Şampiy10
Magazin
Gündem

Muhteşem transfer filan değil

Muhteşem Yüzyıl’ın devamı ‘Kösem Sultan’ kanal değiştirmiş.

Yeni kanalından bölüm başına 1 milyon 300 bin TL alacakmış.

Amerikan dizilerinde oyuncuların bölüm başı ortalama kazancı olan bu rakam bizim televizyon dünyası için rekormuş.

Yani meblağ Hollywood standartlarına değil bize göre büyük.

Yurt dışı satışlarından dolayı dizinin 39 bölümlük yayın garantisi varmış.

Haberi ‘Muhteşem Transfer’ diye vermişler.

Benim bildiğim ‘muhteşem transfer’ bulunduğu yerde çok başarılı performans gösterenlerin dışarıdan gelen cazip bir teklif karşısında yer değiştirmesine denir.

İş dünyasında böyledir.

Spor dünyasında böyledir. Eğlence dünyasında da böyledir.

Koca bir sezon boyu reytinglerde bocalayan, ne deneseler tutmayan bir dizi, farklı bir kanala geçmiş ve yüklü bir para almış. Maliyetini bile karşılayacağı belli değil.

Buna ‘muhteşem transfer’ filan değil, biri kurtuldu şimdi diğeri düşünsün denir!

TV yarışmaları için ideal jüri

Ekrandaki yarışmalar için ideal jüri nasıl olur?

1) Farklı tipi, sürpriz lafları, göz kamaştırıcı giyimi ve ‘’Aaa bu da ne?’’ dedirten aksesuvarlarıyla ön plana çıkacak.Tıpkı Bülent Ersoy ve Yılmaz Morgül gibi.

2) En büyük özelliği güzelliği olacak. Tıpkı Azra Akın ve Emina Sandal gibi.

3) Sosyal medyada popüler olacak. Tıpkı Demet Akalın, Hadise ve Murat Boz gibi.

4) Gözlerini süzecek, anlamlı bakacak, nazlı konuşacak, kolay kolay beğenmeyecek. Tıpkı Nur Yerlitaş gibi.

5) Kulağı tırmalamayan, anlaşılır ve seksi bir aksanı olacak. Tıpkı Ivana Sert gibi.

6) Star gibi değil doğal, samimi, halktan biri gibi olacak ve sempatik davranacak. Tıpkı Gökhan Özoğuz ile İrem Derici gibi.

7) Zeki, hazırcevap ve her an patlamaya hazır bir bomba gibi oturacak. Tıpkı ‘Huysuz Virjin’ Seyfi Dursunoğlu gibi.

8) Kanalın patronu, yarışmanın sahibi ve moderatörü olacak. Tıpkı Acun Ilıcalı gibi.

Dönse bir türlü dönmese bir türlü

Popçu Sinan Akçıl bahtsız aşıklardan. Ebru Şallı’dan yaz başında ayrılmış. Meğer etrafa çaktırmadan yürek acısı çekiyormuş. Uzatmalı sevgilisi kendisine dönsün diye bir şarkı yazmış. ‘Şarttır’adlı parçasını digital platformda hayranlarıyla paylaşmış.

Şarkının sözleri şöyle:

‘’Dön bana, gördüğüm en büyük aşksın,

Son öpüşüm cennette kalsın

Zaten ölmüşüm sensiz bu nasıl aşktır? Elini bir daha çekme ölüyorum gözlerine

Benim senle nefes almam şarttır, şarttır’’

Sinan yine döktürmüş.

İnsan şarkının sözlerini okurken bile bir tuhaf oluyor.

Dinleyince kimbilir kendini nasıl hissediyordur?

Ebru gerçi ‘’Ne şarkı ne de başka bir şey, dönüşü yok’’ demiş. Ama bu işler hiç belli olmaz.

Bakarsınız bu romantizm fırtınasına dayanamaz fikrini değiştirir.

‘Şarttır’ın sözlerine bakılırsa Sinan onsuz da ölüyor, gözlerine baktıkça da.

