Disiplin, benden uzak bir ülke. Tanımıyorum orayı. Hiç gitmedim. Doğduğumdan beri. Ağlamam zırlamam da düzensizmiş. Üstelik ailemdekiler gayet disiplinli insanlar. Demek istediğim: Eğitim değil fıtrat.
Disiplinsizlikten en çok payını alan elbette spor oluyor. Hayatım boyunca başlamadıysam 150 kere başlamışımdır “spor”a. Üç kere bir spor kulübüne üye oldum. Hepsini gitmemek suretiyle yaktım. Maksat yürümekse deniz kenarında yürürüm dedim.. Havalar soğur soğumaz bıraktım. Ay tamam o zaman evde yürüyeyim dedim... Koşu bandı çamaşır kurutma askısı oldu. Tenis dersleri aldım... Raket, dolap arkasında tozlanmakla meşgul... Paten satın aldım... 4 kere ya kaydım ya kaymadım...
Özetle iğrencim, yüzkarasıyım, edepsizimÖ Artı hayvanım. “Nasılsa yaratılıştan zayıfım, yesem de kilo almıyorum” durumu da yok. Bildiğin “şişmanlamak için can atan” bir Akdeniz - Kibele kadınıyım.
Sonra Allah’ın sopası geldi. Kayak yaparken kara saplandım ve dünyanın en biçimsiz düşüşünü gerçekleştirdim. Sol diz çapraz bağları gitti. Koltuk değnekli günlerimi yazmıştım hatırlarsınız.. Akabinde bir kez de boya merdiveninden düşüp hastanelik olunca.. Gerçi o da ayrı bir rezillikti. (bkz: “Avrupalı gibi gitmek, Hint fakiri gibi dönmek” isimli makalem)
Sonuç: İki ay boyunca sol ayağımı kullanmadığım için üst bacağım 3 santim erimiş! Hayır yağdan değil kastan gitmiş. Yahu hayatım boyunca bacaklarımın incelmesini istedim olana bak! Hay bin kunduz! Sıkıyorum ikisini de, sağ bacak taş gibi, sol pamuk!
Doktor dedi bu ciddi bir durum. Geri kazanmak için spor yapacaksın.
Dediler Aysun Hoca’ya git. Pilatesçi. O kaslarını geri getirir. Hem de Akatlarda. Studio Pure. Bana çok yakın.
Gittim. Önce MR’ıma baktı. Hmm hmmmladı.. Sonra hemen beni özel pilates yatağına yatırıp başladı.
Pilates meğer çok şahane bir şeymiş! Yatarak spor yapıyorsun! Altında ileri geri oynayan bir platform var. Yaylara takılı. Ayağını bir bara bastırıp itiyorsun, hop altındaki platform kayıyor. Ellerine ipler veriyorlar, çekiyorsun, hop platform kayıyor. Ve daha bir sürü oyun...
Sadece 4 seans sonra yürümem düzeldi. Seke seke yürürken sağlam basmaya başladım. Dizimi açamıyordum, açmaya başladım. Pamuk helvaya dönen kasım ufak ufak sertleşmeye başladı.
Bacakları güçlendirirken dedi göbek ve kolları ihmal etmek olmaz. Al dedim. Paspas yap beni dedim. Ve yaptı! Amanin! Aysun hoca yumuşak sesli bir komutana döndü. “Eksik yaptın, baştan sayıyoruz...” Bacağımı tedavi edeceğim derken uzun zamandır görmediğim göbek kaslarımı ufak ufak seçmeye başladım.
Özel pilates dersi ucuz bir şey değil elbette. Ben de bütçemi sonuna kadar zorluyorum. Ama şunu anladım ki benim gibi disiplinsiz insanlar için kesinlikle bir “zebani” gerekiyor. 7’de uyandırıp, yedi buçukta gelmedin mi kıyameti koparan, çikolata yedim deyince 100’ün üzerine 15 mekik daha ekleyen vs.
Şeyda Coşkun neden bu kadar tutuluyor, neden ona servet ödüyorlar şimdi anladım. Yükselen yeni meslek kesinlikle bu: Özel fitnes koçluğu.