Cemil Çiçek ile Hüseyin Çelik farkı!

Haberin Devamı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek TV’de “Ergenekon Davası’nda ceza alan sanıkların bu cezaları Yargıtay tarafından onanana kadar masumiyet karinesi gereği suçsuz olduklarını” da söylediği bir konuşma yaptı. Güzel bir konuşma, kalpsiz-acımasız değil, aralarında “somut suçu olanlar” varsa o kişilerle “bir eyleme karışmamış, darbe iddiasıyla ilgisi olmadığı açıkça görülenler”i aynı kefeye koyup çalkalayan ve hepsini suçlu ilan eden bir konuşma değil.

Benim itiraz edeceğim tek cümle “Yargılanan insanlar arasında bazılarıyla hukukumuz var diye, sevdiklerimiz vardır diye hukuku göz ardı edemeyiz, yargıya saygılı olmalıyız” diyeni.. Burada “yargı” denilen “özel yetkili mahkeme”dir, “hukuka aykırı” oldukları açıklanarak kaldırılmışlardır. Bu davaları destekleyen Başbakan bile “İlker Başbuğ ile komutanların terör örgütü yöneticisi veya terörle ilişkili olduğunu iddia etmenin tarihi bir hata olacağını” söyleyerek bu mahkemelerin kararlarında yanlış olduğunu açıklamıştır.

Yargıtay ve AİHM..

Özel yetkili mahkemenin sanıkları “tanık” da yapıp bunu gizlediği ortaya çıkarılmıştır. Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi davalarda (iddianamelere polis ilaveleri, bilirkişi raporlarının hesaba katılmaması, iddianamelerde gerçekle bağdaşmayan adresler-tarihler, sahte CD’ler gibi) sayılamayacak kadar çok “kasıtlı hata” vardır. Bu durumda “özel yetkili” denilen ve hukuksuzluğu bilinerek bu davalara bakmalarına izin verilen mahkemelerin kararlarına karşılık “hukuka saygı” beklemek gereksizdir. Devlet Bahçeli’nin dediği gibi “tarafsızlığı kalmamış, objektifliği tarumar olmuş bir hukuk”..

Onun için aslında bu davalara normal bir mahkemenin yeniden bakmasıdır adil olan.. Yeniden ve dikkatle yargılamaktır. Müebbet hapisler söz konusu ise bir-iki yıl daha “adil yargılama” beklenebilir. Bu yapılmadığı takdirde Yargıtay uzun aylar-yıllar almadan temyiz sonuçlarını vermeli ve insanların hakkını AİHM’de aramasının önü açılmalıdır. Suçsuz olanlar hapislerde çürütülmeden..

‘Darbeci baro’ mu?

Şimdi gelelim AKP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik’in konuşmasına.. Ben Cemil Çiçek’in bu konuda yaptığı gibi düzgün konuşanlara inanıyorum ama “iyi polis-kötü polis masalı bunlar” yorumları geliyor okurlardan, her neyse Çelik konuşmasında Çiçek’in tam aksine; “Kurda merhamet etmek, kuzuya zulmetmektir”den başlayıp “Mustafa Kemal’in hayali Ergenekon yapılanması tarafından vesayet altına alınmış bir cumhuriyet mi” sözlerine kadar cezaevindekileri “temyizi beklemeden kesin suçlu kabul eden”, yargı süreci devam ederken söylenmeyecek herşeyi söyledi.

Bu da yetmedi; “Darbeci baro olarak tanımlanan İstanbul Barosu’nun mahkemeyi işgal etmesi”nden söz etti. “Türkiye’nin en büyük barosu”nu kim tanımlamış “darbeci” olarak, bir partinin hem de iktidar partisinin genel başkan yardımcısı ve sözcüsü “hangi kesin delillerle, hangi suç” işlenmiş ki bunu söyleyebiliyor?

Darbe Hayranı’nın sözü..

Öyle bir şey yok tabii, “kendisi 12 Eylül darbesi hayranı olan ve süslü konuşmalar arasına bu tür laflar sıkıştırmasıyla bilinen Nazlı Ilıcak tarafından bir TV programı sırasında İstanbul Baro Başkanı’na söylenen söz” bu sadece.. Yargıda “gel ispatla bakalım” denecek söz. Hüseyin Çelik çok beğenmiş olmalı ki “darbeci baro olarak tanımlanan” diye alıyor, o da suç işliyor.

Sonuç olarak aynı partiden iki siyasetçinin farkını görüyorsunuz, yorum sizin.

‘Bayramda canavar gibi’...

Sevgili okurlarım bayramda özellikle büyük şehirlerde kalanlar arasında araçlarını aklını kaçırmış gibi sürenler var. İnsan bu sorumsuzluğu görünce gözlerine inanamıyor. Dün İstanbul”da dolaşırken o kadar çok ezilmiş minik kedi ve köpek yavrusu gördüm ki günüm zehir oldu. Bu sorumsuz, düşüncesiz aracını canavar gibi süren vatandaşlara sesleniyorum; biraz insafa gelin.. Ara sokaklarda zaten sürat yapmamalısınız,”insan olan” yapmaz ama çevre yollarında bile araba yarışındaymış gibi sürmenin alemi yok.

Kime gösteriş yapıyor, nereye 2 dakika önce yetişiyorsunuz ki?

Her an önünüze nereye gittiğini bilmeyen zavallı hayvanlar çıkabilir, biraz insaflı olun. Bayram”ı “kan dökmeden”, hiçbir canlıya zarar vermeden geçirmeniz daha iyi olmaz mı?

Araçlarını dikkatli kullananlar başta olmak üzere hepinizin, siz sevgili okurlarımın mübarek bayramını en iyi dileklerimle kutluyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR