Şeytan doldurur!

Haberin Devamı

Bu yazı, gerçek bir olaydan alınmıştır. Olaydaki kişi ve kişiler gerçektir, hiçbiri hayal ürünü değildir! Yıl 1994, Haziran’ın ya 21’i ya da 24’ü. Gününü tam hatırlamıyorum ama olayı hiç unutmuyorum. Dün gibi aklımda... Yine bir tercih dönemi. Gelen gidenin haddi hesabı yok, yoğun günlerden biri. Karşımda anne ve kızı oturuyor. Sağımda anne, solumda kızı... Kız, çok başarılı, pırıl pırıl bir genç. Anne-baba hekim. Her ikisi de tıp doktoru. Ailenin eğitim seviyesi çok yüksek, çocuğu da her yönden çok iyi yetiştirmişler. Sadece ders başarısı yönünden değil, insanlık bakımından da...


***


Kızımızın ikinci yılı, ikinci kez tercih yapacak. Diyeceksiniz ki: “Eee, hani başarılıydı? Neden ikinci kez tercih yapıyor?” Söyleyeyeceğim, şimdi bu satırları anne-babalar iyi okusun: O yıllarda 24 tercih yapılıyordu. 23 tercih çocuğa bırakılmış, bir tercih de anne-baba hakkı olarak ayrılmış. Kız, çok kibar. Asla ailesine karşı çıkmaz, onları kırmaz, “hayır” demez, diyemez! “Canım, bir tercih de bizim hakkımız olsun. Bu kadar emek verdik, yazıver; bizim dediğimiz de olsun. Hem gidip onu mu tutacak?”

Silahla bir tek askerdeyken işimiz oldu, daha da olmaz!

Bize öğretilen bir kural vardı, belki de kuralların en önemlisi: Silahla şaka olmaz, silah boş bile olsa asla insana doğrultulmaz!

Neden?

Şeytan doldurur!

Şaka gibi ama böyle...


***


Aynı şey, tercihler için de geçerli. İstemediğini yazma, “şeytan doldurur!”

Anne-baba hekim ya, tercihlerden biri “tıp”, “Hacettepe Tıp”, hem de İngilizce olanından. Başkasına verseler, havada atlar ama kızımız “tıp” istemiyor, sevmiyor... Şeytan doldurur!

Şaka gibi ama böyle... Kız, Hacettepe Tıp (İng.) bölümünü kazanıyor ama okumuyor, kayıt da yaptırmıyor. Sevmiyor, istemiyor, zorla değil ya...


***


Yavrum, ağlıyor. Yeşil gözleri kançanağı gibi, gözyaşları sicim gibi dökülüyor yanaklarından. Devam etmeden önce şu bilgiyi de vereyim: Çocuk okul birincisi, okuduğu lisenin de birincisi. Şimdi devam edelim... Ağzından hep şu sözcükler dökülüyor: “Lisede benden daha aşağıda olan arkadaşlarım şimdi 2’nci sınıfa geçiyorlar. Ben daha hâlâ sınavı kazanmaya çalışıyorum. Kimsenin yüzüne bakamıyorum. Arkadaşlarım ve öğretmenlerimle karşılaşacağım diye ödüm kopuyor.”


***


Burası tıbbın çaresiz olduğu yer! Ne söylersiniz, ne yaparsınız, elinizden ne gelir... Anne, şunu söylüyor: Tövbeler olsun bir daha karışmayız! Olan olmuş artık karışsanız ne olacak, karışmasanız ne olacak. Kız, kendine küsmüş, hayata küsmüş, çaresiz, umutsuz...


***


Başka bir şey daha var. Bakın olay nereden nereye gidiyor: Bir önceki sene kazandığı için bir de puan kaybına uğruyor hem de telafisi mümkün olmayan puan kaybına... Çünkü okul birincisinin puan kaybı çok daha fazla oluyor... Sözün bittiği yer burası; söz bitiyor, umutlar bitiyor... Aslında yetiştirdiğimiz, üzerine titrediğimiz değerler bitiyor, yarınlarımız bitiyor!


***


Sizlerden zor bir şey istediğimin farkındayım ama onların tercihlerine saygı duyun, asla müdehale etmeyin.

Üzmeyin, üzülmeyin...

DİĞER YENİ YAZILAR