Ebru’nun işi zor.

Dönse bir türlü, dönmese bir türlü!

Blue jean reklamı için tek şart

Mavi Jeans markasının yeni yüzü İlker Kaleli objektif karşısına geçip poz vermiş.

Fotoğrafı görünce dikkatimi çekti.

Markası ne olursa olsun dünyadaki tüm bluejean reklamları için olmazsa olmaz türünden bir kaide var.

Modelin cinsiyeti de fark etmiyor.

Ama oturduğunda bacaklarını iki yana açması gerekiyor.

Yoksa ne giydiği herhalde dikkatimizi çekmez sanıyorlar.

Blue Jean reklamı için tek şart.

Otururken bacaklar ayrık olacak!

Yazının devamı...

İkinci şans mutfağı

Özcan Deniz ile Nurgül Yeşilçay yıllar sonra tekrar bir araya geliyor. Asmalı Konak zamanında efsane olan ikili yeni bir projede buluşuyor.

Özcan Deniz’in aynı zamanda yönetmenliğini üstlendiği ‘İkinci Şans’ filmi Kasım ayında vizyona girecekmiş.

Özcan filmin bazı sahnelerinde mutfağa girip yemek pişirmiş.

Nurgül rol arkadaşının hem yemeklerini hem yönetmenliğini çok beğenmiş. Önemli olan sadece onun değil izleyicinin de beğenmesi. Özcan Deniz’in ‘İkinci Şans’ mutfağından çıkan filmin gişede tutması.

Güneyde Hatay.

Gerisi detay!

Kadınlar soğuğu sevmez

Başarılı oyuncu Mehmet Aslantuğ ile zarif eşi Arzum Onan oğullarıyla Bodrum’da tatildelermiş.

Ailece Bitez’de demirledikleri teknelerinde kalıyorlarmış.

Arzum geçen gün su soğuk diye denize gimek istememiş. Allem etmişler kallem etmişler ama dinlememiş. Boşuna çene yormuşlar. Dikkat ederseniz kadınlar genelde çabuk üşür. Uçakta klima açıldığında hemen battaniye ister.

Düşünün…

Arzum Ağustos’un ortasında Bodrum denizine soğuk diye girmiyorsa.

Haziran’da filan ayağını bile sokamaz.

Demek ki neymiş?

Kadınlar soğuğu sevmezmiş!

Yerlisi yerine Hollandalısı

Fenerbahçe’nin efsane başkanı Ali Şen, Pereira’dan boşalan teknik direktörlük görevi için yerli isimlerden yana olduğunu belirtti.

Mourinho ayarında birini alamadıktan sonra ülke futbolunu bilen yerli hocaların takıma daha çabuk adapte olacağına ve daha başarılı olacağına inandığını söyledi.

Hatta karizmatik ve animatik hocalarımızdan Yılmaz Vural’a şans verilmesini önerdi.

Aradan bir gün geçti.

Fenerbahçe, 32 yılda 17 takım çalıştırdığı için Hollanda’nın Yılmaz Vural’ı olarak tanınan 68 yaşındaki Dick Advocaat’ı transfer etti.

Ali Şen Başkan yine futbol konusundaki vizyonunu gösterdi. Ufak bir ayrıntı dışında sarı lacivertli takımın yeni hocasını bildi. Fenerbahçe, yerlisi yerine Hollandalısını takımın başına getirdi!

Caretta caretta oldu piranha piranha!

Doğanın dengeleri değişti. İnsanlar yıllar boyunca yaptıkları tahribatlarla tabiatı alt üst etti.

Küresel ısınmanın yanısıra hayvanlar alemi de olumsuz etkilendi.

Bazılarının nesli tükendi. Bazıları huy değiştirdi.

Bodrum koylarında deniz kaplumbağaları 2’si çocuk 5 kişiyi yaralamış. Caretta Caretta’lar yaşam alanlarına yaklaşan olunca strese girip kendilerini koruma içgüdüsüyle saldırganlaşıyormuş. Şu hale bakın.

