EĞER sahada kazanmak için oynayan iki takım varsa o maçın bitmesini istemezsiniz, dünkü gibi. İki takım da bir an olsun akıllarına bir puan düşüncesini getirmediler. Goller bir o kalede, bir bu kaledeydi. Beşiktaş maça hızlı başladı ve Adriano’nun mükemmel vuruşuyla öne geçti.GOLDEN sonra Bursaspor dengeyi sağladı. Yusuf’un vuruşunu Fabri harika çıkarttı. Hemen iki dakika sonra Negredo rakip kalede yapması gerekeni kendi kalesinde yaptı! Arkadaşlarına yardıma gelmişti, iyi niyetinin kurbanı oldu. Devrenin sonlarına doğru Delarge’nin golü Bursaspor’u 2-1 öne geçirdi ama bu golde sahanın en iyilerinden Yusuf Erdoğan’ın büyük rolü vardı. Bu golden sonra Beşiktaş iyice yüklendi, pozisyonlar da buldu. Ama karşısında da Süper Lig’in en iyi kalecilerinden biri olan Harun vardı. Bir gerçek var ki Beşiktaş’ın Quaresma, Oğuzhan ve Talisca gibi skor decek ayaklar gerçek performanslarında değildi.MAÇIN OYUNCULARI...MAÇ 2-1 bitecek derken kendi kalesine gol atan Negredo, kafa şutuyla topu ağlara göndererek hatasını da bir yerde telafi etti. Maçın oyuncuları kimdi derseniz? Bursa’dan Harun, Yusuf Erdoğan, Beşiktaş’tan kaleci Fabri ve Adriano’ydu. Hakem Umut Meler, futbolcuların ve taraftarın etkisinde kalmadı.
HEYECANLI, zevkli bir maç izledik. Onun için her iki takım futbolcularına da teşekkürler. İlk yarıda Beşiktaş, ikinci yarıda Kasımpaşa... İlk yarıdaki Beşiktaş’a şöyle bir bakalım...DİSİPLİNLİ bir defans, yardımlaşan bir orta saha, ilerde çoğalan ve goller arayan Beşiktaş. Zaten Beşiktaş’ın ilk yarıdaki etkili oyunu da golleri getirdi. İkisi de Talisca’dan geldi. Talisca kadar asist yapan Quaresma’yı alkışlamak lazım. Çalışkanlığı ile de göze battı.HEMEN şunu da belirtelim gollerde kaleci Ramazan’ın hataları da oldukça fazlaydı. Demek ki iyi kaleciler de zaman zaman kötü oynayabiliryor.2. yarıya 2-0 galip başlayan Beşiktaş’tan herkes daha iyi goller bekliyordu. Ama daha iyi oynayan, daha fazla gol atma ihtiyacı olan Kasımpaşa oldu. Trezeguet 72’de harika bir gol attı, bir dakika öncesinde de topu direkten döndü. Beşiktaş’ın telaşını ve paniğini çözemedim. Bu takımı sahada toparlayacak bir baba yiğit yok mu?KİMSE ALDANMASIN!NEGREDO en etkisiz oyunculardan biriydi. Tribünde oturan Larin, Negredo’yu gördükten sonra heralde “Ben bu takımda rahat oynarım” demiştir. Ama kimse Negredo’nun performansına aldanmasın. Bu Negredo ilerde Beşiktaş’a çok daha faydalı olacak. Kasımpaşa’yı da 2. yarıdaki oyunundan dolayı tebrik ederim. Kemal Hoca’yı bu kısıtlı kadroyla, oynattığı cesur futbol nedeniyle tebrik ediyorum.
