Aşklar nereye gider?
.
Hani, “Evrende hiçbir şey kaybolmaz” teorisi var ya, sesler ve bütün konuşmalar da... Herhâlde aşklar da kaybolmuyor...
Tıpkı artık duymadığımız gelmiş-geçmiş bütün sesler gibi, şimdi hissetmediğimiz aşklar da bir yerlerde duruyor mu acaba?
Düşünsene, bir zamanlar “Sana âşığım, hem de nasıl” demişsin; bir kere de değil üstelik, defalarca...
O ses duruyor!
O adam ya da o kadın da duruyor.
Ama aşk?
Yok!
Nerede?
O da evrenin algılayamadığımız bir yerlerinde bekliyor mu?
Hisler de mi kaybolmuyor?
Sadece unutuyoruz, söylediğimiz sözler gibi...
O kadar uzak, o kadar geçersiz...
Şefkatle!
Yok canım, kaybolmuyor.
Arada bir hatırladığımzdan belli!
Heyecanla, şefkatle, nefret ya da pişmanlıkla hatırladığımızdan...
En güzeli, heyecanla hatırladıklarımızdır. Aklına geldiğinde hâlâ heyecanlanıyorsan, içini bir gülümseme kaplıyorsa, belli ki kimsenin kimseyi incitmediği bir aşkmış. Düşüncesi bile seni yeniler.
Şefkatle aşk mı hatırlanır? Evet, hatırlanır. Genellikle karı kocalarda yaşanır bu. Bir zamanlar tutkuyla yaşanan o aşk sevgiye, arkadaşlığa dönüşebildiyse, onu şefkatle hatırlarlar.
Bazen sadece biri hatırlar, bazen öteki...
Bir de terk edenler, terk ettiklerini şefkatle hatırlar.
Terk edilenler ise...
Yeter ki karşılaşma!
Nefretle hatırlananlar: Evrende en fazla onlar var herhâlde... Hele bu aralar! Çok mu yoğunlaştılar, ne? Yeni aşkların da üzerine çöktüler! Bir kez bile nefret etsen, onun gölgesi yenisinin üzerine düşüyor.
Ama kimbilir nasıl incindiysen... Nasıl canın yandıysa...
At onu “Pişmanlıklar” listesine... At da kurtul! Çünkü pişmanlıkla hatırlamak trajikomiktir. Hatta zaman geçtikçe sadece komikliği kalır, trajedisi evrendeki yerini alır.
Pişmanlıkla hatırladığın her aşkın altında bir hikâye vardır. Onu hatırladığında bazen güler bazen de iğrenirsin. Hatta ikisi bir arada bile olur. Ha, iğrendiğin sen misin, öteki mi? O da belli değil. Büyük olasılıkla bir boşluğuna geldi, yani hata sende ya, pişmanlık da oradan zaten, kendine kızarsın. Sonra da kendine gülmeye başlarsın. Yeter ki onunla karşılaşma!
Yani...
Sanırım aşklar kaybolmuyor.
Hatırladığımızdan belli...