Gül’ün farklılığı artık gizlenmiyor!

Haberin Devamı

Her ne kadar son haftalarda Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan arasında iyice belirgin hal alan “farklı görüşler” zaman zaman ikisi tarafından da “aramızda fikir ayrılığı yok” şeklinde yalanlansa da bu farklılık artık gizlenemez hale geliyor. Daha doğrusu “gizlenmesi mümkün olmayan” bir dönem başlıyor gibi..

Cumhurbaşkanı Gül Financial Times’a verdiği röportajda en önemli konularda “Erdoğan’dan farklı görüşlerini” net şekilde söylemiş. Bununla da kalmamış; “Türkiye’yi son 10 yıldır yöneten İslami kökenli Adalet ve Kalkınma Partisi’ni Erdoğan’la birlikte kurduklarını” vurguladıktan sonra “Onun söylemi benimkinden farklı” demiş.

GÜÇLÜ MUHALEFET

Gül’ün “siyasi muhaliflerine karşı daha çatışmacı bir tutum takınan” Erdoğan’dan farklı şekilde “demokratik yönetim mekanizmasının işlemesi için Türkiye’nin güçlü bir muhalefete ihtiyacı olduğunu” söylediğini belirten FT Ankara muhabiri Dan Dombay’ın mülakatında öne çıkan diğer farklılıklar şöyle..

AB’YE ÜYELİK!

Son zamanlarda AB’ye sıkı sık kızan ve “AB Türkiye’yi kaybedebilir” diyen Başbakan Erdoğan’ın özellikle “idam cezasının geri getirilmesi” konusunda yaptığı açıklama AB’de şaşkınlıkla karşılanmış, “bu gerçekleşirse AB’nin unutulması gerektiği” bildirilmişti. Bu konuda Cumhurbaşkanı Gül “Türkiye’de son 10 yıldır yapılan reformların AB müktesebatının uyarlaması olduğunu” başarının nedeni olarak açıklamış ve “Türkiye mutlaka AB yolunda kalmalı” demiş.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Gül son günlerde bu konunun gündeme oturması ve Hükümet üyeleri tarafından sıkça “Türkiye’ye başkanlık sisteminin uyacağı” yönündeki açıklamalarla ilgili soruya; “Yeni anayasanın uzlaşı ile ve ortak anlayış zemini üzerinde yapılması gerektiği” cevabını vermiş. Yani “Böylesine önemli, siyasi sistemi baştan çizecek bir değişikliğin ve toplumun her ferdini ilgilendiren anayasanın tam milli irade ile, TBMM’deki tüm partilerin uzlaşması ile yapılması gerektiğini” belirtmiş.

‘DEMOKRASİ’ DEYİNCE..

Sonunda “Onun söylemi benimkinden farklı” da dediğine göre artık Cumhurbaşkanı Gül’ün Başbakan Erdoğan’la aralarındaki görüş farklılıklarını açıkça ifade ettiği gözden kaçmıyor. “Demokrasi, çok seslilik ve ifade özgürlüğü” açısından Cumhurbaşkanı’nın farklı görüşleri aslında memnunlukla karşılanmalı ve önemli konular toplumun tüm katmanlarında ve tabii Meclis’te açıkça tartışılıp “olumlu ve olumsuz yanları iyice anlaşılmadan” bu adımlar atılmamalıdır. Ama bakalım Türkiye’de bu gerçekleşebilecek mi?

Çocuklar için ‘güvenlik düğmesi’ yok mu?

Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Fatma Şahin “eşlerinden ve diğer yakınlarından gelecek şiddet tehlikesine karşı kadınların korunması için ‘güvenlik butonu’ sistemi” nin başlatıldığını açıkladı. Uzun yıllardır, yakınları tarafından “namus, kıskançlık, töre” gibi nedenler öne sürülerek vahşi şekilde katledilen ve tehlikelere karşı sığınacak bir yer bulamayan kadınları içi kan ağlayarak izlemiş bir toplum için sonunda sevindirici bir gelişmeydi bu..

O zaman içinde çocuk yaşta evlendirilen kızların karşılaştığı korkunç olayları; “karnında bebeğiyle tekmelenerek karların içine atılan ve aklını kaçıran (işkence orada da bitmemiş, bir sandalyeye bağlanarak aç-susuz ölüme gönderilmişti Ağrı’lı küçük gelin) gencecik kadınları”, sokak ortasında bıçaklananları” hiç unutmadan devam edelim..

YA CEZA?

Güvenlik butonu ile karakollara anında haber ulaştırılacak da mesela “Ağrı’daki olayın sorumlularına hangi ağır ceza verilecek” bunu hiç duymuyoruz.. Gencecik modacı Sinem Yalçın’ın ölümüne neden olan kişinin “otel şartlarında ve kısacık bir cezayla” kurtulduğu görülmüş bir ülkede “çocuk yaşta evliliğe zorlayanlara, kadınlara şiddet uygulayanlara en ağır hapis cezalarının verilmesi gerektiği”ni Bakan’ın ağzından da duymak bir beklenti haline geldi.

Bunun yanında “şiddet, taciz, tecavüz tehlikesi altında” olan veya bu katlanılmaz olayları uzun süredir yaşamakta olan çocuklar, “aile içi ve dışı tecavüz vahşetine katlanan çocuklar” için nasıl bir çözüm düşünüldü? Onlara TV’lerde bilgi verilerek ve yanında kadınlar gibi “güvenlik butonu” verilerek güvenlikleri sağlanmayacak mı?

Çocuklar ve çocuk gelinler “kadınlardan da çok” yardıma muhtaç durumdalar ve yıllardır bu konuda tek kelime edilmiyor. Bakan Fatma Şahin’in onlar için atılacak adımı da en kısa zamanda açıklayacağını umuyor ve bekliyoruz!

DİĞER YENİ YAZILAR