Hep genç kalmak mümkün mü?

Haberin Devamı

Cevabın çoğunuz tarafından “tabii ki hayır” olarak verileceğini biliyorum ama doğru değil.. Bazı insanlar 30 yaşında yaşlandığını düşünerek moralini bozarken, güçlü irade ve morale sahip birçoklarının 80’inde bile aynı neşeyi, sağlığı dinamizmi koruyabildiğini görmüyor muyuz?

Tam 26 yıl önce rastladığım bir “muhabir aranıyor” ilanına müracaat ederek gazeteciliğe başladığım Gölge Adam’daki günleri hatırladığımda Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Akbay’ın tümüyle “gazeteciliğe adanmışlığı”, sıra dışı röportajları ve devamlı çalışması dışında aklıma gelen ilk şey açık duran oda kapısından gördüğüm meyve suyu sıkan makinalar ve onun büyük bardaklarda sık sık taze meyve suyu içmesi olmuştur. Her zaman bakımlı, görünüşüne ve sağlığına son derece meraklı, sportmen, dinamik biriydi ve hiç değişmedi.. Daha sonra TRT’de televizyonculuğa başlayıp SABAH gazetesine geçtiğimde de, ondan sonraki yıllarda da ne zaman yolum Alkent Spor Merkezi’ne düşse ilk patronum Ertuğrul Bey’i hep sıkı şekilde en ağır sporları yaparken görmüşümdür, hiç bıkmadan usanmadan, müthiş bir enerjiyle..

Ve hâlâ onu görenler gerçekten de yıllar içinde hiç değişmediğini, aynı görüntüyü ve sağlığını koruyabildiğini düşünürler.

Hint Fakirleri’nin 21 şartı!

Ertuğrul Akbay “Yaş 75 Yolun Yarısı” isimli yeni çıkan kitabında bu başarıyı sadece yediği, içtiğine ve spora değil, bunun yanında yaşamın her alanına uygulanacak “özel bir düşünce sistemi ve tekniğe” borçlu olduğunu anlatıyor. Uzun süre aralarında bulunduğu Hint Fakirleri’nden öğrendikleri inanılmayacak kadar ilginç.

İnsanların 5 duyusuna nasıl hakim olabileceğini öğrenmek için gittiği Hindistan’da “Aşram” denilen bir merkezde bulunan Hint Fakirleri’nin aralarına girmek için istedikleri 21 şart bile “sağlıklı bir beyin ve vücut” için yeterli.. “Her yerde, her zaman irade gücünü kullanabilmeyi” sağlayan bu şartlar:

“Ne pahasına olursa olsun yalan konuşulmayacak, her konuda gerçekler söylenecek.. Hiçbir konuda şiddet gösterilmeyecek.. Hiçbir konuda aşırıya kaçılmayacak.. Açgözlü, bencil olunmayacak.. Alçak gönüllü olunacak.. Hiçbir zaman hiçbir konuda akla kötü düşünce getirilmeyecek.. Hisler kontrol altında tutulacak, irade hep üstün gelecek” maddeleriyle başlıyor. Türkiye’de siyasetçilerden başlayarak Aşram’a mı gidilmeli acaba diye düşündüm okurken. Akbay onların aralarına kabul ettikleri ilk gazeteci olmuş.

Çocukların boyunu uzatın!

Vücuttaki “çakra noktaları” ve onların sağlık ve iyilik için nasıl kullanılabileceğinden, kolayca yapabileceğiniz basit ama gençlik, enerji, sağlık sağlayan hareketlere, doğru besinlerden “çocuklarınızın boyunu uzatmak için ne yapmanız gerektiğine” kadar akla gelmeyen çok değerli bilgiler var. Özellikle Ertuğrul Akbay’ın “50 yaşından sonra kendi boyunu 10-12 santim uzattığını” ve arkadaşının oğlu Selim’in “onun önerilerine uyarak” 3 yılda boyunu 1.60’tan 1.86’ya nasıl uzattığını anlatan bölümü birçok ailenin dikkatle okuyacağına ve yararlanacağına hiç şüphe yok.

“Yaş 75 Yolun Yarısı” kitabını alın, keyifle okuyup bitirecek ve zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Benim de hissettiğim gibi “sağlık kurallarına uymadan yaşadığınız” duygusuna kapılırsanız da hiç şaşırmayın, zararın neresinden dönsek kârdır!

NOT: Bu yazıyı yazdıktan sonra Paşabahçe mağazasında Ertuğrul Akbay’la karşılaştık. Kısa sohbetimizin bitiminde ayrılırken ona ‘Kesinlikle Gölge Adam döneminde olduğunuzdan daha uzun görünüyorsunuz’ dedim. Kahkahalarla güldü.. Oysa espri değildi, gerçeği söylemekteydim, kendi boyunu 10 santimden fazla uzattığına inanın!

Bahçeli’ye bravo!

Bayram’da TV’de birbirlerini ziyaret eden parti heyetlerini izledim, 3 dakika sonra da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşmasını..

AKP heyeti henüz Meclis Anayasa Komisyonu’nda tartışmaları süren ve içinde “demokrasi açısından gayet sakıncalı, vatandaşların özgürlüğünü hükümetler eliyle kısıtlayan” maddeler olduğu bilinen 61 maddeyi “Komisyonda uzlaşılan 61 madde ‘topluma Bayram hediyesi’ olarak kabul edilmeliydi” diye aceleye getirmeyi önerdi.. Devlet Bahçeli ise “Anayasanın hiçbir maddesi aceleye gelemez. Hepsi Meclis’te tek tek tartışılıp onaylandıktan sonra kabul edilebilir” dedi.. Ben de oturduğum yerden ‘Eh bravo doğrusu, işte doğru olan budur. Bunca zaman beklendikten sonra son dakikada referandumda olduğu gibi hayati önem taşıyan yasalar (mesela AB Raporunda da yer alan toplantı-gösteri özgürlüğü hakkı) apar topar geçemez, hele hediye hiç olamaz’ dedim. MHP bugüne kadar “tenkit ettiği” konularda bile aceleye getirilen yasalara son dakikada destek vererek kendi seçmenine bile şaşkınlıklar yaşattı ama hiç değilse anayasa konusunda bunu yapmayacak olması memnunluk verici. Umalım da tüm partiler (Komisyon’da kendi üyeleri bile farklı görüş sergilese de, doğruyu bularak) aynı hassasiyeti göstersin, oldu bittiye gelmesin!

DİĞER YENİ YAZILAR