Geçen gün arkadaşımla konuşurken şunu dedim:
Diktatör olsaydım ilk olarak iki şeyi yasak ederdim. Bir) Şekeri İki) 38 beden altında vitrin mankenlerini.
Birincisiyle insanlığı kurtarırdım ikincisiyle kadınlığı.
Şeker, çok ciddi bir zehir. Şişmanlattığı konusu zaten malum. Onun dışında vücudu inanılmaz bir şekilde yıpratıyor. Her şeyden önce yorgunluk yapıyor. Hızlı yaşlanmaya neden oluyor.
Kanser hücrelerini besliyor. Son son deniyor ki kalp krizinin de en önemli nedeni. Ve bakıyorsun, satın aldığın işlenmiş her gıdanın içinde pancar, şeker kamışı veya mısırdan elde edilmiş şeker var. Hem de manyak miktarda! Diyet ürününe bakıyorsun “yağ yok” diyor ama deli gibi şeker içeriyor. Aromalı çekirdek kahve alıyorsun, aroma kahveye yapışsın diye şeker kullanılıyor. Çocuk mamasında şeker var, bağırsak rahatlatıcısında şeker var...
Demek istediğim olması hiç gerekmeyen gıdalarda da şeker var. Neden? Çünkü bağımlılık yapıyor. Ve sen X yoğurdunu çok sevdiğini sanırken aslında şekere bağımlı olmuşsun o nedenle o yoğurdu istiyorsun.
Yemek yazarı, stilisti ve fotoğrafçısı ve “Şekersiz” kitabının yazarı Aydan Üstkanat ile konuşuyoruz diyor ki: “Roma buğday imparatorluğuydu, ABD mısır imparatorluğu”. Yani ABD daha da zengin olsun diye biz burada şeker ile zehirleniyoruz, şekerin bağımlısı yapılıyoruz 6 aylıktan itibaren...
Korkunç... Korkunç... Korkunç...
Eskiden....
Twitter’a eğlenmek için girerdik... Komik yazanları RT ederdik.. Neşe vardı, mizah vardı... Şimdi kederden başka bir şey yok.. Kederden başka bir şey yazmak ayıp...
- Taksim’e Beyoğlu’na yemek, içmek, sinema, tiyatro, sergi için giderdik. Sanat vardı, sohbet vardı, çay vardı, tesadüfi tatlı karşılaşmalar vardı. Şimdi park açık mı kapalı mı bakmak için, bir devrin çöküşüne tanık olmak için...
- Yurtdışına alışveriş için, gezmek için, okumak için, kültürlenmek için giderdik. Şimdi kaçmak, nefes almak, boğulmamak, ruh sağlığını korumak ve mümkünse geri dönmemek için...
- Birbirimizle hal hatır sormak, yeni haberler duymak, iyi vakit geçirmek için buluşurduk. Şimdi dertlenmek, kederlenmek, kötü haberler vermek veya teselli etmek için...
- Basın, siyasetçinin terbiyesizliğini yazdı mı fırça yerdi, haber tekzip edilirdi, olay örtbas edilmeye çalışılırdı. Şimdi twitterdan kendileri dolaysız ve gururla terbiyesizlik ediyor...
- Bir yazarın “andıçlanması” ve bu nedenle işten atılması herkes tarafından çokçokçok ayıplanırdı.. Şimdi biri, bir başka çeşit “andıçla” kovuldu mu birileri davul zurna çalıyor...
- Herkes herkese başsağlığı dilerdi.. Şimdi sadece “muteber” olanlara dileniyor..
- Edep diye bir şey vardı. Şimdi kelimesi bile anılmıyor...
- Tatil iyi bir şeydi.. Şimdi “yarı kovulmak” gibi... Geri döndüğünde masanı dolu bulmak var...