Dünya tatlısı ve masumu deniz kaplumbağalarını bile çileden çıkartmayı başardık. Şimdi kendilerini Güney Amerika nehirlerinde yüzen bir balık türü sanıyorlar.

Caretta Caretta oldu Piranha Piranha!

Yazının devamı...

Oyuncu için senaryo değişmez

Kıvanç Tatlıtuğ, uzunca bir aradan sonra tekrar ekrana dönme hazırlığındaymış. Tuba Büyüküstün ile başrollerini paylaşacağı dizi ‘Siyah Beyaz’ adını taşıyormuş. Son oynadığı ‘Kurt Seyid ve Şura’da hayal kırıklığı yaşayan ünlü oyuncu bu kez işi şansa bırakmak istemiyormuş.

Reytinglerde başarılı olmak ve imajını zedelememek için dikkat ediyormuş. Bu yüzden çekimler daha başlamadan ufak çapta bir senaryo krizi yaşanmış. Kıvanç, ‘Başkan’ lakabıyla hitap edilen karanlık işlerle uğraşan bir adamın sağ kolu ‘Ferhat’ı oynayacakmış. Ancak yakışıklı aktör dizide canlandıracağı karakterin çok kötü ve acımasız bir adam olarak gösterilmesinden rahatsız olmuş. Senaristler iddiaya göre Kıvanç’ın isteği doğrultusunda hikayeyi değiştiriyorlarmış.

Haber doğruysa hata yapıyorlar. Ya o role başka birini bulacaklar. Ya da Kıvanç’tan vazgeçmek istemiyorlarsa ona bambaşka bir proje hazırlayacaklar. Kötü adam karakterine izleyiciye sempatik gelsin diye biraz iyilik vermeye çalışırsan hikayenin özünü, inandırıcılığını yitirirsin. Oyuncun beğensin diye senaryoyla oynamaya başlarsan diziyi başlamadan bitirirsin!

Kasalar bavullar torbalar dolusu Babla

Diva Bülent Ersoy, nam-ı diğer Bülent Abla ya da kısaca Babla heybetli, görkemli ve son derece ihtişamlı bir kadındır. Kostümleri, mücevherleri, takıları, saçı, makyajı ve özellikle iştahı hep abartılı yansıtılır. Örneğin başkalarının yedikleri porsiyonlarla anlatılır. Babla’nınki kilolarla.Başkalarının giydikleri tanelerle anılır. Babla’nınki bavullarla. Divamız geçen hafta Bodrum Türkbükü açıklarında tatil yapmış. Tekneye 8 valiz dolusu kıyafet, 10 kasa meyve, bol miktarda kahvaltılık malzeme ve sebze dolu alışveriş torbaları taşımışlar. Özel bir aşçının bulunduğu tekneye her gün lokantalardan kebap ve balık siparişleri verilmiş. İşte size Babla farkı. Meyveyi, sebzeyi, kahvaltılığı, balığı, kebabı her şeyi anlarım. 8 bavul dolusu giysiyi aklım almaz. Tekne bu tekne. Sahne değil! Tatil bu tatil. Ekstra değil! Söz konusu divamız olunca kavramlar değişiyor. Kasalar, bavullar, torbalar dolusu Babla oluyor!

Önemli olan makyajsız kendini iyi hissetmek

Radyo programlarıma konuk olan bazı ünlü kadın popçu ve oyuncuyu aynı akşam ekranda gördüğümde kimi zaman gözlerime inanamazdım. Yaptıkları makyaj sayesinde ekranda radyo stüdyosunda olduklarından son derece farklı görünürlerdi. İnanın aralarında tanımakta zorluk çektiklerim bile oldu.

Ünlü popçu Hadise’nin doğal bir güzelliği var. Makyajsız fotoğrafının çekilmesine aldırmıyor. Birçok ünlü hemcinsi gibi yüzünü saklamaya çalışıp panik yapmıyor. Hatta “Sorun yok çekebilirsiniz. Kendimi böyle de çok iyi hissediyorum” diyor. Önemli olan kendine güvenmek. Makyajsız da kendini iyi hissetmek!

