyonel destek almak şart. Eşin dostun önyargılı tavsiyeleri faydasız. Önce kendi kendini tamir edip 18 yıl önceki genç, hayata hevesli, korkusuz, rahat hale geçmesi gerekli. Bunun için zaman kaybetmemesini, yürekten tavsiye ediyorum.