İlköğretim okulu öğrencisi, gencecik Fatih anasının gözyaşları arasında hayatta kalma savaşını kaybetti. Aynı yaşlardaki sınıf arkadaşı tarafından kalbinden bıçaklanan Fatih'in katili yalnızca bıçağı saplayan C. B.'midir, bu soruya cevap aramamız gerekiyor.
"Okullarda Şiddet" programını yapıp bakanlıkları uyarmamızdan, Çare bulun, okullarda silahı önleyin, şiddete her türlü önlemi alın" diye çırpınmamızdan bu yana bir ay geçti. Defalarca yazdık, hepimiz çırpındık ama ilgili bakanlar hâlâ "Tek tuk olayları büyütmemek lâzım" deyip duruyorlar.
Oysa ne onlar, ne de "Kapımıza dayanmadıkça bizim sorunumuz yok" anlayışıyla köşesine çekilenler bu lükse sahip değiller... Kapıya dayandı, yarın kimin çocuğunun başına ne geleceği belli değil ve hepimiz suçluyuz.
Önce Milli Eğitim, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları ortak çözüm üretmedikleri için...
Sonra televizyonlar ve basın bu konuya önem vererek baskı oluşturmadığı için...
Televizyonlar toplumsal sorunlara eğilip, öğretici, eğitici yayınlar yapacağına 24 saat, tüm programlarında baldır-bacak, göbek ve abukluk gösterdikleri için...
Toplum vurdumduymazlığını sürdürdüğü; dilsiz, kör ve sağır rolü oynadığı için...
Sivil toplum kuruluşları bu olayların ciddiyetini fark edip ortaya fırlamadık-ları için...
Ben, sen, o, hepimiz Fatih'in, Fatih'lerin ölümünden sorumluyuz.
Yazıklar olsun bize!
Orhan Pamuk'un kolay çözümü!
25 Mart Cumartesi günü VATAN'ın Çikolata ekinde, Buket Aşçı'nın röportajında ünlü yazar Pınar Kür'ün Orhan Pamuk'un sözleriyle ilgili açıklaması ne ilginçti değil mi?
Pamuk, Kür'e "Ne kadar şanslısın. Yasaklandıkça meşhur oluyorsun. Keşke benim de kitaplarım yasaklansa" demiş. Pınar Hanım "Neyse o işi de kıvırdı" diyor, "yasaklanacak nitelikte kitap yazamadı ama verdiği demeçle mahkemeye verilmeyi başardı. Ve dünya çapında patırtı kopardı bildiğiniz gibi..."
Bildiğiniz gibi, bilmediği bir konuda ve her nasılsa belli bir grubun hangi hesapla buldukları anlaşılmayan "1,5 milyon Ermeni öldürüldü" lâfını aynen kullanarak, ayrıca "Kimse konuşamıyor, ben konuştum" cümlesiyle aydın cesaretini (!)
cümle âleme ispatlayarak mahkemeye verildi Pamuk.
Dava kapandı ama o "cesaretiyle" İtalya'dan, Almanya'dan ödüller almaya başladı bile... Kimbilir belki gelecek sefere Nobel'i de alır.
Bir Türk yazarın yurtdışında ödül alması veya bir ülke aydınlarının gerektiğinde kendi ülkelerini, devletlerini de eleştirmesi takdir edilecek bir durumdur ama bunu yapacağım diye veya "kitaplarımı okutacağım, ödül alacağım" diye bilmedikleri bir konuda haksızlık yaparak tarihi saptırmalarına hiçbir toplumda hoşgörüyle bakılmaz.
Pınar Kür, Orhan Pamuk'un yıllar önceki gıptasını açıklamakla onun hakkında yeterli bilgiyi vermiş oldu. Bundan sonra "aydın" tanımını kullanmak için daha fazla düşünmek gerekecek!
'Web'deki hatalar
Bazı okurlarımız VATAN'ın Web sayfasında fazla yazım hatası olduğunu bildiriyorlar.
Gazetede olmayan bir takım dizgi hatalarının sistemden kaynaklanan ve bizlerin elinde olmayan bir nedenle "web"de görüldüğünü daha önce ben kendi köşemle ilgili olarak yazmıştım. Sistem bazı noktalama işaretlerinde hata yaptığı gibi bazı harflerin birkaçını birleştirerek tek harf halinde çıkarabiliyor. Umarım yakında düzelir ama merak edenlere tekrar hatırlatmak istedim.
Fatih'in katili kim?
İlköğretim okulu öğrencisi, gencecik Fatih anasının gözyaşları arasında hayatta kalma savaşını kaybetti. Aynı yaşlardaki sınıf arkadaşı tarafından kalbinden bıçaklanan Fatih'in katili yalnızca bıçağı saplayan C. B.'midir, bu soruya cevap aramamız gerekiyor...
Haberin Devamı