Yazının devamı...

Otoriter popçu dediğin böyle olur

Popçu vardır nazlıdır.Popçu vardır kaprislidir.

Popçu vardır geçimsizdir.

Popçu vardır şımarıktır.

Popçu vardır otoriterdir.

Çeşme’de konser verdiği mekanda dansçılarına kızarak sahneden kovan Demet Akalın otoriter olanlarından.

Ünlü popçu şarkısını yarıda kesip kendisine eşlik eden dansçılarına dönmüş.

“Zaten 4-5 gündür güzel tatil yapıyorsunuz. Çıkmanıza gerek yok ben kendi kendimi eğlendiririm” diye onları bir güzel paylamış.

Demek dansçılarını sahnede kendisini eğlendirsin diye kullanıyor.

Sonra öfkesi bir türlü dinmemiş.

Sinirden eli ayağı titremiş.

“Burada mum gibi duracaksınız mum” diyerek hepsini sahnede sıraya dizdirmiş.

Sanırsınız popçu Demet konser vermiyor, komutan Demet birliğindeki askerleri içtimada hazır ola getirmiş yoklama yapıyor.

Dansçıları ne yaptı veya yapmadı da Demet bu kadar kızdı bilemem.

Konser bitimine kadar bekleyemeyip neden onları herkesin içinde fırçaladı onu da bilemem.

Sahnede mum gibi duran dansçı ne işe yarar onu hiç bilemem.

Ama bildiğim bir şey varsa o da…

Otoriter popçu dediğin böyle olur!

Reklam aşkının tersi de varmış

Ünlüler bazen isimlerini gündeme getirmek için gerçekte aslı astarı olmayan sadece magazincilere malzeme vermek için tasarlanan bir reklam aşkı yaşar.

Karşılıklı olarak işlerine geldiği kadar bunu uzatırlar.

Sonra çıkarları doğrultusunda ilişkilerini sonlandırırlar.

Bunun dünyada şimdiye kadar birçok örneğini gördük.

Bir ara bizde o kadar çok reklam aşkı yaşandı ki hangi ünlü çiftin sahici, hangisinin reklam aşkı olduğunu çözmek muamma oldu.

Serenay Sarıkaya ile Kerem Bursin’in durumu ise farklı.

Onların aşkı, ilişkisi gerçek.

Hatta o kadar gerçek ki ünlü çiftle ilgili çıkan haberlerin birlikte oynadıkları reklam filminde markanın önüne geçtiği düşünülüyormuş.

Firma yetkilileri bu durumdan rahatsız olmuş.

Kerem’in yerine başka bir oyuncuyla anlaşmışlar.

Serenay’ın yeni partneri İlker Kaleli olacakmış.

İşte size dünyada bir ilk.

Aşkı yüzünden rol aldığı reklamı kaybeden bir oyuncu.

Oysa canım Türkiyem’de her ünlü oynadığı reklam filminde markanın önüne geçer.

Kabak Kerem’in başına patlamış.

Demek reklam aşkının tersi de varmış!

Sibel Can’ın konser rejimi

Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konserlere sanatçılar çok önem veriyor.

Gösterilerinin kusursuz olması için hiçbir masrafa girmekten çekinmiyor.

Örneğin Berkay’ın bu uğurda bir servet harcadığı söyleniyor.

Ayrıca hepsi sporcu gibi kampa girip hazırlanıyor.

Tıpkı Sibel Can gibi.

Ünlü sanatçı geçen haftaki konseri için doktor kontrolünde 2 ayda 10 kilo vermiş.

Dekolte kıyafeti ve incelmiş fiziğiyle dikkat çekmiş.

Sibel hep böyle yapıyor.

Önce kiloları veriyor sonra fazlasıyla geri alıyor.

