Akil insanlar ‘partiye’ de aday olur mu?

Haberin Devamı

Daha önce çıkan “akil adamlar” listesinde bir kadın vardı, ‘sadece erkekleri mi akıl sanıyorsunuz, komik’ dedik, neyse bu kez 63 kişilik listede kadınlar da var.. Ama bu kez daha büyük bir sorunla birlikte..

Geçenlerde “akil adamlar bu süreçte bölgeleri dolaşıp konuşarak neler olacağını halka anlatıp desteği arttıracak” dendiğinde ortaya çıkan isimlere bakarak bir meslektaşımız Hürriyet’te “meğer akil insan değil, yandaş arıyorlarmış” diye yazmış, “sorgulama yapamayacak, hiçbir konuda eleştiri getirmeyecek, Hükümet’in ideolojik aygıtı gibi çalışacak” kişilerin listeye konacağından söz etmişti..

Çoğu ‘taraf’ zaten!

Listede aralara konulan ve amacı da “bakın seçilenler tamamen taraf değil” yanılgısı yaratmak olan beş altı isim dışında özellikle gazeteci ve akademisyen isimleri tamamen “Hükümet’in tarafı” olarak çalışmış ve çalışacak kişiler seçilmiş akil insan olarak.. (Bazı isimler ise “akil buysa geriye kalan vatandaşları nasıl tarif edeceksiniz” sorusu sorduracak kadar alakasız..)

Birçoğu “Ermeni soykırım iddiası” konusu başta olmak üzere devlet için, Türkiye’nin geleceği için en önemli konularda “kendi ülkelerini haksız çıkarmak, örneğin ‘soykırımcı olduğu iddiasını’ yaymak” üzere uluslar arası çalışmış isimler.. Bunun yanında gazeteci dediğinizde gazetelerin büyük çoğunluğu dışlandığı ve “halkın tarafsızlığına inandığı gazeteciler”den tek bir kişi düşünülmediği halde aynı gazetede çalışmış 8 yazar birden (Taraf gazetesi) listeye alınıvermiş.

63 kişilik listede “akil adam”lığı kabul etmeyen ismin yerine ise hemen “Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü” alınmış. Ama sözüm ona görevi “PKK ile Hükümet arasındaki görüşmeleri ve yeni anayasada bu yönde atılacak çok önemli adımları millete anlatıp tepkileri azaltmak” olan bu “akil” komisyonda ülkenin en akil, en deneyimli siyaset bilimcileri, “terör, özerk bölge” konularını uluslar arası boyutta araştırmış, İngiltere, İspanya gibi ülkelerde gelişme süreçlerini ve bugünkü durumları en iyi bilen uzmanlar yok.. Onların yerine çoğunlukla “konusu siyasetle tamamen ilgisiz olduğu için de bilgisi olmayan” ama Hükümet’in de sözünden çıkmayacak kişiler var.. Fazla anlatmak da gereksiz, alın isimleri internete yazın, görüşleri ve konuyla ilgileri olup olmadığı ama iktidar partisine “aday” olacak kadar yakınlıkları şak diye çıkar ortaya..

Herkes Özkök mü?

Tabii aslına bakarsanız “sizin bu konuda akil olduğunuza karar verdik” diye arandığında herkesin kendini “her konuda yeterince akil” bulacağı bir yana, tamamen taraf olmayanların “kabul etmiyorum” diyerek reddedecek, tepki çekecek cesareti göstermeleri bile zordur.

Oysa daha önce yazdığım gibi Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök, bu konunun uzmanı olduğu (ve PKK olayının sonunun gelmeyeceğini de pek iyi bildiği) için adı geçer geçmez reddetti ve “ben akil değil, makul adamım” dedi.. Herhalde bunu “konuşmam gereken konularda susmayı prensip edindim” diyerek yapmamıştır.

Bu soruyu sorsunlar

Bugün çoğu “iktidar partisinin akilleri” olan kişiler Dolmabahçe’de istişare toplantısı yapacaklarmış. Akiller bu toplantıda Başbakan’a; “Siz silahlarını bırakıp gitsinler” diyorsunuz, PKK ise “insiyatif bende, isteklerimin tamamı yapılmazsa silah bırakmam, geri çekilmem, kafamı bozmasınlar 50 bin kişiyle savaş çıkarırım” diyor, bu durumda halka neyi anlatacağız ki, yumurta atmazlar mı diye sorsalar fena olmaz sanıyorum!

Kuşları öldürmeyin!

Daha önce de duymuştum, geçenlerde hayvansever bir tanıdığımdan tekrar duyunca yazmaya karar verdim. Sokaklara atılan çiğnenmiş sakızları kuşlar yiyecek, ekmek zannederek hızla alçalıp kapıyorlar ve ağızları birbirine yapıştığı için açlık ve susuzluktan ölüyorlar. Sokaklar, caddeler ise yere yapışmış sakız izleriyle dolu.. Lütfen bunu aklınızdan çıkarmayın ve yere sakız atmamalarını çocuklarınıza da söyleyin. Onlara kendilerini “ağzı yapışmış kuşlar”ın yerine koymalarını ve empati yapmalarını önerin. Kışın zaten yiyecek bulmakta zorlanan kuşların katili olmayalım!

Konserve kutuları!

Bir de kızım Yasemin’in şahit olduğu tehlike var; Sabahın çok erken saatinde işe gitmek üzere evden çıkıyor, iki gün önce “kafasına bir konserve kutusu geçmiş halde” sokağın ortasında oturan bir yavru kedicik görmüş. Tabii hemen arabadan atlayıp kutuyu kafasından çıkarmış ama bütün gün aklından çıkmamış.

“Ben rastlamasaydım biri ona arabasıyla çarpabilirdi çünkü etrafı göremiyor ve kutudan da kurtulamıyordu” deyip durdu. Aman lütfen, özellikle et, balık gibi yiyecek (veya kedi maması) konservelerini “kutularını iyice ezmeden atmayın”. Kedilerin çöp kutularında yemek aradığını unutmayın.

Ve tabii, motorlara saklanan yavruların çıkması için “arabaları çalıştırmadan önce motor kapağına vurmayı veya açıp bakmayı” da.. Bunları yapmak sadece 2 dakikanızı alır ama hayat kurtarır!

DİĞER YENİ YAZILAR