Tercih maratonu sürerken adayların formu doldururken puan sıralamasına göre tercih yapmalarına gerek yok. Tercihler arasında 3-4 binlik oynamalar olabilir.
Tercihler ‘asker sırasına’ girecek diye bir kural yok! Kendinizi o kadar katı kuralların içine hapsetmeyin, biraz esnek davranın, korkmayın. ‘Kullandığımız bütün veriler, geçen yılın verileri, bu yıl da aynıları olacak’ diye beklemeyin. Tercihler arasında 3-4 binlik oynamalar olabilir yani 120.589’un altına 124.724’üncü sıradaki yeri yazabileceğiniz gibi ondan daha yukarıda bulunan 116.706’ncı sıradaki bir yeri de yazabilirsiniz. Bu ölü bir tercih olmaz, çünkü iki tercih arasında makul bir fark vardır.
Bir tercihi daha üst sıraya yazan mı avantajlıdır?
Kaçıncı sıraya yazarsa yazsın, kimin puanı daha yüksekse o avantajlıdır! Cengiz’in TM-1 puanı 485, Sadık’ın TM-1 puanı 486 olsun. Cengiz aynı tercihi 1’inci sıraya, Sadık da aynı tercihi 30’uncu sıraya yazmış olsun. Şayet o bölüme bir aday alınacaksa bu Sadık olacaktır çünkü Sadık’ın puanı Cengiz’den yüksektir. ‘Peki, bu durumda sıranın ne önemi var’ diyeceksiniz. Şu önemi var: Cengiz, bu bölümü diğer tercihlerinden önce istiyor, Sadık da ‘diğer tercihlerim olmazsa, en son bu tercihime yerleşeyim’ diyor.
Fen-edebiyat tercihi yapacaklar aman dikkat!
Geçen yıl şöyle bir süreç yaşandı: Tercih süreci devam ederken YÖK, fen-edebiyat fakültelerine öğretmenlik formasyonu verilmeyeceğini açıkladı. Yersiz bir karardı ama emir büyük yerden gelmişti. Birçok aday bu fakülteleri tercih etmedi, yazanlar yine de yazdı. Tercihlerin bitimine birkaç gün kala yine YÖK, verilen hakkın alınmayacağını ve fen-edebiyat fakültelerinin öğretmenlik hakkının baki olduğunu açıkladı. Bu arada pek çok aday da tercihlerini teslim etmişti. Anlayacağınız geçen yıl yazanlar kârlı, yazmayanlar zararlı çıktı. Şimdi gelelim bu yıla. Bu fakültelerin bölümlerini yazacak adaylar, lütfen geçen yılın verilerine bakıp da ‘ben şu bölümü rahatlıkla kazanırım’ türünden fikir beyan etmesinler. 2011 verileriyle 2012 verilerini karşılaştırdığınızda ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız.
İstek mi, sıra mı?
‘İkisi de’ desem...
İkisinin makul bir karışımı olmalı, her biri ayrı telden çalmamalı. Şöyle örnek vereyim: Çok istediğimiz yer 45.698’inci sırada, onun altına yazacağımız ve ondan sonra istediğimiz yer 35.474’üncü sırada olmamalı. Yani isteğin bir sınırı olmalı. Bu durumda alttaki tercih, geçersiz tercih oldu. Burada yapılması gereken ya alttaki tercihi 45.698’in üzerine yazacağız ya da sileceğiz. Şayet onun üstüne çıksın istemiyorsak o zaman onu yazmayacağız. Peki, yazarsak n’olur? Boşuna yer işgal etmiş olur.
Farklı puan türlerini nasıl karıştıracağız?
Adayın hem MF hem de TM tercihleri yaptığını varsayalım. Aday, önüne iki boş A4 kağıdı alacak. Bunlardan birine MF tercihlerini, diğerine de TM tercihlerini yazacak ve her ikisinin toplamı 30’u aşmayacak şekilde düzenlenecek. Her bir tercih listesi, kendi arasında küçük sıradan büyük sıraya doğru veya makul ölçüde istek-sıra dengesi göz önünde tutularak sıralanacak. Sonra başka bir boş kağıda bunları şu üç şekilde aktarabilir:
1 Aday şöyle diyebilir: Ben önce MF’leri, daha sonra da TM’leri istiyorum. Bu durumda aday, önce MF listesindeki tercihleri olduğu gibi bu kağıda aktarır, sonra bunun altına TM listesindeki tercihlerini sıralayabilir.
