THY hangi ülkelerde reklam çekmişti?

Haberin Devamı

Türk Hava Yolları’nın 7 ülkeye giden uçaklarda “içki yasağı” uygulamaya başlamasına gelen tepkilerin arkası kesilmeyince THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu Habertürk TV’de pek öfkeli bir açıklama yapmış. Öfkeli ve “iktidara yağcılık kokan” bir açıklama..

Yağ yapacağım derken de “laiklik ve hükümet cümleleriyle” büyük hatayı patlatmış.. Konuşmadan bazı başlıklar şöyle;

“İçki içmeyi laiklik sanıyorlar.. Kimseye pabuç bırakmayız.. THY üzerinden ‘iktidara nasıl vururuz’ diye düşünüyorlar.. Kimseye pabuç bırakmayız.. Koca gazeteler, koca köşe yazarları bir bardak suda fırtına koparıyor vs. vs..”

- İçki yasağını eleştirmek için “içki içiyor olmak”gerekmez, demokratik bir ülkede “özgürlüklerin korunmasını” istemek yeterlidir.

- Bunu yapmanın veya bir uçuşta içki içmek istemenin (ki birçok yolcu uçuş korkusunu bastırmak için içiyor) laiklikle ilgisi yoktur.

- Laiklikle ilgisi olmamakla birlikte “demokratik ve LAİK” yani her dine eşit mesafede duran ülkelerde devletler “devleti bir tek dine taraf gösteren” uygulamaları kuruluşlarında yapamazlar. (Normal, evrensel tarife uygun şartlarda laik bir ülkeden söz ediyoruz.)

- THY bir iktidar kuruluşu değil, bir devlet kuruluşudur, içki yasağına eleştiri “devlete” yapılır, hükümete değil. (Hamdi Topçu yağlama yaparken farkında olmadan Türkiye’de “devlet”in nasıl tek el, tek erk haline geldiğini vurgulamaktadır.)

- THY Yönetim Kurulu Başkanı yağ çekerken aynı anda “normal eleştiri hakkını kullanan” gazete ve gazetecilere ayar çekme hakkına sahip değildir.

GELELİM REKLAM OLAYINA..

Bırakın tüm diğer fiyasko savunmaları bir yana; THY adına reklam çekenler 90 saniyelik reklamfilmi için dünyayı 3 kez turladılar. Milletin cebinden milyonlarca lira harcandı ve hepimiz buna rağmen “beğendiğimizi” yazdık. Peki yabancı ülkelerin havaalanlarına bile “Globally yours” posterleri asan, “en fazla ülkeye uçan havayolu” olduğunu tekrarlayan THY bu dünya yolcularının “içki istemesi”ne nasıl ipotek koyabilir? Bu nasıl “global” havayoludur ki sadece Suudi Arabistan, İran benzeri radikal Müslüman ülke uygulamalarını yapmaktadır (kaldı ki o ülkelerde bile isteyen insanlar kaçak şekilde içki içiyor).. Milletin parasıyla finanse edilen bir kuruluşta rekabet gücünü etkileyecek bir girişimi “keyfi olarak” nasıl yapabilir?

Kararı her kim verdiyse o, buna kendinde nasıl hak görebilir, oyuncak mı bu işler?

MANCHESTER UNITED’A NE DİYECEKSİNİZ?

Haydi Türklere yaptınız, reklam filmi çektiğiniz İngiltere, Manchester United futbolcuları, Fransa, İtalya, ABD, Çin ve çok sayıda diğer ülke vatandaşları “yasak konulan” uçaklarda bulunup içki isterlerse onlara ne cevap verilecek?

“Kimseye pabuç bırakmayız” dediği “kimse” halktır, halkın sesi medyadır, demokrasiden söz etmek zorlaşsa bile henüz o kadar da değil!

(Meraklısına NOT: 17 yaşımdan bu yana sık sık yurt dışı uçuşu yapmakla birlikte şimdiye kadar tek bir kez içki içmedim ama böyle yasak olmayacağını yazarım.. Bu kapsamda mail göndermeye zahmet etmeyin.)

*****


Kadına şiddete tepki gösterisi!

Perşembe günü saat 1’de Beşiktaş Meydanı’nda “Sevgililer Günü’nde tüm dünyada 1 milyar kadının aynı anda dans ederek kadına şiddeti protesto ettiği” gösterinin bir parçası olan eylemdeydim. Türkiye’de VATAN gazetesinin desteklediği bu eylemin halktan gördüğü ilgi, katılımın yüksekliği ve herkesin elindeki VATAN’ın hazırladığı “kırmızı el” ler beni mutlu etti.

Biz orada tepki gösterirken bile Türkiye’de kim bilir kaç kadın ve çocuğun “şiddetle karşı karşıya” olduğunu bildiğim için içimden dans etme isteği gelmese de biraz katılmaya çalıştım. Gözüme çarpan eksiklik ise “kadına şiddet”ten söz ederken “çocuklar”ın unutulmasıydı. Gösterinin sunumunu yapanlar, konuşanlar bu konuyu tümüyle unuttular ki Türkiye’de “sesi çıkmayan, çektiklerini anlatmaktan bile korkan çocuklar”ın aile içi ve dışında karşılaştığı şiddet bu konudan asla soyutlanamaz. Unutulamaz.

ERKEKLER DE KATILDI

Beşiktaş Belediyesi organizasyonu kusursuzdu, Başkan İsmail Ünal güzel bir açılış konuşması yaptı, katılanlar son derece coşkuluydu ve en önemlisi bu bir kadın gösterisi olmasına rağmen “çok sayıda erkek” kırmızı eller tutarak dans etmekteydi. Erkeklerin şiddete karşı çıkması, bu konuyu kadın olayı olarak görmemesi, soruna çözüm bulunması açısından çok önemli.

Bu arada, VATAN Ekler Bölümü’nde tüm meslektaşlarımın, başta Genel Yayın Yönetmeni Güney Öztürk olmak üzere günlerce, sabahlara kadar çalışarak bu özel gösteri için hazırladığı “Kırmızı” ilavesi de gurur duyulacak kadar güzeldi, söylemeden ve onları kutlamadan geçemeyeceğim. İşte bu büyük sorun ancak böyle özveriyle ve el ele vererek, toplum duyarlılığını da arttırarak çözülebilir!

DİĞER YENİ YAZILAR