Cumhurbaşkanı Gül’ün Hac ziyaretine medya geniş yer verdi.. Allah kabul etsin.. Belki yaklaşan 3 seçim için parti tabanının takdirini kazanacak olan ibadet görüntüleri siyaset açısından da yararlı olmuştur ama her yıl binlerce insan Hac’ca gidiyor ve aslında birçoğu da “dinen daha makbul” olduğunu düşündüğü için bunu kimseye duyurmadan yapıyor. Cumhurbaşkanı’nın gitmesini gizlemek zordur ama fotoğrafçılara isteyerek poz vermek de gizlemeye gerek duyulmadığını gösterir..Tabii herkesin kendi bileceği iş..
Benim konuya değinmemin sebebi Gül’ün Hac ziyaretini daha önceki cumhurbaşkanlarıyla karşılaştırma yapma fırsatı sayanlar. Laf arasında kurnazca yöntemlerle “o gitti ama şu olsa gitmezdi” diyenler.. Tamam başka konularda istediğiniz ismi istediğiniz gibi eleştirebilirsiniz ama (her kim olursa olsun) başkalarının dini-ibadeti konularında kendinizde hem de isim vererek tahmin yapma hakkını nasıl görüyorsunuz? Bunu yapmanın Diyanet Başkanı tarafından “İzmir’in dindarlığı” ile ilgili sözden farkı var mı?
Ne biliyorsunuz, ya o şahıs yıllar önce gittiyse ve kimseye duyurmadıysa? Başkalarının hakkına saygı bunu yapmamaktır işte!
İslam’ın rahmeti!
Şimdi gelelim İzmir’in dindarlığı meselesine.. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Bayram’da yaptığı konuşmada “Müslümanların özeleştiri yapması gerektiği”nden söz ederken “Biz kendi hayatımızda İslam’ın o rahmetini dünyaya gösterebiliyor muyuz? Gösteremiyoruz.. Kendi ilişkilerimizde gösterebiliyor muyuz? Gösteremiyoruz (...) Londra’da İslam’ın rahmetini anlatan kaç kitap var?” demiş..
İnanın artık Görmez hangi konuda konuşsa aklıma önce “İzmir’in farklı bir dindarlığı var.. O dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var. Buna göre müftü atayacağız” sözleri geliyor ve muhtemelen birçok kişi gibi kesinlikle konsantre olamıyorum. Mesela bu konuşmaya göre; İslam’ın rahmetini dünyaya göstermek için önce Türkiye’den başlamak lazım. Peki bırakın dünyaya göstermeyi “Kulların inancını değerlendirme hakkını” kendinde görebilen, insanlara “yaşadıkları ile göre dindarlık biçen” bir Diyanet Başkanı bu ülkeyi doğru değerlendirebilir mi?
Demek ki “anlamak” için sadece çok kitap okumak yeterli değil.. Özeleştiriye kendimizden başlayalım bence!
Hayvanlar da dirilecek ve..
Diyanet Başkanı Mehmet Görmez’in konuşmasında beğendiğim bir bölüm var. “Mahşer günü hayvanlar da dirilecek. Ve bizim üzerimizde hakları varsa onlar da haklarını alacaklar” sözü..
İnsanın aklına neler getiriyor; düşünsenize hayvanları tekmeleyerek yaralayanlar, bahçesine girmesin diye etrafını insafsızca “jiletli telle” çevirerek onları öldürenler, kapanla yakalayıp veya sitelerden torbalara doldurup aç susuz kalacakları ormanlara atanlar, bir damla su vermeyenler, yazın evine alıp yaz sonu dönerken umarsızca arkada bırakanlar, ibadet yaptığını sanarak Kurban Bayramlarında Boğaz sularını kan denizine çevirenler, hayvanlara acı çektire çektire kesmeye uğraşanlar, araçlarıyla keyif için, gösteriş için sürat yaparken yavru kedileri ezenler ve benzerleri..
Eziyet ettikleri hayvanlar haklarını alacaklar.. Kimbilir belki de “kendilerine yapılanı aynen iade ederek”.. Neden olmasın? Hakları değil mi sizce de?
Bu öğrenciye yardım edin!
Bilkent Üniversitesi öğrencisi bir gençten mektup aldım. Ankara’da anneannesiyle birlikte yaşadığını, Bilkent’i bu yıl “yüzde 50 burslu” olarak kazandığını, okul ücretini kendisinin ödediğini ve yardım alacak kimsesi olmadığını söyleyen bu genç ikinci dönemin 4500 TL ücretini henüz biriktirememiş.
Parayı değil, “Okul dışında çalışıp taksiti ödemek için bir iş” istiyor. Böyle durumlarda benim kendi maaşımdan okuttuğum çok üniversite öğrencisi oldu, sonuncusu geçen yıl “doktor” olarak diplomasını aldı çok şükür. Ama artık medya eskisi gibi değil, risk altında ve hepimiz düşünmek, dikkatli olmak zorundayız. Eğer iş sağlayacak imkanım olsa bir dakika düşünmezdim.
Bu nedenle bana daha önce yazarak “ihtiyacı olan öğrenciler varsa yardım etmek isterim” diyen okurlarımı hatırladım. Yardım edebilirseniz bu “geleceği parlak ve çalışkan öğrenciye” Ankara’da bir iş veya burs verin.. Unutmayın bunu yaptığınızda sadece o öğrencilerin değil, Türkiye’nin geleceğine de yatırım yapmış oluyorsunuz.
Adresi bende saklı, isteyen okurlarım beni arayarak ona ulaşabilirler!
İbadet gizli değil midir?
Haberin Devamı