Vicdanımız kime emanet!

Haberin Devamı

Geçtiğimiz günlerde “Vicdan Dolandırıcılarını” yazmıştım ya.. Şaka gibi yeniden arandım! Hem de hemen ertesi gün!

Hesapça “Engelleri Aşmak” isimli tiyatro oyununa bilet satıyorlar ve toplanan paralarla engellilere yardım ediyorlar.

Fakat işin aslı şu: “Engelleri Aşmak” isimli oyun esasen BEDAVA.

Düşünsenize siz bir dernek kurmuşsunuz ve tiyatro oyunu sergiliyorsunuz. Biletleri isteyene ücretsiz veriyorsunuz. Bir takım çakallar bu biletleri alıyor ve sonra sizden habersiz ama sizin derneğe yardım topladığını söyleyerek- 50 liraya satıyor! Size tek kuruş gelmediği gibi millet de size yardım yaptığını sanıp tiyatro izliyor veya oyuna gelmese de başını huzurla yastığa koyuyor.

Nasıl yapıyorlar bunu? Şöyle: Bir yerlerden bir telefon listesi buluyorlar. Sonra “Alo Mutlu Hanım’la mı görüşüyoruz?” diyorlar ve evet dediğiniz andan itibaren sakız gibi yapışıyorlar kulağınıza. Engellileri şöyle giydirmişler, şöyle okutmuşlar, şöyle evlendirmişler vır vır vır..

Yardımsevmez bir toplum olduğumuz için biri size “yardım et” deyince asfalttaki tavşan gibi kalakalıyoruz. Vicdanımızın en karanlık yerine birden ışık tutuluyor zira. Düzenli olarak bir yere bağış yapsaydık veya bir yerde gönüllü çalışsaydık “sağol kardeşim, ben sosyal sorumluluklarımı yeterince yerine getiriyorum” deyip gönül rahatlığıyla kapatırdık telefonu.

Ama suçlu değilse de zayıflara karşı kabahatli olduğumuz için Sakız hanıma bunu yapamıyoruz. (Sakız hanım’ın kod adı Dilber bu arada) O konuştukça “50 lira da para değil, vereyim gitsin” diyoruz..

Yani tahmin ediyorum böyle oluyor. Zira call center kuracak kadar para kazanıyorsa bu çakallar, bir psikolojik zaafı kullanıyor olmalılar.

Geçen gün beni yine aradılar dedim ya. Biraz daha bilgi isteyince bir takım fısıldaşmalardan sonra telefonu yüzüme kapattılar.

Sonra gugılladım. Yenişafak Gazetesi bu çakallar hakkında 10 ay önce gayet geniş bir haber yapmış. Daha sonra Zaman Gazetesi daha kapsamlı bir haber yapmış ve engellilere yardım topluyoruz diye on on beş çetenin benzeri işler yaptığını yazmış. Hepsi savcılığa bildirilmiş.

Ben on aydır düzenli olarak her ay arandığıma göre belli ki hiçbir müdahale yapılmamış.

Devletimizin saçma sapan şeylere müdahale gücü var (mesela kızlı erkekli evlere) ama dolandırıcılığa karşı müdahale gücü yok.

Öğrenci kızlarımızın namusları devlete emanet ama biz vatandaşların paraları değil.

Tuhaf bir durum. Devletin yasal olarak olması gerektiği yerlerde devleti göremiyoruz ama yasal olarak olması gerekmediği yerlerde sürekli onunla burun buruna kalıyoruz.

Boğazdaki vahşi balık avı da onlardan biri ki yarın da o konuya geleceğim...

DİĞER YENİ YAZILAR