Bu kez formuna nazar değmesin.

Konser rejiminden vazgeçmesin!

Yazının devamı...

Senaristi tekmeleyen oyuncuya tekme

Crimal Minds’ dizisi 11’inci sezonuna girdi. FBI’nın kriminallerin profilini çıkartarak polislere yardım ettiği elit bir ekibin her bölümde farklı ve heyecanlı maceraları tüm dünyada ilgiyle izleniyor. Ekibin lideri Aaron Hotchner karakterini canlandıran 54 yaşındaki Thomas Gibson yönetmenliği üstlendiği bir bölümde dizinin senaristi ile tartışmış. Sinirlerine hakim olamayan deneyimli oyuncu sette senaristi tekmelemiş. Senarist şikayetçi olmuş. Araya yazarlar sendikası girmiş. Dizinin sahibi CBS kanalı bunun üzerine Gibson’ı setten uzaklaştırmak zorunda kalmış. Çekimleri yapılan son iki bölümde Gibson yer almamış. Ne zaman döneceği belli değil. Gibson bundan 3 yıl önce alkollü araç sürerken trafik ekiplerine yakalandığında 5 polis memuru kendisini zapt etmekte zorlanmıştı. O olaydan sonra yapımcılar ve yayıncı kanal aktöre bir ceza vermemişti. Bu kez affetmediler. Senaristi tekmeleyen oyuncuya Hollywood’da tekmeyi attılar. Sizce bizde olsa ne yaparlar?

ŞEZLONG TUTMA YASAĞI BİZDE DE OLMALI

İtalya’da plajlarda şezlong tutmayı yasaklamışlar. Yetkililer sabahın köründe gidip plajlarda en iyi yeri kapmaya çalışmanın diğer tatilcilere haksızlık olduğunu belirtmiş. İtalya’da yeni çıkan kanuna göre şezlonglara havlu ve özel eşyalarını bırakıp yer tutanlara 662 lira para cezası verilecekmiş. Şezlong tutma bizde de büyük problem. Bir bakıyorsunuz şemsiye altındaki tüm şezlonglar kapılmış ama üstlerinde kimse yok. Saatlerce hatta tüm gün boş kalan şezlonglar oluyor. Rahmetli anneciğim Dilşan Hanım, Fethiye’deki Hillside Beach Club’da şezlongların üstüne bırakılanları hiç takmazdı. Herkes onun gibi yapamaz. Şezlong tutma yasağı bizde de olmalı.

MADONNA ÜSTÜ LADY GAGA

Hande Yener konserlerinde görsel şova önem veriyor. Kostümlerini, aksesuvarlarını en çılgınlarından seçiyor. Popun kraliçesi şanına layık şekilde rakiplerinden farklı olmaya çalışıyor. Açıkhava’daki son konserinde sahneye 300 metre demir boru kullanılarak yapılan dev bir kafes içinde çıkmış. Yetmemiş yanlarına iki de yangın merdiveni kurdurmuş. Konser boyunca Hakan Akkaya imzalı birbirinden iddialı 7 kostüm değiştirmiş.

Eline Türk bayrağı alıp gladyatörler gibi giyinmiş. “Ben bir savaşçıyım. Çok düşmanım var. Tıpkı ülkemiz gibi. O yüzden biraz güçlü durayım istedim” demiş. “Millet Bodrum’da denize girerken biz evde kareografi çalışıyorduk” diye konsere ne kadar önem vererek hazırlandığını göstermiş. Hande geçen yıl da aynı konsere 3 aylık prova sonrası uçarak çıkmıştı. 24 şarkılık repertuvarına 12 dansçı eşlik etmişti. Döner üstü pilav vardır. Hande’ninki de onun gibi. Madonna üstü Lady Gaga!

