Haberin Devamı
Faşizm, krizleri bekler. Yunanistan’daki korkunç krizin de elbette “faşist bir yavrusu” olmalıydı.
Yunanistan’da pazar günü yapılan seçimlerde kendilerine “Altın Şafak” (Hrisi Avgi) ismini veren aşırı milliyetçi bir parti oyların yüzde 7’sini aldı. Bu da 300 sandalyelik mecliste 21 sandalye demek. (Yunanistan’da seçim barajı yüzde 3)
Partinin daha amblemine bakınca ne menem oldukları anlaşılıyor: Gamalı haçın farklı bir versiyonu. Zaten sakladıkları bir şey de yok. Açık bir şekilde yabancı düşmanlığı yapıyorlar. Parti lideri Nikos Mihaloliakos “Ülkemden çıkın! Evimden hemen çıkın!” diye bas bas bağırdı seçim zaferinden sonra. Kime diyor bunu? Ülkedeki göçmenlere.
Peki bu nasıl başarılacakmış? Şöyle cevap veriyor:
“Hayal gücünüzü kullanın!”
“Hayal gücü” dediği “kas gücü”. Bildiğimiz şiddetten söz ediyor.
Atina şehir merkezinde terör estiriyorlar. Pakistanlı, Arnavut gördükleri anda girişiyorlar. Göçmenlerin evlerine girip ortalığı dağıtıyorlar.
Aralarında bir milletvekilinin lakabı “Lagos”. Yani tavşan. Sebebi de Atina şehir merkezinde dolaşırken onu gören kaçak göçmenlerin tavşan gibi koşup kaçmalarıymış. Onları çok dövmüş zamanında.
Parti başkanı Mihaloliakos’a “Führer” (Hitler’in lakabı. Almanca lider demek) diyorlar. Seçimden sonraki ilk basın toplantısında gazetecileri “Lider geliyor!” diye zorla ayağa kaldırmaya, itip kakmaya kalktılar. Yunan gazeteciler salondan çıktı. Kalıp ayağa kalkanlar sadece yabancı gazeteciler oldu.
Çok da fedakarlar! Altın Şafak Partisi’nin milletvekilleri 5000 euro’luk vekil maaşlarının sadece 2800 euro’sunu alacakmış. Zira ülkenin genel kurmay başkanı da bu maaşı alıyormuş. Geri kalan miktarı partiye bağışlayacaklarmış. Peh peh peh...
Mihaloliakos “Bu başarıyı siyah tişörtlü delikanlılara armağan ediyorum” deyince beni bir merak aldı. Kimdir bu “siyah tişörtlü delikanlılar”?
Meğer olay şuymuş: Hepsi dalyan gibi, hepsi iri yarı ve hepsi İŞSİZ gençlerden ekipler kurmuş parti. Hem de Yunanistan’ın her şehrinde. Dört haneli özel telefon hattı açmışlar.
Peki kime hizmet veriyor bu delikanlılar? Mesela yaşlı emeklilere. Bankaya gidip emekli maaşını mı çekeceksin? Ama göçmenler saldırır ve paranı alırlar diye mi korkuyorsun? Arıyorsun, parti evine bir genç yolluyor, beraber bankamatiğe gidip parayı çekip yine beraber eve dönüyorsun.
Sitelerinde delikanlıların cep telefonları da var: “Ne zaman isterseniz arayın, sizi biz hastaneye götürelim; hırsız girdiğinden şüphelenirseniz, arayın, biz halledelim..” “Halledelim” çok yönlü bir kelime. Mesela şehir merkezindeki evini yabancı göçmenler işgal mi etmiş? Yine Altın Şafak’ı arıyorsun, goriller gidip evi “temizliyorlar”.
Sonra da arayıp şöyle diyorlar: “Kilidinizi de değiştirdik. Gelin anahtarınızı alın. Kusura bakmayın boyayamadık çünkü çok yoğun temizlik işlerimiz var.” Şehir efsanesi gibi geliyor ama değil. Arkadaşımın arkadaşı anlatıyor.
Peki para? Para istemiyorlar. Delikanlının cebine biraz bahşiş koy, olsun bitsin.
Delikanlı memnun, vatandaş memnun. Devletin boşluğu işte böyle dolduruluyor.
Bu fenomeni devletin boşluğu ve işsizlik yarattı. 18-25 yaş arası seçmenlerin yüzde 13,5’i “Altın Şafak” partisine oy vermiş. Aynı yaştaki işsizlik oranı yüzde 48. (Toplam yüzde 22)
En ahlakçı, en yabancı düşmanı partinin liderinin karısı Eleni Zarulia da milletvekili seçildi.
Ama her faşistin bir ek yeri vardır biliyorsunuz. Ve gazetecilerin en büyük zevki de bunları bulmaktır.
Mihaloliakos’un karısı Atina şehir merkezinde Yunanların “pembe otel” dedikleri bir otelin sahibiymiş. Yani odaların bir iki saatliğine kiralandığı otellerden. Peki resepsiyonda çalışan nereli? Pakistanlı. Buyrun buradan yakın! “Irkçıyım ama ucuz iş gücünü de kaçırmam..”
Mihaloliakos’un sloganı şu: “Bizden olmayanlar bizim düşmanımız olacaktır.”
“Taraf olmayan bertaraf olur” cümlesini hatırlattı bana. Baklavadan başka, seçim taktiklerini ve sloganlarını da ihraç ettik demek.