Cumhuriyet ve kahramanı!

Haberin Devamı

28 Ekim sabahı perdelerimi açtığımda gördüğüm evlerin hemen hepsi “rengini bu ülke için canını vermiş şehit kanlarından alan” ayyıldızlı bayraklarını asmıştı.. Ve uzaklardan, büyük ihtimalle bir okulda çalınmakta olan 10’uncu Yıl Marşı duyuluyordu.. Aklıma okullardan kaldırılan Andımız geldi, yarı uyanmış halimle ‘iyi ki henüz bu marş yasaklanmadı’ diye düşündüm.. Daha yüzümü bile yıkamadan kendi bayrağımızın bulunduğu dolaba gittim, bayrağı çıkardım ve balkonuma astım.. Bu ülkeye Antakya Erkek Lisesi ’nden başlayıp Ankara Deneme Lisesi ’nde son bulan eğitim hayatında “sadık bir Cumhuriyet öğretmeni” olarak 40 yıl hizmet etmiş olan ve son hastalık döneminde bile milli bayramlarda bayrağını asmayı hiç unutmayan, seçimlerde tekerlekli sandalye ile oy vermeye giden rahmetli canım anneciğim Siret Ünaldı gözlerimin önünde olarak..

Sonra onun gibi gerçek bir vatansever ve Cumhuriyet aşığı olan, yaşadığı sürece yazdığı muhteşem kitaplarla Atatürk ’ü en güzel şekilde anlatan, yakından tanıdığı Büyük Önder’in cenaze töreninde Anadolu Ajansı’nı temsilen bulunan tarihçi, yazar Cemal Kutay ’ın olağanüstü fotoğrafların da bulunduğu “Ne Buldu, Ne Bıraktı” isimli kitabını açarak okumaya başladım. Daha önce defalarca okumama ve alıntılar yapmama rağmen her seferinde ilk kez okuyor gibi heyecan duyduğum kitaplardan biridir..

Milletinin özgürlüğüne dua!

Atatürk hayatı boyunca milli değerlerin yanında dini değerlere de saygılı olmuş ama ancak “laik bir devlet yapısı” ile din-mezhep kavgalarının, din devleti girişimlerinin önlenebileceğini bildiği için dinin yobazlar tarafından istismarına ve devlet işlerine karıştırılmasına karşı çıkmıştır. Ki bugün diğer Müslüman ülkelerde “laik-demokratik” devlet yapısı olmadığı için yaşanan din savaşları, aynı dinden olanların birbirlerini nasıl vahşetle yok ettiği, Türkiye’nin ise rejimi sayesinde bunları yaşamadığı hatırlanırsa 90 yıl sonra bile ne kadar haklı olduğu anlaşılır.
Cumhuriyet ve kahramanı
Kur’an tefsiri en iyi şekilde yapılsın diye araştırıp Elmalılı Hamdi Yazır ’a karar veren, Meclis ’i dualar okutarak, kurbanlar keserek açan, Milli Mücadele sırasında yanına toplanan din adamlarıyla milletinin özgürlüğe kavuşması için dua eden onun gibi bir öndere bugün “döneminde lise kitabında Hz. Muhammed yerine ‘Muhammed’ yazıyordu, dinsiz millet yetiştirmek istedi” yalanları atmaktan utanmayanlar, onu kötülemek adına kendi dinlerinde “bir başkasının inancını tartışmanın en büyük günah olduğunu” bile göz ardı ediyorlar.

Onu sevenleri de karalamak..

Bırakın her şeyi bir yana, kuşaklar boyu gelip geçen yüz milyonlarca vatandaşın özgür yaşamasını sağlamış olan bir kahramanı “Allah’ın nasıl değerlendireceği” onlara mı kalmıştır? Kendilerinin “dinen daha makbul” sayılacağına nasıl karar verebiliyorlar?

Bunların hepsi bir milletin “ortak milli değerleri” ni yok etme, böylece hem “milli beraberliği zedeleyerek” dağılmış ve birlikten doğan gücünü kaybetmiş bir toplumu başka yönlere kolayca itme, hem de Atatürk’ün ilkelerini benimseyen, kazandırdıklarını takdir eden, onu seven insanları da “dine karşı veya din dışı gösterme” çabalarının sonucudur. Ama bu yönde ne yapılırsa yapılsın Türk milleti “emperyalist ülkelerin işgali altında, onların müstemlekesi durumunda bir ülkede mucizelerle özgür bir Cumhuriyet yaratan Ata’sını ve o Cumhuriyet’in getirdiği kazanımları” Milli Mücadele’yi başaran kuşak kadar takdir etmeyi sürdürecektir.

Ne söylemişler..

Yabancı devlet liderlerinin ve basınının “Atatürk ve başarıları” için söyledikleri ciltlere sığmayacak kadar fazla.. Sadece birkaçına bakalım:

“Bir tümen komutanının 3 ayrı yerde, tek başına giriştiği hareketlerle bir savaşın ve hatta bir ulusun kaderini değiştirecek yücelikte bir zafer kazandığı tarihte pek nadirdir. (Çanakkale Muharebesi , İngilizlerin Gelibolu Seferinin Resmi Tarihi , 1934, sayfa 250) İngiliz Generali Aspinali Oglander ”..

“Öyle zamanlar oldu ki, anıları içinde benim eşsiz nitelikte gördüklerimi düzeltti: ‘Hayır! Ben bunda yanlışım. Eğer şöyle düşünseydim ve yapsaydım sonuç daha eksiksiz olacaktı’. Gerçekçilik onun korkmadığı şeydi.(1934).. Amerikan eski Elçisi Gnrl. Clarles H. Sh ”..

“Kemal Atatürk yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz Pakistan’da O’nu gelmiş geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. Dünyadaki bütün Müslümanlar , gözlerini sevgi ve hayranlıkla O’na çevirmişlerdir. O Müslüman dünyasında yeniden siyasi uyanış yönünde ileriye doğru cesur bir adım atan bir avuç insandan biridir. Pakistan Devlet Başkanı Eyüp Han .”

Cumhuriyetimizin 90’ıncı yılı kutlu olsun. Umarım en zor görünen şartlar altında bile yılmadan “laik ve demokratik bir hukuk devleti” özelliklerini korumayı başararak onu yüzyıllar boyu yaşatırız!

DİĞER YENİ YAZILAR