Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın uygulamaya koymak istediği en önemli kararlar arasında iki uygulama dikkat çekiciydi: Bunlardan birincisi TEOG’un uygulanması , diğeri de dershanelerin kapatılması süreci.. .
Aslında bunların ikisi birbirinden ayrı süreçler değildi, TEOG devreye girdiğinde, doğal olarak bu alandaki dershanelerin kapatılma süreci de kendiliğinden işlemeye başladı, ayrıca bir şey yapmaya gerek kalmadı…
Keşke üniversite giriş sistemi de böyle işleseydi, keşke orada da TEOG benzeri bir sınav sistemi uygulansaydı. O zaman bu patırtı gürültüye gerek kalmayacak, dershane süreci kendiliğinden ortadan kalkacaktı.
Tekrar belirtiyorum, her kim ki bu TEOG sistemini bulduysa, hakikaten ona helal olsun, gerçekten çok güzel bir sistem. Sistemin işleyişinde bazı sıkıntılar olmuyor değil (hatalı sorular, hatalı değerlendirmeler, hatalı yerleştirmeler vb.) ancak bunlar sistemden değil, uygulamadan kaynaklanan sorunlar…
TEOG sistemi, okul ve öğretmenin önemini ve itibarını artırma olanağı veriyor. Altyapı eksikliği, fiziki olanaksızlıklar, öğretmen açığı vb. sorunlar nedeniyle bugün e kadar okullarda öğrencilere verilen eğitimler yeterli olmadığından, hem ulusal hem de uluslararası sınavlarda ba şarj düzeyi alt seviyelerde kaldı. Aileler, okulun veremediği eğitimi telafi eden kurumlara başvuruyordu. Bu sistem, okulun ve okul öğretmeninin önemini kesinlikle önceki dönemlere göre daha iyi bir seviyeye çıkarma potansiyeli taşıyor. Öğretmeni daha aktif hale getiren bu sistem, okul ve öğretmen merkezli bir mantıkla hareket ediyor ve öğretmenlere yeni fırsatlar sunuyor.
Bu sınav, kesinlikle bir sıralama sınavı niteliğinde olmayıp, sadece öğrencinin Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler ve Yabancı Dil alanında sene içerisinde öğrendiği konulardan kazanımlarını yokluyor, güçlük derecesi yüksek olmayan, okuluna normal devam eden her öğrencinin rahatlıkla üstesinden gelebileceği sorularla uygulanıyor.
TEOG, sınav kaygısını ve okul dışı hazırlığı ortadan kaldırdı. Bu sistem, okuluna devam eden, günü gününe çalışan, sorumluluğunu bilen öğrenciyi ödüllendiren bir sistem. Dolayısıyla bunları yapan bir öğrenci için başka bir arayışa gerek kalmadı.
MEB’in hazırladığı yeni yönetmelikte, ilkokul, ortaokul öğrencilerinin özel etüt merkezlerinde verilen takviye kurslarından yararlanabileceği belirtiliyor. Bu etüt merkezlerini, üniversiteye hazırlık kursları gibi değerlendirmemek gerekir. Bu merkezler, kelimenin tam anlamıyla ‘ders takviye’ merkezleri olacak, yani eski adıyla dershane veya yeni adıyla kurs niteliğinde olmayacak. Kaldı ki, bunlara da gerek olacağını hiç sanmıyorum. Hem sistem buna ihtiyaç duymuyor, hem de MEB bu işi okul içi takviyeyle çok güzel götürüyor…