BEŞİKTAŞ zor da olsa Antalyaspor deplasmanını 3 puanla bitirerek “Yola devam” dedi. Eğer puan veya puanlar kaybetseydi Başakşehir kazanmışken bu kayıp veya kayıplar, moralleri oldukça bozacaktı. Çok tempolu bir maç izledik. 2 takım da kazanmak istedi. Beşiktaş, 8’de Quaresma’nın kaptırdığı toptan mağlup duruma düşebilirdi. 30’da Talisca beraberliği sağladı. Golde Caner’in önemli bir payı vardı. Talisca’nın gol vuruşu da hiç de kolay bir vuruş değildi.2. yarıya Antalya iyi başladı. Emre’nin şutunu Fabri çıkartmasa Antalya ikinci 45 dakikaya 2-1 önde girebilirdi. 55. dakikada Talisca’nın attığı kafa golünde Quaresma’nın asisti inanılmazdı. Adeta Talisca’nın kafasına çarptırdı. Bu arada Talisca demişken, attığı gollerin dışında da çok etkili ve çalışkandı.BEŞİKTAŞ’IN oynayan 4 İSMİ var. Pepe, Tosic, onlar dün yoktu. Dün Vida, Medel’i izledik. İleride kim daha iyi uyum sağlar, daha iyi oynar bilemem ama benim favorim, Tosic-Pepe. ŞENOL Güneş Babel-Lens değişikliğini daha önce yapmalıydı. Babel’in sakatlığını beklemeye gerek yoktu. Antalya, iyi mücadele etti, pozisyon da buldu. Maçın hakemi Halis Özkahya, futbolcuların da iyi niyetinden, iyi bir maç yönetti. Medel’in ikinci yarıda ceza sahası içinde elle oynaması bana göre çok bıçak sırtı bir pozisyondu...
BEŞİKTAŞ, Antalya kampındaki ilk hazırlık maçında 2-2 berabere kaldı. 3. dakikada Mitrovic’in büyük hatasında maça adeta 1-0 mağlup başladı. Madem başlığı Caner’den attık, o halde Caner ile devam edelim. Dün Beşiktaş’ta en iyi performansı gösteren oyuncuydu. Sakın ilk golü attığı için bu yorumu yaptığımı zannetmeyin. Gol ekstrasıydı.BENİM için golden daha çok Caner’in oynadığı olumlu futbol önemliydi. Defansif görevini yaptığı gibi ataklara da katıldı. Ve rakip topu kazandığında görev alanına en çabuk dönen oyuncuydu Caner... Allah nazardan saklasın. Maşallahı var...NEGREDO’YU ÇIKARTMAZDIMMAÇA gelince... Şenol Hoca kim, nerede, ne kadar, ne yapacak düşüncesinde olduğu için bütün futbolcularına şans tanıdı. Mesela, Vida stoper başladı, ikinci yarıda sağ bek oynadı. Medel orta saha başladı, stopere geçti. Daha sonra Mustafa’yı “Ne yapar” diye oyuna soktu. Ben olsam artık şu anda Beşiktaş’ın ilk santrforu olarak görünen Negredo’yu çıkartmazdım. Bu Şenol Hoca’nın görüşü, saygı duymak gerek... Negredo penaltıyı kaçırdı, fark etmez, her futbolcu penaltı kaçırır.ORTA sahada uyumsuzluk ve başıboşluk vardı. Oğuzhan girdikten sonra daha derli toplu ve daha çok hücumda oynayan bir Beşiktaş izledik. Skor hiç önemli değil, önemli olan Şenol Güneş’in “Kimden ne kadar randıman alırım” düşüncesiydi, herhalde görmüştür...
“Bu dörtlüyü kim bir arada görse şunu düşünür: Transfer konuşuyorlar! Ama ben de adım gibi biliyorum ki o masada transfer konuşulmaz. Çünkü bu isimler öyle restoran masalarında transfer konuşmaz.”PAZARTESİ günleri Şansal Büyüka, Tümer Metin ve ben birlikte öğle yemeği yeriz... Her pazartesi bir aksilik yoksa bu gelenek devam eder. Önceki gün ben biraz geç gittim. Şansal Büyüka ve Tümer Metin yemeğe başlamışlardı bile. Tam masaya otururken Şansal Büyüka “Seninkiler arka masada” dedi. Bir baktım, başkan Fikret Orman, yanında Şenol Güneş, onun yanında Beşiktaş’ın transfer sihirbazı Umut Güner ve takım kaptanı Oğuzhan Özyakup... Masaya gidip selam sabah, ayaküstü de biraz sohbet...