Demokratikleşme paketi açıklanır açıklanmaz PKK’nın ve BDP’nin tepkisi Diyarbakır’da yapılan ve yine BDP milletvekillerinin öncülük ettiği kalabalık gösterilerden, yapılan konuşmalardan belli olmuştu. Ve bu tepkinin ortaya çıkacağı da zaten bugüne kadar duyulan “talepler” ile ilgisinin olmayışından belliydi.
Son olarak KCK Avrupa sorumlusu Zübeyir Aydar net şekilde tepkilerini ve ne yapacaklarını açıklamış.
Öcalan’a özgürlük, özerk bölge!
“Silahlar susacak, siyaset konuşacak deniyordu. Siyaset bu şekilde mi konuşacak? 10 bin insan içerde nasıl siyaset yapacak? Başkan Apo nasıl siyaset yapacak ? ‘Gidip silahları sustur, bana ortamı hazırla, sonra sen içerde kal’ diyorsun.. Bu halkın ‘kendini yönetme’ derdi var. Bulunduğu yerde “kendini yönetmek’ istiyor. ‘Yerel yönetimler özerklik şartlarındaki çekinceleri kaldıracağız’ diyorlardı, ses seda yok. Hükümeti doğru yola getirmek için demokratik güçlerimizle sokaktan parlamentoya en sert muhalefeti yapacağız”..
Gayet açık.. Cezaevindeki KCK’lılar ve Öcalan serbest bırakılmalı. Öcalan’a siyaset izni verilmeli ve hepsi siyaset yapmalı. Yerel Yönetimler Yasası değiştirilerek bölgelere “kendini yönetme” imkanı tanınmalı.. Baştan beri tekrarladıkları şeyler. Bu talepler o kadar açık olduğu içindir ki “akiller” ve diğer yapılanlara hiç gerek yoktu, sonuca da hiçbir etkisi olmayacak.
Ne sert muhalefet..
Şimdi “Hükümet’i yola getirmek için” söyledikleri “en sert muhalefet” genellikle Hükümet’e değil topluma, vatandaşlara ve askerlere tehlike oluşturuyor. Bu nedenle önce bu muhalefetin ne olacağı üzerinde düşünmek lazım ki en başa dönülmesin. Aydar’ın açıklaması bu konuların Hükümet tarafıyla karşılıklı görüşmelerde ele alındığını ve “bazı sözlerin verildiğini” anlatıyor. Bu sözleri verenlerin gelinen noktada ülke güvenliğini düşünerek “duruma hakim olması, sorumluluğu taşıması, çözüm bulması” gerekiyor.
Paketi açıklayıp çekilmek ve tepkileri havada bırakmak ciddi hata olacak!
Sarıgül onları korkutuyor mu?
Anlaşılır gibi değil, gazetecilerin devamlı “Sarıgül genel başkanlığa mı oynayacak, belediye başkanlığına mı” sorularından mıdır bilinmez CHP Sarıgül konusunu nasıl çözeceğine bir türlü karar veremedi. Gazeteciler neden “diğer parti liderlerine benzer bir soru sormazlar” da Sarıgül’ün kuyusunu kazmak için yapar gibi bu soruyu CHP yönetimine sorarlar o da belli değil.
Kılıçdaroğlu’na bir kez daha sormuşlar, o da “Sarıgül’den CHP’ye üye olmak için başvuru beklediklerini, gelirse aday adayı olacağını, aday olup olmayacağını bilmediğini” söylemiş. Vallahi yaratılan bu tabloyla değil Sarıgül, hiç kimse çıkıp da “ben aday adayıyım, alın bakalım kayıt da oluyorum” demez.
Madem ki “belediye başkan adaylarını da maalesef milletvekili adayları gibi hala liderler belirliyor”, böyle güçlü bir isim için şimdiye kadar çoktan bu teklif uygun şekilde yapılır, genel başkan kendisi konuşarak yolu açardı. Aklında bir sorun varsa bunu da açıkça konuşurdu. Bu görüntü bir kez daha CHP’yi kararsız ve zayıf gösteriyor, kaçak konuşmalar dikkat çekiyor, bunu bilmiş olsunlar!
Kurbanınızı Kızılay kessin!
Her Kurban Bayramı yaklaştığında beni bir korku alır; yine sokaklar kan gölüne dönecek, yine ehil olmayan kişiler “ben de yaparım” diyerek eline bıçağı alacak ve zavallı hayvanları bir değil birkaç kez öldürecek, boğazının yarısı kesilmiş boğalar kovalanacak, hamile veya birkaç aylık hayvanları dikkat etmeden kesmeye kalkanlar çıkacak, yine “dini görev” derken “vahşet” sergilenecek diye uykularım kaçar.
Oysa Kızılay “vekaletle kurban kesim kampanyası”na bu yıl da devam ediyor. Onlar “Kurban’da Kızılay Modeli” ve “Kurban bereketi yıl boyu sürsün” sloganı ile gerçek ihtiyaç sahiplerine sadece Kurban Bayramı süresince değil, yıl boyu ulaşıyorlar ve ayrıca kurbanlar da “sağlıklı koşullarda ve tüm dini gereklere uygun olarak” kesiliyor.
Kızılay “tüm kurbanlıkların veteriner kontrolünden geçtiğini, işlemlerin noter huzurunda yapıldığını, kurban etlerinin Et ve Süt Kurumu işbirliğiyle konservelendiğini, böylece yıl boyu dağıtılmasının sağlandığını anlatan broşürler hazırlamış. Yurt içinden ve dışından vekalet vermek mümkün olduğu gibi bu yöntemle yalnızca Türkiye’deki değil; Somali, Etiyopya, Pakistan, Kenya gibi ülkelerde bulunan yoksullara da yardım ulaşmış oluyor.
Saklanmak ister gibi..
Lütfen bu kampanyaya katılın ve Kızılay’a vekalet verin. Doğru insanlara yardım ettiğiniz gibi hayvanların da doğru şekilde seçilmesini ve kesilmesini sağlayın. Onların yüzlercesini “birbirine sokulmuş, sanki saklanmak ister veya güven arar gibi bekleşirken” görünce yüreği dayanmıyor insanın..
Daha medeni ve daha huzurlu bayramlar geçirelim bundan sonra!