Daha önce okullarda okutulan “Andımız” için kampanya başlatan Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi şimdi de “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı adı altında icra edilen tören ve etkinliklerin ‘ideolojik eğitimin öğrencilere benimsetilmesi’nin bir başka aracı olduğunu iddia ederek, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nin kaldırılması için” kampanya başlatacağını (bir de “alternatif hitabe” ile birlikte, Atatürk’ün benzersiz beynine, vizyonuna alternatif de bulmuşlar) açıklamış.
O kalplerde yazıyor!
Kutlamaların statlardan meydanlara taşmış olmasının meselenin özünde “okullu olmayanları da bu sürece dahil etme işlevi gördüğünü” belirtmişler. Hangi sürece? “İdeoloji benimsetme” sürecine herhalde.. Yani bu toprakların düşmandan kurtarılması için mücadelenin başladığı günü halkın kutlaması, en önemli milli bayramlarımızdan birinde gösterilen coşku “ideolojik” öyle mi?
Hep aynı şey oluyor, önce bir yerlerden bu sesler çıkıyor, toplum duymaya alıştırılıyor, etrafa korku salınıyor ve sonra bakıyorsunuz insanlar İstiklal Marşı’nı, ya da Gençliğe Hitabe’yi bile ürkerek okumaya başlamış. Önce “T.C., bayrak, Atatürk heykelleri, büstleri, Atatürk’ü Çanakkale Savaşı’ndan bile çıkarma” konularıyla uğraşıldı, Anayasa’dan neredeyse “Türk” sözcüğünü silme noktasına gelindi, şimdi sıra Gençliğe Hitabe’de.. Bu rezaletin benzeri başka bir ülkede görülmüş müdür arkadaşım?
Çok şükür ki bu milleti, bu gençliği korkutmak kolay değil, üstüne gidildikçe “milli değerlerlerine ve tüm değerlerine” daha sıkı sarılıyor ama mümkün olmasa da denendiği muhakkak.
Madem ki ortada bu kadar açık ve net bir “ırkçılık” örneği var, o zaman şunu söylemek lazım; Atatürk’ün “Ey Türk Gençliği, birinci vazifen Türk Cumhuriyetini, Türk istiklalini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” diyen Hitabe’si o gençliğin tüm hücrelerinde yazıyor.
Onu kaldırmak için “gençliği kaldırmak” gerekir ancak.. Hiiç zahmet etmesinler!
NOT: Bir yandan “aman çözüm sürecinde provokasyon olmasın” deyip diğer tarafta provokasyonun alasına imza atmak değilse nedir bu yapılan?
Hayvan katili siteler!
İnanılır gibi değil, çeşitli illerden mektuplar, telefonlar geliyor, baharla birlikte doğan kedi ve köpek yavrularının anneleriyle birlikte toplatıldığını, onlara zarar verildiğini anlatan tepkiler. Bunlar arasında İstanbul’da bazı semt ve siteler, örneğin Beykoz’da ünlü bir site başlarda yer alıyor.
Sitede uzun yıllardır oturan hayvan severler yönetimin sokaklardaki kedi ve köpekleri toplayarak ortadan kaybettiğini (belki uyuttuğunu), uzak ormanlara, parklara, barınaklara attığını zaman zaman bildirirlerdi, son haftalarda iyice arttı şikayetler..
Evcil hayvanları öldürüyor mu?
“Ömerli Barınağı” bu sürgün yerlerinden biri imiş.. Geçen Pazar şikayetlerin artması üzerine araştırma yaptım ve bu sitede zavallı sokak hayvanlarının toplatılması şikayetlerinin yanında “hayvan düşmanı” bir evin komşu evlerdeki evcil hayvanlar, insanların “çocuğu gibi büyüttüğü kediler” de dahil “kafese kapatıp onları bir şekilde yok ettiğini” öğrendim. Site yönetimi ev sahibi kadının “kafesi kendilerinden istediğini ve verildiğini” açıkladı, komşu evlerdeki kedilerin kaybolmaya başladığı tarih ile aynı tarihte..
Düşünün ev sahibi de çocuklu bir aile üstelik, çocuklarına hayvan sevgisi vereceklerine yaptıklarına bakın.. Ve bu “anne” kedileri nereye bıraktığını veya öldürüp öldürmediğini bile söylemiyor ki insanlar bakıp büyüttüğü evcil hayvanlarını arasınlar.
Özel polis olmalı!
Türkiye’de çocuk ve kadınları bile koruyabilen bir emniyet sistemi olsaydı dönüp “Medeni Batı ülkelerinde hayvanlara zarar verenleri anında yakalayıp mahkemeye sevk eden ‘HAYVAN PO-LİSLERİ’ var, bu hayvan düşmanı yaratıklar ağır cezalar alıyor, bizde de olmalı, zavallı sokak hayvanları da korunmalı” diyebilirdik. Bunu henüz diyemiyoruz ama neyse ki “Hayvan Hakları Federasyonu HAYTAP” bundan sonra sadece “hayvanlara kötü davranan” belediyeleri değil, böyle siteleri de facebook, twitter sayfalarında ve medyada deşifre edeceğini açıkladı. (Duyarlı gazetecilerin bu konuda yardımı gerekiyor, “yeni doğmuş yavruların annesiz bırakılarak, çöplüklere atılarak öldürülmesi” de dahil bu vahşeti önlemek için en azından bunu yapabilirler.)
Steril sosyetikler
Bence “hayvan düşmanı siteler, sokaklar hatta evler” açık adresleriyle birlikte medyada liste halinde verilmeli.. Ancak böyle olursa hayvan düşmanı acınacak insanlar ki çoğuna “steril-bencil sosyetikler” diyorum ben, sokak hayvanlarını yok etme veya ormanlara-parklara atma yerine “kısırlaştırarak yerine bırakma” yolunu seçecek, kendilerinde bu hakkı görmeyeceklerdir.
Bu sitede hayvanlara zarar veren villaya “yakalama kafesi”ni veren yönetim o kedilere ne yapıldığını en kısa sürede (evin bahçesinin kamera kayıtlarını izleyerek) ortaya çıkarmadığı takdirde “sitenin adını ve bu evin numarasını” ben de yazacağım. Site sahibinin kendisi gerçek bir “hayvansever” ve çok nazik bir insan olduğu için bunu üzülerek yapacağım ama “yönetim” sorumludur!