Bu neyin ilanı? (2)
.
Vatan Haber
Bu hikâye burada bitmez.
En azından izleri sürer...
İkisi için de!
Hatta bizim için de!
Hepimiz empati yaptık. Kendimizi ikisinin de yerine koymaya çalıştık.
Dışarıdan baktık.
Peki asıl olan nedir? Hangisidir?
Görünen gibi midir?
Hissedilen gibi mi?
Basit midir yoksa girift mi?
En iyisi, son sözlerimizi söyleyip aradan çekilmek galiba...
“Bence vicdanını rahatlatma ilanı!”
“Çok acı şeyler yaşanmış belli ama beni en etkileyen bölümü ‘hayatında kalmayı da, hayatından gitmeyi de beceremediğim’ sözü oldu. Sanki birçok ilişkide yaşananların özeti. ‘Bunlar neden hâlâ beraber?’ dediğiniz ilişkilerin açıklaması belki; adam gibi gitmeyi de adam gibi kalmayı da bilememek.”
“Erkek bazen aldatır ve bunun sonucu olarak sevgilisini veya eşini ihmal eder. İhmal eder derken hafifletici olmasın, tam bir dana gibi davranır. Sonra bir gün, bir nedenle kendini hayvan gibi hisseder. Vicdanını rahatlatmak, şirin gözükmek, tekrar değerli hâle gelmek veya onu da mutlu etmek sorumluluğu olduğunu düşündüğü için, bazen de bencilce düzenini bozmamak uğruna, gider çiçek alır; gider pırlanta yüzük alır, gazeteye ilan verir, tatil rezervasyonu yapar (yok bunu yapmaz). Yaptığı hiçbir jestin içerisinde karşı tarafla birlikte geçirilecek bir zaman dilimi yoktur. Yapılan jest çoğu zaman sadece bir veya birkaç münferit eylemle sınırlıdır. Çünkü karşı tarafa olan sevgi küllerinden yeniden doğmamıştır, sevgi artmamıştır, sevdiğinin farkına yeni varmamıştır, dank etmemiştir. Karşı tarafın kalbi kazanıldıktan, onu mutlu ettikten sonra tekrar eskiye dönülür ve ‘imitasyon dönem’ bitmiş olur. Eskiye dönmezse ne olur; sevgili olmaz ancak iyi bir adam olur (kendisi öyle düşünür, tuhaf).”
“Çok acı bir hikâye. Geçmişte nelerin hatalı yapıldığının ne önemi var? Söylenecek çok şey var ama bugünü değiştirmez, sadece ben Aslı Hanım’ın hayatında başka biri olduğuna inanmıyorum.”
“Cengiz’i okurken bir erkeğin aşk acısını nasıl kaldıramadığını ve bunu sadece kendisinin yaşadığını sanmasını okudum.”
Eveet...
Sıra geldi bana...
Gördüm ki, çoğunuz Cengiz’e kızdınız. Ben de kızdım.
Ama ben aslında ikisine de kızıyorum.
Bir aşkın ne vicdanla ne de intikamla bitebileceğine inanırım.
Aynı nedenlerle süreceğine de inanmam...
Belki bu iki duygudan arınabilirlerse...
Belki...