2 Aday şöyle de diyebilir: Ben önce TM’leri istiyorum, bunlar olmazsa o zaman MF tercihlerini istiyorum. O zaman önce TM listesindeki tercihler buraya aktarılacak, daha sonra da MF tercihleri yazılacak.
3 Aday şunu da yapabilir: İlk tercihim, MF’nin ilk sırasındaki yer olmalı, 2’nci tercih olarak yine MF listesinde bulunan 2’nci sıradaki yeri istiyorum. 3’üncü sırada, TM listesinin ilk sırasında bulunan yeri, 4’üncü sıraya MF listesindeki 3’üncü tercihi yazmak istiyorum. Ve bu işlem bu şekilde sürüp gider.
Bu üç şekil de doğru ama adayın olaya yaklaşım tarzı farklı. İşte bunun nasıl olması gerektiğine adayın kendisinin karar vermesi gerekir.
Anne ve babalardan rica
Evet, onlar bizim yavrumuz, onlar bizim geleceğimiz, onlar bizim teminatımız. Ancak unutmamamız gereken bir şey var: Bu, onların tercihi ve onların geleceği. Bize düşen şey, gücümüz yettiğince onlara maddi ve manevi destek sağlamak ve kararlarına saygı duymak olmalı. Ortada kötü bir şey yok ki, hani kendi başlarına bıraktığımızda gidip kötüyü seçsinler. Bizler, bazen iyi olsun diye kantarın topuzunu kaçırıyoruz. Tavsiye niteliğindeki kararlarımız, bir anda yaptırım niteliğine dönüşüyor; işte, o zaman da olanlar oluyor. Maddi konularda karar size ait ancak bölüm ve meslek konusundaki kararlar da gence ait olsun.
Tercihinizi yaparken dünya sıralamasına da bakın
ODTÜ, üniversite adaylarına tercih etmeyi planladıkları, üniversitenin genel ve alan sıralamalarında dünyada kaçıncı sırada olduğunu gösteren bir web sitesi hazırladı. ODTÜ Enformatik URAP Laboratuvarı Başkanı Prof. Dr. Ural Akbulut, dün başlayan üniversite tercih işlemlerinde adaylara yardımcı olmak için Türk üniversitelerinin dünya sıralamalarındaki yerini gösteren etkileşimli bir web sitesi hazırladıklarını söyledi.
153 üniversite dünya sıralamasında
Adayların, herhangi bir üniversite ve şehrin ismini girerek, genel sıralama ve alan bazında dünya sıralamalarındaki durumu görebileceğini anlatan Akbulut, tercih yapacakların 161 Türk üniversitesinin ilk 500, bin, 2 bin ve 20 bindeki yerlerini görebileceğini söyledi. Akbulut, Türkiye’den geçen yıl 153 üniversitenin dünya sıralamalarında yer aldığını bu yıl ise sayının 161’e çıktığını aktardı. URAP Laboratuvarınca hazırlanan rapora göre, dünyadaki 8 sıralama sisteminden en az birinde, ODTÜ, İstanbul, Hacettepe, Ankara, Ege, Bilkent, Gazi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi ve Koç Üniversiteleri ilk 500’de yer aldı. Dünya sıralamalarının en az birinde 501 ile bin arasına ise 16 Türk üniversitesi, bin 1 ile bin 500 arasına 27, bin 501 ile 2 bin arasına ise 24 Türk üniversitesi girdi. Adaylar, raporlara “http://tr.urapcenter.org/etkilesimlirapor” ve “http://tr.urapcenter.org” adresinden ulaşabilecek.
YARIN: Geleceğin meslekleri, örnek tercih listesi, sorularınızın yanıtları ve birkaç söz.