‘Geri zekalılar bile anlar’ demiştim!

Haberin Devamı

‘Allah Müslüman mıdır’ başlığıyla bir yazı yazmıştım aylar önce.. Yazarken de son derece açık ve net yazıldığı için “geri zekalıların bile anlayacağını” düşünmüştüm ama bir yandan da “bunların bir kısmının yine de sadece başlığa bakıp ‘ilk satırlarını bile okumadan’ bana saldırıya girişeceğini, akıllarınca bana Allah-din-inanç dersi vereceklerini” tahmin etmiştim.

Tabii ne olursa olsun yazılarımı “insanlara” yazdığım için bu sıfat dışındakilerin “cevap verirsem işlerine yarayacak bir polemik başlar ” umuduyla seviyesiz yazılar yazıp bu tür konuşmalar yapacaklarını, sokak kavgasında söylenecek hakaretleri üstelik bir kadının ekrandan söyleyeceğini aklıma getirmiyorum. Her kanalı izlemediğim, her gazeteyi okumadığım için bazen aylar sonra internette görüyorum yapılanları, bazen de gördüğüm halde “çıkarları için polemik yaratmak üzere” atılmış yalanları, hakaretleri görmezden geliyorum.. Beni tanıyanlar, yıllardır izleyenler “neyi yapıp neyi yapmayacağımı, karakterimi, çizgimi” biliyorlar nasılsa, bu güveni değiştirmek mümkün değildir 26 yıl sonra..

İnancımı ise konuşmam.. Bana aittir, hiç kimse öncelikle de hadsiz, çapsız, bilgisiz, okuyup anlama düşüncesi ve yeteneğinden bile yoksun kimseler tartışamaz, böyle bir hak verilmiyor onlara!

Bununla birlikte yıllarca doğruları-gerçekleri anlatarak en yüksek izlenme rakamlarına ulaşmış bir haber programının da sahibi olarak “rahatsızlık duyanların” her türlü saldırı ve terbiyesizliğine hazırlıklıyım.

Yazıyı oku bari!

Dini benden iyi bildiğini ve üstelik bana “inanç dersi verecek kadar dindar” olduğunu gösterme, adını duyurma ve birilerine de bu yolla yaranma fırsatını kaçırmamak için yazıyı okumadan, sadece başlığa bakıp ekrana çıkacak kadar zavallı biri (gazeteci olduğu iddia edilmiş, kim tanır bilmem ben tanımıyorum) yandaş bir ekrandan saldırmış, hakaret etmiş geçen Nisan ayında..

Yazım çok fazla tartışılmış ve nereye baksanız doğal olarak önce başlığı görüyorsunuz “Ruhat Mengi ‘Allah Müslüman mıdır’ diye sorduğu yazısında” diye başlıyor. Çoğu yazının tamamını almış ve neden söz ettiğim anlaşılmış kendilerine teşekkür ederim, saygısız, izansız olanlara da ifadelerini aynen iade ederim. Hatırlayalım şimdi; yazı Fazıl Say ’a “alıntı yap-tığı Ömer Hayyam’ın dizeleri” nden sonra yine kendisine ait olmayan, bir başkasının “tweet”ini tekrarladığı cümlelerden dolayı açılan dava hakkında..

Suç ‘dine karşı’ değil...

“Bilmem farkında mısınız ama nerede yavşak, adi magazinci, hırsız şaklaban varsa hepsi Allah’çı, bu bir paradoks mu” demiş yazan kişi ama alıntı yapıp retweet ettiği için Fazıl Say yazmış gibi ona dava açılmış. Ve büyük ihtimalle Say’a saldıranların hepsinin yine “kendilerini herkesten dindar zannedip ders vermeleri” üzerine bir hayranı tarafından yazılmış bir cümle.

Ben de yazımın daha başında diyorum ki; ben, sen, o, hepimiz Müslüman olabiliriz ama kimse “Allah da Müslümandır” diyemez, Yaradan’ın belli bir dine ait olduğunu kimse iddia edemez .. Ve şöyle devam ediyor.

Dine inanmayan da...

Dünyada kimbilir kaç milyon “hiçbir dine inanmayan ama Allah’a inanan” insan yaşıyor. Müslümanlık’tan önceki dinleri de Allah göndermiş, biz buna inanıyoruz, o dinlere mensup olanlar da kendilerine göre farklı isimler altında aynı Allah’a inanıyor . O zaman “hepsi Allahçı” sözüyle “bir dinin aşağılandığı” nasıl iddia edilebilir?

Dün gazetelerde Say’ın “o tweetleri ben atmadım” dediği haberi okurken fark ettim bunu. Eğer ortada bir suç varsa bu dine karşı değil Allah’a karşı işlenmiş , bu nedenle cezasını vermek Türk yargısının görevi değil, ancak Allah değerlendirebilir, açılan dava baştan yanlıştır..

Yanılgı!

İşte “sadece başlığını okuyarak”, fırsat bu fırsat din bilmiş-liğimizi ortaya koyalım, üstelik bu Ruhat Mengi’ye saldırmak, küstahlık yapmak için de fırsattır diyenlerin söz ettiği yazı bu.. Ama bundan sonra ‘geri zekalılar bile anlar’ hesabıyla yazmayacağım, söz. Yanılmışım!

Beyoğlu ve Sim!

Milliyet Cadde’de “Caddedeki Hayalet” in köşesinde gördüm, o kadar güzel anlatmıştı ki Beyoğlu’na yolum düşünce yorgun argın ve aç bir halde Sim ’e uğradım ve ‘oh, dünya varmış’ dedim.. Şimal Merdivenleri’nin bitiminde, soldaki Belkıs Apartmanı’nın girişinde sevimli bir kafe-restoran Sim.. Farklı yemekler, harika lezzetler, sade ve hoş bir dekorasyon, son derece medeni, huzur veren bir ortam..

İster bilgisayarını al git orada çalış, istersen arkadaşlarınla buluş veya doğum günü partin için düşün.. Bunları da yapmazsan üst katta verilen sanat derslerini tercih edebilirsin.. Birçok sanatçının performans sergilediği etkinlikleri izleyebilirsin.. Zaman bulsam ben resim dersi almak isterdim mesela.. Size de duyurmayı düşündüm bunları, hafta sonları DJ geceleri ve partiler olduğunu da söylemiş olayım!

DİĞER YENİ YAZILAR