Dövme caiz değil, küpe mekruh.. Başka?

Haberin Devamı

Diyanet İşleri (nereden akıllarına geldiyse!!) birden dövmenin dinen caiz olmadığını, erkeklerin küpe takmasının ise mekruh olduğunu açıkladı.. Enteresan, zira bu tür bir açıklama “yıllardır sorulmasına ve TV’de tartışılmasına rağmen” Diyanet tarafından yapılmamıştı.

Ben bundan en az 5 yıl önce kendi programımda defalarca (aynen türban, hadisler gibi konuları tartıştırdığım gibi) ülkenin en önde gelen din bilimcilerine sormuş ve “bu konularda bir şey söylenemez” benzeri cevaplar almıştım, hatta çoğu bu soruları dinden çok “magazin sorusu” kıvamında bulup cevaplamaktan kaçınmışlardı.

Şimdi bunların söyleniyor olması önemli zira “alkol servisi yapılmayan bir sergi kokteylinde kapıda durup meyve suyu içenlere” bile saldırının yaşandığı bir ülkede, Ramazan’da su içenlere tepki gösterilmeye başlanmış bir ülkede bu açıklamalar gayet “provokasyona açık” ortam yaratır. Bu bir..

Diş, saç boyama, ağda, makyaj?

İkincisi.. “Dövme sağlık için kötü, dinen de yasak” denmiş.. Sağlık herkesin

kendi bileceği şey, Diyanet’in işi değil..

Dinen dediği açıklamada bir “Nisa Suresi” geçiyor, o Sure’de böyle bir konu yok. Açıklamada “Hz. Peygamber’in süslenmek maksadıyla vücuda dövme yapmak, dişleri incelterek seyrekleştirmek gibi ameliyeleri ‘yaratılışı değiştirmek, fıtratı bozmak’ olarak değerlendirmiş ve yaptıranların Allah’ın rahmetinden uzak olacağını bildirmiştir. Dolayısıyla dövme caiz değildir” deniyor. Yani bir “HADİS” e dayandırılarak din yasağı icad ediliyor.

Bu tarife göre; Porselen diş yaptıran hatta takma diş takan kadın-erkek herkes.. Saçını boyatan, manikür-pedikür yaptıran, oje süren, ağda yaptıran, jiletle tüy alan, kaş-bıyık aldıran, makyaj yapan, estetik yaptıran, botoks yaptıran (bunları yapan çok erkek de var) herkes yaratılışı değiştirip fıtratı bozduğu için dini bir yasağa karşı gelmiş oluyor.

Görmez hadisleri ayıkladı mı?

Erkeklerin küpe takması da aynı şekilde “bir HADİS”e dayandırılmış. “Peygamberimiz ‘kadınlara benzemeye çalışan erkekler ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlar Allah’ın rahmetinden uzak olsun buyurmuştur (Buhari).. Bu ve benzeri uyarılar sebebiyle İslam alimleri erkeklerin ‘küpe gibi kadınlara özgü takıları’ takmasını mekruh (dinen doğru değil) saymıştır” deniyor.

Şimdi söyleyeceğim şeyi sadece ben hatırlayabilirim, bir de Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile o programı izleyenler..

Mehmet Görmez o günlerde Diyanet Başkan Yardımcısı’ydı ve kendisiyle “Hadisler” hakkında uzun bir program yaptık. “Binlerce hadis uydurulduğunu, aralarında pek az güvenilir hadis olduğunu, bu nedenle mevcut durumda hangisine güvenileceğinin bilinmeyeceğini, uydurma hadisleri bir ekiple ayıklayacaklarını” anlatmıştı.

Geçen zaman içinde bu ayıklama işlemi yapılmadı ve Buhari dahil hepsinde uydurma hadisler olduğu (Hz. Peygamber’e ait olmadığı halde öyleymiş gibi yazılmış olanlar) biliniyor. Şimdi nasıl oluyor da kendisi “hadislere dayanarak” bu açıklamalara inanılmasını bekliyor? Umarım bu soruyu cevaplarlar. Zira bunlara öylece susulursa Hz. Peygamber’in muhtemelen bu nedenle “sağlığında yazılmasına izin vermediği” ama hayatını kaybettikten uzun yıllar sonra “isteyenin yazıverdiği HADİSler” sanki Kur’an’dan alınmış gibi onlara dayandırılarak kimbilir neler çıkar!

Din emri mi, yorum mu anlaşılmalı!

Kılıçdaroğlu’na bravo!

Mustafa Sarıgül’le beraber yaptıkları kahvaltının fotoğrafları, ona samimi bir ifadeyle söyledikleri, tüm tablo bugüne kadarki çekişme havasını bir anda sona erdirip dostça bir hava yarattı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aylar boyu süren “Sarıgül CHP adayı olacak mı, olmayacak mı” sorularına noktayı koydu ve bunu yaparken de “Halk Ana Muhalefet Partisi’nden anlaşmış, sorunsuz, çalışkan, dinamik bir alternatif görüntüsü bekliyor, artık parti içi çekişmeler bitmeli. Mustafa Sarıgül konusu da netleşmeli” şeklindeki eleştiri ve önerilere kulak verdiğini, kendisi ve çevresinin görüşü dışındakileri de dikkate aldığını gösterdi.

Demokratik, özgüveni tam bir lider görüntüsü bu. Kutlanmayı hak ediyor.

DİĞER YENİ YAZILAR