Başbakan Erdoğan son konuşmasında da yine “çözüm sürecinin önüne dikilenler” diyerek bu süreçte “tüm ihtimaller”i tartışanlara, başta her zaman yaptığı gibi “muhalefet partilerine” çattı... “Öcalan’a ne söz verdin diye soruyorlar, milletimin verdiği yetkinin dışına çıkmadım” dedi. Ama PKK’nın Kandil’deki lideri Karayılan da, BDP de “geri çekilme ve silah bırakma” için şartlar öne sürüyorlar ve bu şartların başında “parlamentonun alacağı yasal kararlar” geliyor. Yani “yeni anayasada söz verilmiş olan değişiklikler”..
Karayılan, Hasan Cemal’le yaptığı röportajda da “Türk Hükümetinin Ortadoğu’da PKK lehine gelişmelerden çekindiği için çözüm noktasına geldiğini” söyledikten sonra yine ayrı bir devletten söz ediyor gibi “Türkiye’yle ittifak temelinde Kürt sorununu çözme ve ortak yaşamı tesis etme” benzeri ılımlı sözlerin arkasından “Silahlı mücadele olgusunu gündemde tutmaya karar verdik” diyor.
Bu şartlar ne?
“Sınır dışına çekilme için şartlarımız var; yasal çerçeve.. Hükümet gerekli adımları atsın” diyor..
“Geri çekilme Sonbahar’a sarkar”..
“BDP Genel Başkanı Demirtaş ‘silahlı boyut yüzde 99 bitti, yüzde 1 parlamentonun kararına kalmıştır” dedi, bu yüzeysel bir yaklaşım, geri çekilme ve silahlı mücadelenin sonlanması öyle kolay bir şey değil” diyor..
“Kalıcı barış Apo’nun özgürlüğünden geçer” diyor..
Çok zorlandığında, sıkıştırıldığında “önce özerk, sonra bağımsız bölge” taleplerinden vazgeçmişler gibi şartları “Kürt kimliğini tanıma, ana dilde eğitim ve benzeri alanlarda devletin adım atması” olarak tarif ediyor ama bu “benzeri alanlar” nedir, ondan söz etmiyor.
Gerçek hâlâ gizleniyor!
Sadece 2011’den bu yana terörle 3000 insanın öldüğünü söylediğine göre bu boyutta acımasız bir terörü sadece “Kürt kimliğini tanıma ve ana dilde eğitim” için mi yaptılar?
Şu anda Hükümet bu tür talepleri karşılamaya hazır göründüğüne göre ve buna rağmen hala “geri çekilme ve silahlı mücadelenin zor olduğunu” söylediklerine, “Öcalan’a af”fı da telaffuz ettiklerine göre bunun için gereken “yasal düzenleme” başka neleri içerecek? Ne oldu da bu güne kadar dilden düşürmedikleri “kendi kendini yöneten, kendi eğitim ve savunma sistemi olan özerk bölge” talebinden vazgeçilmiş gibi konuşmaya başladılar? Halkın bu konuları merak etme hakkı yok mudur?
Eğer bu özerk bölge “yerel yönetim yasası” değiştirilerek veya “başkanlık sistemi için eyaletler gerekli” denerek getirilmeyecekse, bu talepten gerçekten (birkaç yıl içinde tekrar o noktaya gelmeyecek şekilde) vazgeçtilerse bunu açıkça ifade etmeleri gerekmez mi?
Karayılan bile TBMM diyor!
Bunların yanında dikkat çeken nokta Kandil’deki Karayılan’ın bile “Başbakan Erdoğan, Meclis’e gerek yok, Hükümet olarak yaparız dedi ama bu eksik bir çerçeve.. TBMM karar almalı, CHP de bu sürece dahil edilmeli” demesi.. O bile bu önemli “anayasal” kararları ancak Meclis alırsa doğru olacağını biliyor. Bakalım yeni anayasa bu sorunu nasıl çözecek
Akiller kimden akil?
Bu sözcükler bana değil, okurumuz Selçuk Tınaz’a ait.. Haksız da değil.. PKK liderleri “Öcalan geri çekilme için tarih, takvim gibi teknik boyutlara girmedi, bizce de bu öyle kolay bir konu değil” diyor ama bir yandan da “geri çekilme konusunda gözlemci olacak, kamuoyunu da şartlara hazırlayacak akil adamlar” listeleri yapılıyor.
Liste başında da deneyimli siyaset bilimciler, toplum bilimciler, terör uzmanları filan değil, yaptığı bir konuşma nedeniyle “Kadirizm” var, Kadir İnanır.. Arkadan gazeteciler, yazarlar geliyor.. Neden Ayşen Gruda yok mesela, bu durumda sorulabilir.. O da “teröristleri ikna için dağa çıkarım” demişti. Ayrıca neden Kürtlerden oluşan bir akil adamlar listesi de yok, asıl onlar silah bırakmayı kabul etmeyen, ateşkes yaptığını söyleyen PKK’nın geri çekilmesinde etkin rol oynayabilir değil mi?
Önce “Sonbahar’a kadar sarkabilir” dedikleri ve bunun için şartlar öne sürdükleri geri çekilme tam olarak ne zaman gerçekleşir, daha toplum kaç ay gereken şartın ne olduğunu bilmeden “barış süreci” tartışmalarını, polemiklerini izler o belli olsun, “geri çekilmeye göz kulak olacak” akil adamlar listeleri sonra çıksın.
Kamuoyunu “ikna”ya gelince; (en teknik yargı referandumuna yetecek akıl var da buna mı yok) toplum yeterince “akil” zaten, kimsenin aklı diğerinden fazla değil, herkes aynı terör acılarını yaşadı, tiyatro gösterisine gerek yok! İnşallah terör biterse bu “talepler karşılandığı için” bitecek nasılsa, açıkça söyleniyor!