'Bunlar iyi günlerimiz' mi?
.
Almışsın çocuğunu bir lokantaya gitmişsin...
Bir kebapçıya...
Pizzacıya...
Ya da balıkçıya...
İkiniz veya ailece...
Birden içeri polisler giriyor. Daha doğrusu baskın yapıyorlar...
Biri kapıyı tutuyor, biri arkada, öteki kimlikleri topluyor...
Çocukların kimliklerini..
Ne oluyor?
Kim bunlar?
Çocuk şubesinden polisler...
Kimliklerini topladıkları çocuklarla ilgili “İçkili lokantada 18 yaşından küçük çocuk bulundu ve ailesine teslim edildi“ diye tutanak tutuyorlar.
“Turizm Bakanlığı ruhsatlı işletmelerde aileleriyle çocukların içkili mekânda bulunabileceğini belediye ruhsatlı işletmelerde ise bunun mümkün olmayacağını“ söylüyorlar.
Okumuşsunuzdur; Kemal Göktaş‘ın haberiydi... Olay Ankara’nın en seçkin muhitlerinden birinde yaşanıyor.
Barların, restoranların bulunduğu Park Caddesi‘nde...
Tesadüfen Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu‘nun da yemek yediği lokantada...
İyi ki oradaymış.
İyi ki oradaymış da, duyduk.
Sonradan öğreniyoruz ki, meğer Arjantin Caddesi‘nde, Tunus Caddesi‘nde de benzeri baskınlar yapılıyormuş.
Ankara’da bir şeyler oluyor...
Ne oluyor?
Amaç ne?
Ruhsat meselesi mi?
Ceza kesmek mi?
Çocukları korumak mı?
Yoksa...
Yoksa ne?
Aslında herkes ne olduğunu gayet iyi biliyor da...
Akıllara takılan sorular başka.
Haberi okuduktan sonra gelen yorumlara baktım. Pazar günü olmasına rağmen habere yüzlerce yorum gelmişti.
Hepsini okudum.
Başka sitelere de girdim, haberi alıntılayan sitelere... Oralardaki yorumları da aldım; ufak çapta bir araştırma yaptım yani...
Nabız yokladım...
Kimler, neler söylemiş diye...
Gördüm ki, hemen herkes aynı yerlere takılmış. Aynı kaygıları taşıyor...
Arada farklı yorumlar görüyorsunuz ama üçü var ki, onları geçen yok.
Şimdi size sırasıyla ilk üçünü yazacağım.
En fazla yazılan ve onaylanan ilk üç yorum...
Birincisi:
“Bunlar daha iyi günlerimiz.“
İkincisi:
“Hey, yetmez ama evetçiler, neredesiniz?“
Üçüncüsü:
“Bizim başımıza gelirse ne yapacağız?“
Herkes bunları soruyor.
Belki cevap veren çıkar!
Benim aklıma da ilk soru takıldı kaldı:
Gerçekten de bunlar iyi günlerimiz mi?