KALPLERE VUR BİR ZIMBA CUPPA DA CUPPA

Tarkan’ın ‘Cuppa’sı hayranları tarafından pek tutulmadığı iddia edildi. Megastarın uzun bir aradan sonra çıkarttığı eğlenceli parça çok eleştirildi. “Hiçbir yazlık mekan çalmıyor” dendi. Geçenlerde Sertap Erener’e alışverişe çıktığında ayaküstü sormuşlar. O da dinlemediğini söylemiş. Yani sektörün en önemli yıldızının son çalışmasını merak bile etmemiş. Ben şahsen çok beğendim. Tarkan’ın müziğine olan sevgimden, kariyerine olan saygımdan, her yaptığı parçanın başımın üstünde yeri var. Megastar yakında ard arda vereceği konserlerle hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Kalplere vur bir zımba. Cuppa da Cuppa Cuppa!

Yazının devamı...

Yenikapı ünlüler teknesi

Yenikapı’da yapılan ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ gerçekten muhteşem oldu. Yazın en sıcak ve nemli günlerinden biri olmasına rağmen milyonlarca insan miting meydanını hınca hınç doldurdu. İğne atsan yere düşmez bir durum vardı. Halk meydanda etrafını saran kalabalık ve sıcakla boğuşurken mitinge katılan ünlü isimler özel bir tekneyle püfür püfür deniz havası alarak Yenikapı’ya gelmiş. ‘Sanatçılar Gemisi’ adı verilen tekne Boğaz’ın en lüks otellerinden Four Seasons’ın önünden kalkmış.

İbrahim Tatlıses’inden Gülben Ergen’ine, Halit Ergenç’inden Yavuz Bingöl’üne, Murat Boz’undan Sibel Can’ına kadar sayısız ünlü teknede yerini almış. Kimi ‘Tekbir’ diye bağırmış. Kimi ‘Onuncu Yıl Marşı’nı çaldırmış. Hep birlikte ellerinde Türk bayrakları ‘Memleketim’ şarkısını söylemişler. Sonra Yenikapı’da kendilerine ayrılan özel bölümden kalabalığın içinde ezilmeden, itilip, kakılmadan mitingi izlemişler. Bu arada Gülben Ergen bir ara davalık olduğu sonra aynı jüride olmak için mecburen barıştığı Mustafa Sandal’la röportaj yapmış. Ferhat Göçer uzatmalı hayat arkadaşı Ömür Gedik ile birlikte yıllar sonra nihayet bir kare fotoğraflarının çekilmesi için isteyerek, gülümseyerek poz vermiş. Ne güzel. 7 Ağustos canım Türkiyem’in birlik, beraberlik, barış adına tertemiz bir geleceğe adım attığı gün olarak hatırlanacak. ‘Yenikapı Ünlüler Teknesi’ de kolay kolay unutulmayacak.

Serdar Ortaç ateşle oynuyor

Serdar Ortaç genç ve güzel İrlandalı manken eşi Chloe Loughnan ile ilgili haberlerle gündeme gelmeye devam ediyor. Ünlü popçu son olarak “Benim hanım sarışın ve bu haliyle çok dikkat çekiyor. Karar verdim, itiraz etse de saçlarını siyaha boyatacağım” demiş. Serdar farkında değil. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacak.

Akıllı bir erkek kadınının saçının rengine, şekline, kesimine asla karışmaz. Çünkü o kadın sonuçtan memnun kalmazsa sürekli erkeğini suçlar. Hayatı ona zindan eder. “Senin yüzünden...” diye başlayan şikayetlerinin, kinayelerinin sonu gelmez. Serdar eşinin saçı yerine ateşle oynuyor. Bıraksın Chloe sarışın kalsın. 1999 yılındaki popüler şarkısındaki gibi. Asrın Hatası’nı yapmasın!

Paramparça kasabı Petekkaya

Sevgili Erkan Petekkaya’nın Beykoz’da ‘Mestet’ adında başarılı bir etçisi, ocakbaşısı var. Yani ünlü oyuncu kasapçılıktan anlıyor. ‘Paramparça’ dizisinde de belli oluyor. Erkan’a başrol arkadaşı hiç dayanmıyor. Önce Nurgül Yeşilçay’ın Gülseren karakteri 2. sezonun ortasında ölerek diziye veda etti. Sonra onun yerine gelen Şükran Ovalı’nın Ayşe’si sezon finalinde hayatını kaybetti.

