Düşüncesi bile...
.
Düşünmek suç mu?
Ne düşündüğüne bakar!
Yok, onu hayata geçirip geçirmediğinle ilgilidir.
Bazen de, sadece söylemen yeter!
Konjonktürle bağlantılı yani...
Biraz ne düşündüğün değil de, “nerede ve ne zaman düşündüğün“ önemli galiba...
Ama hep doğru zamanda doğrusu düşünülmez.
Düşünce bu; ne zaman, nerede, ne düşüneceğin de belli olmaz.
Doğru zamanda yanlış şeyler ya da yanlış zamanda doğru şeyler düşünebilirsin.
Aklına engel olamayabilirsin.
Hadi aklına olamadın; diline, eline de hâkim olamayabilirsin...
Ayrıca “neye, kime göre doğru ya da yanlış?” değil mi?
Ortamın yorumuna ve yorumlayanların gücüne...
Yoksa tek başına bir düşüncenin ne suçu olabilir ki!
Eee?
Eee’si şu: Bu yazdıklarımın siyasetle bir alakası yok.
Tamamen duygusal!
Duygusal düşünceler...
Ne var? Onlar da düşünce...
Düşününce, düşünce yani...
Geçenlerde adamın biri (İtalya’da) evlendiği kiliseye gidip eşinin çok eşli yaşamayı savunduğunu belirterek boşanma talebinde bulunmuş.
Dikkatinizi çekerim, “adamın biri!”
Yani kadın çok eşli yaşamayı savunuyormuş.
Ama sadece savunuyormuş!
Kocasına, onu hiç aldatmadığını sadece böyle düşündüğünü söylemiş.
Aldatacağını da söylememiş.
Yani aralarında şöyle konuşmalar oldu herhalde:
- Bruno, senden üç tane daha olsa... (Heh hee...)
- Nasıl yani?
- Boyut olarak! Heh hee... Yok be, şaka! Kişilik olarak! İyi olurdu... Yani seni üçle çarpsam!!! Anca...
- Ben seni bi çarpacam!!! (Bu yerli versiyon oldu!)
Adam kadını yere çarpacağına medeni medeni kiliseye gitmiş, boşanmak istediğini söylemiş.
Kadında kabahat!
Nasıl söyleyeceğini bilememiş.
Şöyle konuşsaydı:
- Aşkım seni o kadar çok seviyorum ki...
- Hım, hım hımmm...
- O kadar çok özlüyorum ki...
- Hım, hım hımmm...
- Keşke işte senden birkaç tane olsaydı, nereye gitsem orada senden bir tane görebilseydim:)))
- Hımk, hımk?! (İyi bir şey mi söylüyor bu? manasında.)
- Çarşıya onunla gitseydim, dansa ötekiyle evde de sen beni bekleseydin...
Çarşıyı ve dansı duydu ya, kesin kabul ederdi!!! Hele perde asma ve bulaşık makinesi boşaltmayla, limon sıkmayı da eklese...
Bruno’ya ne olmuş peki?
Kilise boşanmayı onaylamış. Ama kadın konuyu yargıya taşımış.
Mahkeme ne karar vermiş?
“Fiilen gerçekleştirmiş olmasa bile, eşinden başkalarıyla aşk yaşamayı düşünmenin ve savunmanın da boşanma nedeni olduğuna...”
Hayır, savunmasa neyse!
Heh hee...