Bu işi biz çözeriz!
.
Evet, bu işi çözsek çözsek biz çözeriz!
Başka çare yok!
Başka yolu da yok!
Benim bildiğim, bu ülkenin kadınları bunu yapar!
Dayaksa, dayak da yiyelim.
Kürtajda
karar verme hakkımızı kaptırmayalım.
Geçiştirmeyelim.
Yoksa...
Bugün bu hakkımız gider, yarın başka bir hakkımız...
Bu, başka haklarımızın da teminatı olsun.
Bundan sonra da, bir hakkımıza dokunmaya kalkarlarken iki kere düşünsünler;
“bu ülkenin kadınları ne der?” diye...
Biliyorsunuz, bir yerden kaptırırsak bir daha toparlayamayız.
Bunu çözmezsek, ileride hem de çok ileride değil ha, bundan sonra başka sorunlarla da karşılaşabiliriz.
Kartopunu çığ haline getirmeyelim, altında eziliriz.
Kadınların, bu ülkedeki kadınların çoğunun aynı fikirde olduğunu biliyorum.
Çeşitli yürüyüşler, eylemler de yapıldı ama yeterli değil.
Kimsenin kimseden haberi yok.
O halde birleşmemiz gerekiyor.
Münferit hareketler yerine daha kapsamlı ve daha kalabalık olmamız ve yasal girişimler yapmamız lazım.
Bütün kadınlar;
Yazarı, çizeri, edebiyatçısı, sanatçısı, popçusu, gazetecisi, ev kadınları, bütün mesleklerden kadınlar...
Bütün dernek ve vakıflar...
Herkes...
Türbanlılar da gelsin
Hatta asıl onlar gelsin.
Bu sefer ve belki de ilk sefer birlikte olalım.
Beyleri de bekleriz... Ki, bizi destekleyenlerin sayısı hiç de az değil.
Bir dernek bu birleşmeyi üstlensin.
Yasal bir yürüyüş yapalım.
Bu arada, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’ndan randevu istensin.
Onlara güzel güzel
anlatalım.
Aslında hepimizin kürtajdan kaçındığımızı ama ülkenin sosyal hâli yüzünden bu hakkımızın elimizden alınmasını istemediğimizi anlatalım.
Biz anlatalım da...
En kötü ihtimalle...
Yani başaramazsak bile, çocuklarımızın, kardeşlerimizin yüzüne bakabilelim.
Anlatacak iki lafımız olur.
“Denedik, çok uğraştık” deriz.
Bu hakkımız elimizden giderken, kadınların eylemlerini televizyondan çekirdek çitleyerek izleyip “vah vah, haklılar aslında” demedik, deriz.
Benim bildiğim, bu ülkenin kadınları bunu yapar!
Hadi o zaman!
Hadi...