Erkan’ın dizideki yeni partneri Mine Tugay olacakmış. Bakalım o ne kadar dayanacak? Kolay değil. Karşısında Paramparça Kasabı Petekkaya var!

Yazının devamı...

Özcan loves Özcan

İnsanların kendilerini sevmesi, beğenmesi iyidir.

Kendisini sevmeyen, beğenmeyen; kimseyi sevmez, beğenmez.

Bir de kendine aşık olan insanlar vardır.

Bu tür insanların en büyük ilgi odağı kendileridir.

Onlarla uzun süreli bir ilişki veya evlilik sürdürmek zordur.

Çünkü sonunda hep en büyük aşklarına yani kendilerine dönerler.

Örneğin, güzel sunucu Burcu Esmersoy kendisine aşık ünlülerimizdendir.

Bu nedenden dolayı karşı cinsle olan ilişkileri uzun süreli ve kalıcı olmamıştır.

Erkeklerden de oyuncu ve yönetmen Özcan Deniz kendine aşık ünlülerimizden.

44 yaşındaki eski türkücü evlilik planları yaptığı kendisinden 21 yaş küçük oyuncu sevgilisi Buse Narcı olan ilişkisini sonlandırmış.

Sosyal medya hesabından “Olmayacak insanlarla, olmayacak hayaller kurduğum için en çok da kendimden af diliyorum” diye bir göndermeyle ayrılığını duyurmuş.

İnşallah kendisi kendini affeder.

Ne diyelim?

Özcan loves Özcan!

Anlayışlı kanaviçeci Mabel Matiz

Mabel Matiz, ismiyle, tipiyle, sesiyle, tarzıyla, şarkılarıyla, nev-i şahsına münhasır sanatçılarımızdan.

Tıpkı Yıldız Tilbe, Halil Sezai ve Yılmaz Morgül gibi.

Pop müziğin sevilen sıra dışı ismi nadir röportajlarından birini vermiş.

“Benim sosyal medya sayfalarımda çok fazla sevgi ve nefret söylemi oluyor. Küfür edenleri de anlıyorum, aşkından ölenleri de. Hepsi birer dışavurum sadece” demiş.

Mabel’in anlayışı ulvi bir seviyeye erişmiş.

Küfürü de aşk gibi ‘dışavurum’ olarak algılıyor.

‘Backstage’ notuyla Instagram’dan pembe pantalon, beyaz gömlek, mavi külotlu fotoğrafını paylaştığında ‘Bu nasıl poz?’ diyenlere, “Bence dünyadaki en güzel şey doğallık, netlik. Net bir fotoğraf o” diyen biri için sürpriz değil aslında.

Ünlü şarkıcı boş zamanlarında kanaviçe yaptığını ve bunun meditasyon gibi geldiğini söylemiş.

Küfürlere olan sabrı ve tahammülü ordan geliyor olmalı.

Anlayışlı, kanaviçeci Mabel Matiz.

Tanıştığımıza memnun oldum!

A true love story

Oyuncu, sunucu ve eski manken Pınar Altuğ ile Yağmur Atacan çiftinin 8 yıllık evlilİkleri başarıyla devam ediyor.

Nazar değmesin.

7 yaşında ‘Su’ adında dünya tatlısı bir de kızları var.

Pınar, Yağmur, Su isimleri gibi uyum içinde gül gibi geçiniyorlar. Aradaki yaş farkı sorun olmuyor. Pınar 41, Yağmur 33 yaşında.

Pınar’ın ‘Miss Turkey’ seçildiği 1994 yılında, Yağmur daha 11 yaşındaydı.

İkilinin birlikte Bodrum’da bir davette çekilmiş son fotoğraflarını gördüm.

