Eskiler ve yeniler...
.
Kaç gündür yalnız adamları ve kadınları yazıp duruyorum ya...
Bazıları orada geçen, “yeni yalnız” ve “eski yalnız”ları merak etmiş.
“Nasıl yani?” diye soruyorlar, “Yalnızlığın eskisi, yenisi olur mu?” diyerekten...
Olur tabii...
Hem de nasıl olur?!
Anlatayım...
Yeni yalnızlar, 1-2 yıllıklar...
1-2 yıldır doğru düzgün bir ilişkisi olmayanlar...
Doğru düzgün diyorum çünkü araya bir-iki ne İdüğü belirsiz ilişkimsi durumlar almışlardır.
Yeni yalnız kadınsa, o bir-iki durumun biri mutlaka evli bir adamdır.
Diğeri ise kendisinin hoşlandığı değil, ondan hoşlanan biridir. Eskiden “Hiç işim olmaz” dediği biri olma olasılığı yüksek!
Olay şöyle gelişmiştir:
Altı ay falan bekler. Baktı ki tık yok yani istediği gibi biri, biraz panikler. O paniğini yatıştırmak ve oyalanmak için ilişkimsileri yaşamaya başlar.
Bir umutla...
Yani hâlâ umutludurlar...
Bu yüzden çok gezerler. Nerede lüzumlu-lüzumsuz aktivite, bunlar oradadır.
Sürekli alışveriş yaparlar.
Her zaman birini bulabilme ihtimaliyle doludur. Herkese, her yere her şeye o gözle bakar. Yani sanki herkesin gözünden kaçanı o görecek gibi bir ruh hâli içindedir.
Gergin kadınlardır.
Erkeğin yeni yalnızı ise ex’lere ve kolaya dadanır. Sürekli seks yaparlar ya da yapmak isterler. Yapıyormuş gibi davrananlar da olur.
Onlarda da bir tuhaflık vardır; hâlâ eski metotları uygularlar. “Şarap-makarna yapalım mı?”lar falan...
Ucu uzun ve sivri ayakkabı giyerler. Bütün kadınlar onun peşindeymiş duygusuyla yaşarlar. Ama bu hâlleri “Bu ‘çok bir şey de‘ bizim mi haberimiz yok!” diye yansır. Senkron tutmaz yani!
Eski yalnızlar...
Kadın-erkek fark etmez, ikisinde de gelecek korkusu başlamıştır. Bu yüzden herhâlde, para biriktirirler.
Gelirleri iyiyse, evlerine ve seyahate harcarlar.
Erkekleri, uzun süreli bir ilişkiyi özlemiştir ama kararsızdır; “çıtır”la mı, “kıtır”la mı? diye...
Aklı bir ona bir buna kayar. Ama zaten ikisini de bulamaz.
Kadınları umutsuz ama mutsuz değillerdir.
İkisinin arasındaki en belirgin özellik şudur:
İlişkilerden konu açıldığında yeni yalnız şöyle der:
“Aman! En en iyisi böyle yalnızlık! Kimseyi çekecek hâlim yok!”
Eski yalnız ne der?
“Keşke düzgün biri olsa, iyi olur!”