PKK’ya operasyon yaparken..!

Haberin Devamı

Aşağıdaki yazı haberi duyduğum ilk anda Salı akşam üstü yazılmıştı, dün yazım uzun olduğu için yer nedeniyle veremedim, bugün sizinle paylaşacağım. Zira daha sonra Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu’nun “Bu tanıklığın hukukla bağdaşmadığı”nı anlattığı basın bildirisi geldi.

***


Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, dünya çapında ünlü cerrah Prof Dr. Mehmet Haberal, gazeteci Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi isimlerin yargılandığı Ergenekon davasında “gizli tanık” olarak dinlenmiş..

“PKK’nın 2’inci adamı” denen 20 Mayıs 1999’da ölüm cezasına çarptırılan ve sonra cezası ömür boyu hapse çevrilen bir teröristin böyle isimlerin bulunduğu bir davada “gizli tanık” yapıldığını duyan herkes aynı tepkiyi verir; “Yok artık”! Ben de ilk anda aynen bunu dedim. Demek mahkemelerimiz ülkenin yıllarca Genelkurmay Başkanlığını yapan Başbuğ’a ve diğer “dürüst, saygın” tanınan, kimseye bir zarar vermemiş isimlere inanmayacak ama ömür boyu hapse mahkum edilmiş bir terör örgütü liderine inanacak. Pes yani, yok yani..

Ama bu da olmuş.. Akşam saatlerinde (Salı akşamı) İlker Başbuğ’un “PKK’lılar tanık, yakalayanlar sanık” dediği haberi çıktı ki yerden göğe haklı.. Başka ne desin, söylenecek söz kaldı mı?

***


Benim dün yazdıklarım böyleydi..

Metin Feyzioğlu’nun açıklamasından bazı bölümler ise şöyle: “Terör örgütü yöneticisine gizli tanık kalkanı verilmesinin hiçbir hukuki ve vicdani açıklaması olamaz..

Şemdin Sakık on binlerce Türk askerinin, polisinin, kamu görevlisinin, öğretmenin, doktorun, küçük bebeklerin dahi katledilmesinden sorumlu terör örgütünün üst düzey yöneticisidir.

İddia edilen bir darbe teşebbüsünün yargılamasını yapmakta olan bir mahkemenin ‘terör örgütü üst düzey yöneticisi’ne gizli tanık sıfatı vererek, onu koruma kalkanı altına alması, hukuki veya vicdani hiçbir gerekçe ile kabul edilemez.”

HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL!

“Bu şahsın gizli tanık sıfatıyla tanık kürsüsüne çıkartılması; terörle mücadele görevlerinde bulunmuş asker ve polislerin, milletvekillerinin, gazetecilerin, siyasetçilerin yargılandığı bir davada ‘kamu tanığı’ olarak dinlenmesi, Türkiye’yi bölmek için yıllardır en acımasız katliamları yapan terör örgütünün meşrulaşmasına ve ardından siyasallaşmasına hizmet edecektir.

Hiç kuşkusuz izahı hukuken mümkün olmayan söz konusu yargısal uygulama, terör örgütüyle canları pahasına mücadele eden kamu görevlilerinin mücadele azmini etkileyecektir.”

BAŞKAN’A KARŞI TERÖRİST..

Bir baro başkanı, hele de Başkent’in Baro Başkanı hiç şüphesiz hukuku en az o mahkeme hakimleri kadar iyi bildiğine ve “izahı hukuken mümkün değil” dediğine göre hukuka uymayan bu “tanıklık” kararı nasıl alınabilmiş merak ediyor insan.. Öyle ya, bir yandan “Irak sınırı boyunda mor berelilerin PKK yerleşim noktalarına operasyon yaptığı” haberi verilirken diğer tarafta “PKK lideri”ni yıllarca Genelkurmay Başkanlığı yapmış, hükümetle birlikte en önemli “terörle mücadele” kararları almış olan İlker Başbuğ’un karşısına “tanık” yapmak, onun vereceği bilgilere inanmak merak edilecek meseledir.

Ama hala “terörle mücadele” mi, “müzakere” mi buna karar verilemeyen ve ikisi aynı anda yapılıyor gibi görünen bir ülkede ancak merak ettiğiyle kalıyor insan!

*****


‘İsim-Şehir-Hayvan’ oyunu!

Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil’in köşe yazılarını topladığı “İsim-Şehir-Hayvan” isimli kitabından uyarlanan ve aynı ismi taşıyan tiyatro oyununu Bodrum’da sahnelendiği gün izlemeyi düşünmüş ama o günlerde İstanbul’a döndüğüm için kaçırmıştım. Sabırsızlıkla İstanbul’da başlamasını beklediğim oyunu nihayet Pazartesi akşamı Profilo’daki Tiyatro İstanbul’da izledim.

Gencay Gürün yine her yıl olduğu gibi bu yıl da tiyatrosunu seçilebilecek “en flaş oyunlardan biri” ile gündemin zirvesinde tutmayı başardı diyeceğim önce.. Sonra da “köşe yazılarının bu kadar güzel bir şekilde derlenip bir kabare oyununa dönüştürülebilmesi” kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi diyeceğim.

ÜLKE GÜNDEMİNE GÜLEREK..

Yılmaz Özdil’in ülke gündemindeki önemli konuları, sorunları, gözden kaçanları ne kadar usta ve esprili bir şekilde köşesine taşıdığını ve sonra onları “en çok satan” kitaplardan biri haline getirdiğini bilmeyen yok.. Başta gençler olmak üzere onu sevenlerin çokluğunu da.. Ama o güzel yazılar bu kadar mı ustaca senaryo haline getirilir, sahneler, dekor, kostümler bu kadar mı sade ama kusursuz seçilebilir.. Kahkahaların yanında hayret ve takdirle inceledim, izledim.

Yargıdan eğitime, Ergenekon tutuklamalarından Kürt-Türk ayrıştırmasına, “metrobüs” konusundan “hayvan tecavüzü”ne kadar birçok olayı Özdil’in köşesinde, kitaplarında çoğunuz “trajikomik esprilere gülerek” okumuşsunuzdur ama aynı espriler oyunla canlandığında çok daha fazla gülüyorsunuz..(Yine bir yandan üzülerek tabii..)

EKİP MÜKEMMEL!

Başta senaryoyu yazan Saygın Delibaş ve Fethi Kantarcı olmak üzere tüm ekip son derece başarılı.. Oyunu “maalesef yaşadığı ciddi sağlık sorunlarına rağmen” tam bir kusursuzlukla yöneten (daha önce kabare oyunu yönettiğini sanmıyorum) usta sanatçı Metin Serezli tüm övgüleri hak ediyor, kendisine en içten sağlık dileklerimi de gönderiyorum..

Oyuncular başta Sabri Özmener, Nusret Çetinel ve Hülya Gülşen olmak üzere o kadar iyiler ki Türk Tiyatrosu’nun geldiği noktayla, sanatçıların yeteneğiyle gurur duyuyorsunuz.. Sizin de keyifle izleyeceğinize eminim, oyun Aralık sonuna kadar İstanbul Profilo’da sergilenecekmiş, tiyatro severler kaçırmasın bence! (Tiyatro İstanbul tel; 0212 216 40 70)

DİĞER YENİ YAZILAR