Pınar her zamanki gibi güzel, cazibeli ve olgun bir kadın görüntüsünde.

Bebek yüzlü eşi Yağmur da hala ergenlik çağındaki delikanlılar gibi.

Karı koca gibi değil, abla kardeş gibi duruyorlar.

Ama önemli olan görüntüleri değil birlikte mutlu olmaları. Onlarınki gerçek bir aşk hikayesi.

Fountain, Rain and Water.

A true love story!

Yazının devamı...

Hayrandan hayrana fark var

Murat Boz’la selfie çekmek kadın isteyen hayranları

Aslı Enver’i umursamamış...

Murat Boz sevgilisi Aslı Enver ile Nişantaşı’nda el ele yürüyormuş.

Derken ünlü popçuyla selfie çekmek isteyen kadın hayranları yanlarına gelmiş.

Aslı’yı hiç umursamamışlar.

Hatta orda yokmuş gibi davranmışlar.

Murat ile selfie çekmek için sıraya girmişler.

Aslı doğal olarak bu duruma bozulmuş.

Arabalarına geçip sevgilisini beklemiş.

Murat da bu arada genç ve güzel kızlarla poz pozselfieler çekmiş.

Yanlarına gelen delikanlı gençler, yaşlı kadınlar veya çoluk, çocuk olsa hadi neyse. Öyle olsa Aslı herhalde bu kadar içerlemezdi.

Ama birbirinden genç, güzel ve havalı kızlar. Üstelik magazincilerin nöbette beklediği sosyetik Nişantaşı’nın göbeğinde.

O zaman işte ortalık karışır.

Selfie dediğin şey hep aynı.

Ama…

Hayrandan hayrana fark var!

Yaz değil laf olimpiyatları

2016 Rio Yaz Olimpiyat Oyunları başladı.

206 ülkeden 10bin 500 sporcu yarışıyor.

Canım Türkiyem’i temsil eden ekibe başarılar diliyoruz.

İnşallah ülkemize madalya ile dönerler.

Olimpiyat deyince akla atletim, yüzme, halter, güreş, okçuluk filan geliyor.

Oysa ünlülerin söyledikleri ilginç ve unutulmaz sözlerden de bir Olimpiyat oyunu yapılsa ve adına yaz değil ‘Laf Olimpiyatları’ dense elimiz boş dönmeyiz.

İşte kanıtı:

SAYI SAYMA DALINDA: ‘’Topu topu 7 nota var. Kaç beste yapabilirim ki ’’(Serdar Ortaç)

GÜN SAYMA DALINDA: ‘’Evet bugün Perşembe. Haftanın son günü. Yani bugünü saymazsak’’ (Pınar Altuğ)

YIL SAYMA DALINDA: ‘’Her sene bir sene daha geçiyor’’ (Tarkan)

ADIM SAYMA DALINDA: ‘’Tangoya başlarken kadınlar sağ ön, kadınlar sol arka ayaklarıyla başlar’’ (İpek Tuzcuoğlu)

TUTMA KOPARTMA DALINDA: ‘’Bazı şeylerin tutarlılığı tuttuğun şeylere bağlıdır’’ (Mustafa Topaloğlu)

FARKLI BAKIŞ DALINDA: ‘’Benim koyunum bile Avrupalı’dan farklı bakıyor’’ (Nihat Doğan)

İMKANSIZI BAŞARMA DALINDA: ‘’Mozart dinlemiyorum. Ama, Türkiye’ye gelirse konserine mutlaka giderim’’ (Emrah)

KÜLTÜR ÖLÇME DALINDA: ‘’Fransızlar amma kültürlü, ufacık çocukları bile Fransızca konuşuyor’’ (İzzet Yıldızhan)

ZIPLAMA DALINDA: ‘’Beni yerden yere vurdular ama ben lastik top gibiyim’’ (İbrahim Tatlıses)

HAYATTA KALMA DALINDA: ‘’Nefes almayı hiç ihmal etmemeliliyiz’’ (Ebru Şallı)

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.