“NE güzel bir buluşma bu” dedim, başkan “Aile yemeği yiyoruz beraber. Biz bir aileyiz, birbirimizden asla kopmayız” dedi.BU dörtlüyü kim bir arada görse önce şunu düşünür: Transfer konuşuyorlar! Ama ben de adım gibi biliyorum ki o masada transfer konuşulmaz. Çünkü bu isimler öyle restoran masalarında transferi konuşmaz.ZATEN yanlarına gittiğimde hiçbirine transfer sormadım. Çünkü alacağım yanıtları biliyorum. Güneş’e sorsam, “Başkan var, ona sor” diyecek. Başkana sorsam, “Beşiktaş’ta transfer 365 gün devam eder” diyecek. Umut Güner bu konuda en ketum olanı, işkence yapsan bir şey söyletemezsin. Kaptan da zaten o toplara girmez.‘O KELİME BENİMMİDEMİ BULANDIRDI’MASADAKİ dörtlüyü bir arada zor bulursun. Ben de bulmuşken bir fotoğraf çekmek için hocadan izin istedim. Hoca “Başkana sor”, başkan da “Benim için bir sorun yok, Umut ve kaptana sor” dedi. Cevap kaptandan geldi: “Başkanım siz ve hoca varken bana söz söylemek düşmez.”BEN de belki vazgeçerler diye hemen 2-3 kare fotoğraflarını çektim. Şenol Hoca’m dedi ki: “Eğer haber için çektiysen kullanma.” Ben de “Hocam vallahi fotoğraf öyle güzel ki, o yüzden söz veremem” dedim.“HOCAM, ben şimdiye kadar sizin hiçbir röportaj sonrası yalanlama yaptığınızı duymadım amageçenlerde yalanladınız, şaşırdım” dedim. Hocanın cevabı: “Gerçekten çok güzel röportaj oldu. Ama orada ‘Kullanma’ kelimesi hiç hoşuma gitmedi.”“HOCAM iki sayfa röportaj, vallahi ben çok beğendim. Küçük bir sinek konmuş, ona takmışsınız” dedim, hoca ise “Tamam Ömer sinek küçük ama işte mide bulandırdı” dedi.YANİ Şenol Hoca röportajını beğendiğini itiraf etti. Açık söyleyeyim, iki sayfa röportajı ben de soluksuz okudum. Meriç ve Kartal kardeşlerimin eline, ağzına sağlık.‘NE KONUŞULDUYSAO MASADA KALIR’DAHA sonra başkan, hoca ve kaptan bir lansmana katılmaya gittiler. Umut Güner de bizim masamıza geldi. Biraz transferlerden söz ettik. O hiç konuşmayan transfer sihirbazı Umut Güner çok önemli şeyler söyledi çünkü o masadakilere çok güveniyordu ve şunu biliyordu ki; o masada konuşulan o masada kalır. Gerçekten de öyle.ARDINDAN yemeklerimiz bitti ve ayrıldık. O arada başkan geldi, yeni yıllar kutlandı. Başkana “Nereyegidiyorsunuz?” diye sordum, “Kızlarımı alıp çarşamba sabahı Afrika’ya gideceğim” dedi. Yani siz bu yazıyı okuduğunuzda başkan kızları ile Afrika’da olacak.
EVET... F.Bahçe kazanarak zirve yarışında ortaklığını iyice pekiştirdi. Peki; F.Bahçe kazanırken nasıl oynadı? Hiç iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Özellikle ilk yarıda sağdan soldan toplanmış 11 kişi sahaya çıkmışlar ve bir takım oluşturmuşlar gibiydiler! İşte böylesine kopuk ve böylesine sahada ne yapmasını bilmeyen bir F.Bahçe vardı.KISACASI; oynadığı futbol hiç keyif vermedi. Kazanma iştahları da çok fazla değildi. Tribündeki taraftarlar sahada oynayan futbolculardan daha iştahlıydı. Hep desteklediler.‘YERİM KULÜBE DEĞİL!’İKİNCİ 45 dakikada oyuna F.Bahçe’ye maçı kazandıran Valbuena girdi. Oynadı, oynattı, attı, attırdı, ayağına top geldiğinde rakip defansı ve orta sahayı hallaç pamuğu gibi attı. Hele bir gol attı ki vay vay vay... Bravo Valbuena’ya...VE golü attıktan sonra parmağıyla sahanın içini göstererek “Benim yerim yedek kulübesi değil, sahanın içi” dedi. Tabii bu takımın teknik patronu Aykut Kocaman. “Şunu niye oynatmadın, bunu niye oynatmadın” diyerek hesap sormak bizim haddimize değil. Ama şunu da doğrusu çok merak ediyorum hocam. Böyle bir oyuncu neden yedek kulübesinde oturur? Valbuena eğer sakat ve cezalı değilse kusura bakmasın, her türlü oynar hocam.DÜN F.Bahçe’nin 3 puan kazanmasında, başrolün de başrol oyuncusu Valbuena’ydı. Karabük’un ise aklında “Ben defans yapayım, bir puan alayım.” düşüncesi vardı. Hep defans yaparak puan alamazsın arkadaş! Osman ve Ceyhun’u çok çalışkan gördüm. Maçın iyi oyuncularından biri de iyi bir yönetim ortaya koyan hakem Alper Ulusoy’du...
