Alman da gözaltından kurtulamadı!

Haberin Devamı

Klaus Miller isimli bir Alman Gezi Parkı’nda gözaltına alınmış. Alınırken de üç ayrı dilde “Ben ne dedim ki, Türkiye demokratik bir ülke mi” diye bağırmış ama dinletememiş. Ah Klaus Miller ah, sen Türkiye’de gözaltına alınmak için bir şey demen gerekmediğini ne zaman öğreneceksin, işte zamanı geldi..

Falcı olmak gerekmez

Sebep ne gözaltı için? Polisler Gezi Parkı’na gelmişler ve Gezi olaylarında hayatını kaybeden gençlere ait sembolik mezar taşlarını kaldırmaya başlamışlar. O sırada “topladıkları şeylerin çöp olduğunu” söyleyince Alman Klaus polislere “onlar çöp değil, 6 kişi öldü” demiş. Vay sen misin bunu diyen, hemen adamın üstü, eşyaları aranmış ve gözaltına alınmış. “Ben ne dedim ki” kısmı burada devreye giriyor.

İşte bir yanda bu hak-hukuk skandalları aralıksız sürerken diğer tarafta Bülent Arınç’ın “yeni gösteriler olacağına dair istihbaratımız var” diyerek yapılmış gösterileri de muhalefet partisi ya da seçmenleri yapmış gibi söz etmesi hiç inandırıcı olmuyor. Elinde satırla insanlara saldıran, yaralayan “Palalılar”dan tek belirlenen isim Fas’a kaçtı, izi kayboldu. Gençleri öldüren-anaları ağlatan diğer suçlular korundu, saklandı. “Yoksul bayrakçı”ya 7 yıla kadar hapis istemiyle dava açılırken, bir Alman da “onlar çöp değil” dediği için gözaltına alındı.

Polis şiddetiyle, kurşunuyla hayatını kaybeden ve ülke yöneticileri tarafından adı anılmayan gençler için konulan sembolik taşlar “sanki dokunulmasa olmazmış gibi” kaldırıldı. Bunlar olurken “dış güçler”den söz etmenin, Batı ülkelerinin “antidemokratik olaylara tepkisine” kızmanın, yeni gösteriler olacak diye gelecek falı bakmanın alemi var mı? Cevabı size bırakıyorum!

(Not: Bu arada, Orhan Pamuk da “medyayı kontrol etseniz bile bireyler sokağa çıkar ve parklarda ayaklanır. Hayır der. Bu beni çok mutlu etti” diye yazmış. Cezası ne olur acaba?)

Ekonomini ustası demiş ki..

Kemal Derviş eski “Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı”.. ABD’den Türkiye’ye bir süre için gelmiş ve ekonomiyi kendine getirdikten sonra geri dönmüştü. Şimdi ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşu Brooking Enstitüsü ’nün Başkan Yardımcısı.. Ekonominin ustası dedim ama bu öyle kolay dağıtılan cinsinden bir “usta” değil. Türkiye’de yıllardır “iyi gidiyor” diye her konuşmada övülen ekonominin rotasını o çizmiş, izlenecek yolları o belirlemiş ve AKP Hükümeti “onun çizdiği planı” sürdürmüştü.

İntikama yer yok!

Türkiye ona ekonomi açısından çok şey borçludur. İşte bu büyük ekonomi ustası da Koç Holding’e baskın gibi ve “içerden ihbar geldi” denerek yapılan “aramalı denetim” konusunda Boydak Holding’in patronu Mustafa Boydak gibi görüşünü açıklamış.

Boydak “Türkiye’yi taşıyan şirketleri gözümüz gibi koruyalım. ‘Sen bizdensin, sen değilsin’ gibi ayırım yapmayalım” demişti, Kemal Derviş ise “Piyasa ekonomisinde intikam ve rövanşa yer yoktur. Olduğunu düşünenler ne ekonomiden, ne siyasetten anlamıyor demektir” diyor.

Bugüne kadar ülke adına elinden gelen her gayreti gösteren, dünya devleri arasına girmiş ve yıllar içinde en küçük bir hatası görülmemiş bir gruba yapılan bu haksızlığa, müdahaleye önce “tüm iş dünyasının, sanayi ve ticaret odalarının” tepki göstermesi gerekirdi. Bu nasıl korkudur ki sesleri çıkmadı. Bu nedenle Mustafa Boydak yalnızca iş dünyası adına değil, demokrasi ve hukuk adına, insanlık ve ülke değerleri adına kutlanacak bir davranış sergilemiştir. Derviş ’e gelince.. “Onun projesini olduğu gibi alıp altına imza atacak” kadar inananlar bu sözlerine de inanırlar herhalde!



İhbarı kim yazar?

Dün mahallelere “polis ihbar kutuları” konacağını yazmıştım, yazının altına gelen öfkeli okuyucu yorumları arasında biri çarpıcı şekilde “olacaklar”dan söz ediyordu. Diyor ki:

“O kutulara neler yağar şimdi. Halka gerek yok, polisin içinden görevliler yazar atar. Sonra ‘ihbar geldi’ diye gider tutuklarlar. Maşallah durmak yok, yola devam” .. Türkiye’de 5 yıldır yaşananların, izlenen ve polisle başlayan hukuksuzlukların özeti gibi.. İşte halk bunu hissediyor, biz Alman vatandaşlarını bile gözaltına almaya, Türkiye’deki demokraşi dışı gelişmeler için Times ’a ilan veren Oscar’lı sanatçılara bile had bildirmeye devam edelim. Durmak yok, gerçekten!



Başörtüsü ve cami!

Diyanet Başkanı “söz ettiği 3 günlük Cami görüntüleri”ni çıkarması için yaptığım çağrılara susuyor. Ramazan’da ne düşünmek lazım kendisi hakkında acaba? Görüntü olsa halkın da izlemesini sağlardı, deme ki “büyükelçiler izledi” dendiğinde izlemedikleri gibi yine yok.

Gezi olayları sırasında “Kabataş’ta başörtülü bir kadına saldırı” olduğu zirveden açıklanmış, gündemi meşgul etmişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran “İçişleri Bakanlığı’na yaptıkları bilgi edinme başvurusuna 5 satırlık yanıt geldiğini, Emniyet’e konuyla ilgili herhangi bir başvuru yapılmadığının bildirildiğini” söylemiş ve “Halkı böyle birbirine düşürmeye çalışmak hem ahlaksızlıktır, hem günahtır” demiş.

Bir müracaat da Diyanet Başkanı’nın “Cami açıklaması” için yapsalar keşke, o görüntüler var mı, yoksa koskoca Diyanet kurumu gençlere iftira mı atıyor belki ancak bu şekilde anlaşılır!

DİĞER YENİ YAZILAR