Çok şükür, tercihler bitti. Çok yoğun bir dönemi geride bıraktık. 16 gün süresince inanır mısınız bilmem, ama günde sadece 2 saat uyuyabildim. Hemen hemen her gün, tercihler sabahın 5'ine kadar sürdü. Bin beşyüz den fazla tercih yaptım. Yoğun bir talep vardı. Bu yoğun talebin iki nedeni var: Bir, sistemdeki karışıklık; iki, daha önceki yıllarda yaptığımız doğru ve isabetli tercihler. Şu ana kadar, tercihlerde yanılmadım; ne dediysem aynen çıktı. Hiç dolambaçlı yollara sapmadan, gerçeği çok net bir şekilde söyledim. Laf cambazlığı yapmadan, herşeyi somut bir şekilde önünüze koydum. Bu, bazılarınıza ters geldi. Duymak istemediklerinizi söyledim, ama ne yapayım benim tarzım bu! Çocuklarımıza yardımcı olmak, en temel görevimiz. Büyük bir özveriyle bunu gerçekleştirdik. Nasıl dayanabildiğim! merak ettiniz değil mi? Çok samimi söylüyorum, eşim de merak etti! 'Ben, ikinci günde bırakırdım' dedi. Aslında ben, sizlere neyi göstermeye çalıştım biliyor musunuz? Hani, hep soruyorsunuz 'Hangi üniversite iyidir, hangi meslek çok para kazandırır?' diye... İşte, bunun doğru olmadığını; kendinizin, kendinizi yetiştirmenin önemli olduğunu göstermeye çalıştım. Hangi meslek olursa olsun, çalışacaksın ve başaracaksın! Tercihlerin, ailece yapıldığı malumunuz. Tercih yapmaya gelenler, ailece geldiler. Hatta bazen, çocuklar sustu, aileler konuştu. Sanırsınız ki, tercihler anne babanın. Çocuk bir kenarda duruyor, ne sesi çıkıyor ne de ona soran var. Bu durumda benim, ailelere tavsiyem şu oldu: 2004-ÖSS başvuruları kasım ayında başlayacak. Kasım ayında sınava başvurun, ağustos ayında sizin tercihlerinizi yapalım. Nereye girmek, hangi bölümde okumak istiyorsanız, gelin onları yazalım. Böyle dedik, ama dinletemedik. Bunun iki nedeni var: Bir, anne baba kendi olamadığını çocuğunda görmek istiyor; iki, para kazandıran meslekleri seçtirmek istiyor.
Tercihler; ya puanın (yüzdelik dilimin) tuttuğu yerlere bakarak yapıldı ya da para kazandıran bölümler (meslekler) olarak yapıldı. Sevdiği, hoşlandığı bölümlere göre tercih yapan sayısı okadar azdı ki. Varsa yoksa, para. Tercihler de büyük ölçüde ona dayandırılarak yapıldı. İyi meslek, kötü meslek yoktur. Ahlaklı ve onurlu olduktan sonra, her meslek iyidir. Esas sorun; meslekte iyi olmak veya meslekte kötü olmaktır. Sizler, iyiliği veya kötülüğü hep dış unsurlarda arıyorsunuz; üniversitenin adından arıyorsunuz, mesleğin geçerliliğinde arıyorsunuz. 'Geçerli meslek', Hiç kimse, kendine şu soruyu sormuyor: Ben, daha iyi olabilmek için daha ne yapmalıyım, ne yapabilirim? Yabancı dile çok iyi sahip olmalısın, seçmeli bir çok ders almalısın, bilgisayar okur yazarlığını artırmalısın, yüksek lisans yapmalısın, sertifika programlarına katılmalısın, sanat ve kültür faaliyetlerine ilgili olmalısın vb. İşte, o zaman iyi olursun. İşte, o zaman tercih edilirsin. İnan ki, kimse senin diplomana bakarak işe almayacak! İnandın mı?!
(Devam edecek)
Teşekkür: Yeditepe, Okan, Beykent, Doğuş, İstanbul Ticaret ve Kadir Has üniversitelerine binlerce kez teşekkür... Bizlere ve çocuklarınıza kapılarını açtılar, tercihleri birlikte yapmamızı sağladılar. Sizleri ve bizleri, güzel bir organizasyonla buluşturdular.
İzlenimler (1)
Çok şükür, tercihler bitti. Çok yoğun bir dönemi geride bıraktık. 16 gün süresince inanır mısınız bilmem, ama günde sadece 2 saat uyuyabildim
Haberin Devamı