EVET, aynen başlıkta söylediğim gibi G.Saray 4-5-6 fark yemekten ucuz kurtuldu. Eğer Beşiktaşlı futbolcular, ayaklarına gelen fırsatları ağları gönderebilseler 3 değil, 6-7 olurdu. Beşiktaş, 1. dakikadan maçın bitiş düdüğüne kadar her yönüyle G.Saray’dan çok üstündü. İnanılmaz hırslı ve iştahlıydılar. Biri bu takıma maçtan önce iştah şurubu içirmiş herhalde.G.SARAY’IN pozisyonu parmakla sayılacak kadar. Oğuzhan, geri dönmüş. Mükemmel oynadı. Beşiktaşlılar her zaman bu Oğuzhan’ı istiyor. Quaresma Beşiktaş’ın en çok koşan ve gol kaçıran oyuncularının başındaydı. Öyle akıl almaz pozisyonlar harcadı ki hıncını kendisini tokatlayarak, kendisinden aldı.TOLGAY ve Atiba yoruldu, Şenol Güneş hemen değişikliğe gitti. Son derece yerinde bir karardı. Cenk’in golünde Muslera’nın büyük hatası vardı ama Cenk’in de tilki gibi gol koklayışını yabana atmamalı. Negredo’nun da attığı gol çok şıktı. Adeta ‘Ben golcüyüm arkadaş’ dedi. 2. yarıda Beşiktaş, oynadığı futbol, attığı ve kaçırdığı gollerle adeta şov yaptı.12. ADAMIN FARKI!BU arada her zaman olduğu gibi takımlarını inanılmaz destekleyen ve coşturan ‘12. adamı’ da unutmak haksızlık olur. Hakem Fırat Aydınus’a da değinmeden geçmeyelim. Fırat Hocam, düdük sende ama bende olsaydı, Oğuzhan’ın pozisyonuna penaltı çalardım. Ama Allah’ı var, iyi maç yönetti.
Evet, Şampiyonlar Ligi’nde grubumuzdan çıktık. Hem de açık alınla. İçerisi-dışarısı demeden Kartallar gibi oynayarak son 16 turundayız. Teşekkürler Şenol Güneş, teşekkürler Kartallarımız. Ve teşekkürler 12. adamlar… Ve eğri oturup doğru konuşalım. Teşekkürler Başkan Fikret Orman ve yönetim kurulu… Bu maddi şartlarda çok iyi bir takım kurduğunuz ve Şenol Güneş’e böylesine alternatifli bir takım teslim ettiğiniz için…Maça gelince… İlk 15 dakikada çok temkinli ve dikkatliydik. Şenol Güneş’in bu planı çok isabetliydi. Rakibe 2-3 pozisyondan fazla vermedik. Zaten bunlardan biri de gol oldu. O pozisyonda “Başının üstünden geçti, kurtaramadı Fabri” demek haksızlık olur. Çünkü Fabri’nin görüş alanında Beşiktaşlı bir futbolcu duruyordu.GOLÜ CENK’E YAZDIMGolümüzü Talisca attı. Hakem de golün ismini raporuna “Talisca” diye yazacak. Ancak ben hakemle aynı fikirde değilim. Golü Talisca attı ama ben golün karşısına Cenk yazıyorum. Cenk attırdığı golün dışında da Beşiktaş’ın en çok çalışan, rakip defansı bunaltan oyuncusuydu.Tolgay’ın maşallahı var. Her geçen maç üstüne koyarak oynuyor. Ama ne yalan söyleyeyim, ben şu Oğuzhan’ın uzun-kısa, ince ve araya paslarını, adam eksiltmesini, klasını valla özlüyorum. Evet, teşekkürler Beşiktaş. Yalnız Beşiktaş camiasını değil, Türkiye’yi gururlandırdınız. Elinize, ayağınıza, kafanıza, yüreğinize, ruhunuza sağlık… Maçın hakemini mi soruyorsunuz? Valla ben hakem falan görmedim! Keşke Türkiye’de oynanan maçlarda da aynı cümleleri kurabilsem…