Çapkınlık zor zanaat!
.
Bilim adamları çapkınların hayatın kolaylaştıracak bir gözlük geliştirmiş.
Zor tabii...
Hayat onlar için de zor!
Kadını bulacaksın, tavlayacaksın sonra başından atacaksın falan... Zor yani!
Bilim adamları da çapkınların bu durumuna çok üzüldüler herhalde!
E, ne de olsa insanlık sorunu!
Çaresiz dertler içindeler!
Bence var ya, bilim adamları ikiye ayrıldı. Bir kısmı hayat kurtarmaya diğer kısmı da kalan sağlara hayatı kolaylaştırmaya yönelik çalışıyor.
Kaç saniyede âşık olunur, ideal seksin anatomisi, işaret parmağıyla şey arasındaki bağlantı falan, onlar ikinci grup...
Şimdi de sıra çapkınlara gelmiş demek ki!
Ama çapkın deyip geçmeyin. Onlar da çeşit çeşit...
Evlisi var, bekârı var...
Tembeli var, hiperaktifi var...
Hızlısı var, yavaşı var...
Duygusalı var, gerçekçisi var...
Salağı var, akıllısı var...
Salağa yatanı, akıllıyı oynayanı...
Var yani...
Bu gözlük en çok hangisine lazım olur acaba?
Bence hepsine...
En çok da...
Hani erkeklerin bir hayali vardır ya, “Abi aslında kafadan soracaksın mesela... Verecen mi kalbini vermeyecen mi?” diye...
Sonra da çok gülerler...
Komik gerçekten ama...
Nesi komikse???
Onlar işte... Bu gözlüğü severler.
“Takacan gözlüğü, bakacan. Ona göre hiiç uğraşmayacan!”
Sanki taş atıp kolu yoruluyor!
Neyse, gözlüğü anlatayım size...
Bu gözlük üzerindeki sensörler karşıdaki kişinin mimiklerini ve hareketlerini inceliyormuş. Mimikleri kamerada yüklü 24 yüz ifadesiyle karşılaştıran gözlük tavlamaya çalışılan kız hakkında ışıklarla bilgi veriyormuş.
Bir de şu yüz ifadelerini merak ettim...
Gözlükteki...
Hangisi, vereceğim kalbimi ifadesi acaba?
Ağzı kulaklarında, kuyruğunu pat pat yere vurarak sallayan bir kız!
Sen anlamayacan, gözlük anlayacak ha!
E, o işi de mi gözlükle yapacan???
“Bir saniye tatlım, şu gözlügü (affedersin!) takmam lazım!”
İnsanı kötü kötü konuşturuyorlar...
Bitince de çıkarır gözlüğü, bir sigara yakar artık. “Koçum benim! Seninle daha çook çalışacağız, çok!” diyerekten...
Şimdi size gözlüğün nasıl çalıştığını da anlatayım.
Kenarında küçük küçük ışıklar var.
Kırmızı yanarsa, ‘Kız sıkılmış’ demek...
Sarı yanarsa, ‘Biraz daha çalışman gerekiyor’ demek...
Yeşil yanıyorsa, ‘Hoşlanmış’ demekmiş.
Oysa öyle yüz ifadesine falan gerek yok ki!
Taksınlar gözlüğü, gelsinler.
Onlara yapılacak tek hareket var...
Tek hareket!