Sözüm, anne ve babalara... Öncelikle şunu belirtmekte büyük yarar görüyorum: Bu tercihler, sizin veya benim tercihlerim değil, çocuklarımızın tercihleri. Tercih formu, bizlere değil onlara ait. Onlar, geleceklerini seçecekler. Ancak biz rahat bırakırsak...
Bazı anne ve babalar, sanki tercih formu kendilerine gönderilmiş gibi olayı sahipleniyorlar.
Evet, size de hak veriyorum, çocuklarınızın geleceğini şansa bırakmak istemiyorsunuz. Şundan da eminim, çocuklarınızın bu noktaya gelebilmesi için her türlü maddi-manevi fedakârlığı gösterdiniz. Onların başarılı olabilmesi için tüm imkânlarınızı seferber ettiniz.
Bu kadar fedakârlıktan sonra, "en iyi mesleği seçme" hakkını da kendinizde görebilirsiniz. Ancak şunu asla unutmayalım: Bu, onların geleceği; bu, onların seçimi. Sizler ve bizler, sadece tavsiyede bulunabiliriz, hayat tecrübelerimizi onlara aktarabiliriz, sorarlarsa söyleyebiliriz. Ancak buraya kadar; işte, bu noktada görevimiz biter.
Bırakın, kararını kendisi versin; kendi geleceğini kendi belirlesin. Sevdiği ve istediği mesleği seçsin; mutlu olabileceği alanlara yönelsin. İyi meslek, sadece "para kazandıran meslek" anlamına gelmiyor. İyi meslek, insanın severek yaptığı uğraştır; yaparken, zevk aldığı uğraştır. İyi meslekle meslekte iyi olmak da birbirinden çok farklı kavramlardır.
Meslekte iyi olmak
İyi ve geçerli meslek, kişiden kişiye değişir. Neye göre iyi, kime göre iyi. Bu soruların yanıtı, görecelidir. Bence en önemlisi, meslekte iyi olmaktır. İnsan, sevdiği meslekte iyi olur. Lütfen, bu iki kavramı birbirine karıştırmayalım.
Bir çift sözüm var!
Sözüm, anne ve babalara... Öncelikle şunu belirtmekte büyük yarar görüyorum: Bu tercihler, sizin veya benim tercihlerim değil, çocuklarımızın tercihleri. Tercih formu, bizlere değil onlara ait. Onlar, geleceklerini seçecekler. Ancak biz rahat bırakırsak...
Haberin Devamı