Mısır olaylarından ders çıkaralım!

Haberin Devamı

Mısır’da ordunun Mursi karşıtlarına yaptığı katliam dünyayı felce uğrattı, Türkiye’nin gösterdiği tepkilerin ise Mısır’da dinlenme ümidi hiç yok. Tam aksine “siz kendi işinize bakın, bize karışmayın” cevabı geliyor.

Cumhurbaşkanı Gül’ün “Artık böyle müdahalelerin ve şiddet olaylarının olduğu ülkeler bunun ‘iç işleri’ olduğunu söyleyemezler, bu devirde dünya kayıtsız kalamaz” sözleri doğru elbette, ülkelerin bunu iyi anlaması gerekiyor ama acaba biz kendi ülkemizdeki yanlışlara dünyadan gelen tepkiler e nasıl cevap veriyoruz onu da hatırlamak lazım.

YABANCI MEDYAYA AYAR..

Dünya çapında basın örgütleri “hapiste en çok gazetecisi olan ülkelerin başında geliyorsunuz” diyerek Türkiye’yi kınayınca kızıyoruz. Batı medyası Hükümet üyelerini överse makbul sayılıyor, “son zamanlarda durum değişti, demokratik kurumlar üzerindeki baskılar arttı, yargılamalar adil değil vs” derse onlar da Türk medyasında eleştiri yapanlar gibi tu kaka oluyor.

Gezi olayları sırasında polis şiddetine ABD ve AB’den ve medyalarından gelen tepkilere fena halde bozuluyor, “kendi işlerine baksınlar” diyor, hatta BBC ve CNN International ’ın bile “taraflı yayın yaptığını” iddia ediyoruz. Dünya çapında başarı kazanmış gazeteci ve televizyoncu Christian Amanpour ’u dahi karalıyoruz. Oscar ödüllü oyuncuların, Andrew Mango gibi dünyaca ünlü yazarların içinde olduğu gruplar Türkiye’deki baskılara karşı çıkarsa “ne yapalım Oscar’ları varsa, bize karışamazlar” diyor, Times ’ı bile mahkemeye vermekle tehdit ediyoruz. Yabancı medyadan bir gazeteci “hoşa gitmeyen bir soru” sorduğunda yerin dibine geçirmeye kalkıyor, kendi medyamızdan beğenmediğimiz gazetecileri işinden ediyor, ülkenin sevilen, başarılı sanatçılarını bile “gösteriye katıldılar” diye anasından doğduğuna pişman ediyoruz.

“Barışçıl gösteri yapan gençlerin” üstüne polis orduları gönderiyor, tazyikli sular, biber gazı fişekleri veya alenen kurşunla ölmelerine göz yumuyor, sonra da polisin veya provokatörlerin yaptıklarını onlar yapmış gibi polisi ödüllendirip gençleri suçlu çıkarıyoruz.

SİVİL VE BARIŞCIL..

Batı ülkeleri bizdeki şiddete tepki verdiğinde “Dış güçler destek verdi, Türkiye’nin yükselmesini istemiyorlar” derken kendimiz Suriye, Mısır ve her ülkenin sorunları bizden sorulurmuş gibi ilk öne atılan oluyor ve hatta bu yanlış politikalarımızla kendi insanlarımızı ve ülkemizi tehlikeye sokuyoruz.

Şu cümleleri Mısır’la ilgili olarak bizim Hükümet üyelerimiz söyledi:

-Mısır güvenlik güçlerinin “sivil ve barışçıl gösterilere yönelik bu kanlı müdahalesi” kardeş Mısır’ın demokrasiye dönüşüne darbe vurmuştur. Kahire yönetiminden “bir an önce bu müdahaleye son vermesini” bekliyoruz.

-Mısır’da günlerdir “şiddet eylemine karışmadan demokratik tepkilerini gösteren kitlelere” yapılan müdahale hiçbir şekilde kabul edilemez.

Açıklamalardaki “Mısır ve Kahire” sözcüklerini çıkarın yerine “Türkiye ve Ankara” koyun, aynı cümleler Gezi gösterilerine karşı uygulanan polis şiddeti sırasında Batı ülkeleri tarafından Türkiye’ye söylendi. Elbette Mısır’da ordunun yaptığı katliamla kıyaslanamaz ama sonuçta bizdeki olaylarda da ağır şiddet, ateşlenen silahlar ve 5 can kaybı yüzlerce ağır yaralı vardı.

Her ne kadar hala Türkiye’deki protesto gösterileri için “Türkiye’yi de Mısır gibi içten ve dıştan karıştırmak istiyorlar. Bugün Mısır, yarın Türkiye” deniyorsa da (ki Allah korusun ülkemizi, insanlarımızı) büyük halk kitlelerinin baskı ve şiddete tepkiyle sokaklara dökülmesini yalnızca böyle yorumlayıp kolaya kaçmak doğru değil, söylerken de hissediyor olmalıyız bunu..

YARALILAR ÇIKAMIYOR

Mısır’da “yaralıların meydandan çıkarılmasına ve tedavisine” de izin verilmediği için kan kaybından çok sayıda insan ölmüş. Türkiye’de “yaralıları tedavi eden doktorlar, tedavileri için kapısını açan oteller” cezalandırıldı. Hem de yıkım gibi cezalarla.. O nedenle, eğer başkalarına “demokrasi ve insanlık dersi” vereceksek önce kendimize çeki düzen vermeliyiz, çifte standart ve unutkanlık dikkat çekiyor. Devamlı olarak “Şunu yapan hesap verir, bunu konuşan hesap verir” diyoruz da bu hesap konusu herkes için geçerli olmalı demokrasilerde !

DİĞER YENİ YAZILAR