Önümdeki evin çatısına her gün yiyecek atıyorum. Kuşlar yesin diye. Bazen kediler de nasipleniyor attıklarımdan. Bu sabah baktım kar yağıyor, çatıların üzeri tutmadan besleyeyim şunları dedim. Akşamdan kalma ekmekleri attım.
Baktım sığırcık kuşları da geldi. Hem de on on beş tane. Bütün çatıyı kapladılar. Çok nadir gelirler halbuki. Yılda bir ya da iki kere görüyorum sadece.
Demek doğada yiyecek sıkıntısı baş göstermiş dedim. Sığırcıklar bile yemlenmeye benim önümdeki çatıya geldiğine göre...
Aklıma mahallenin kedileri köpekleri geldi. Dedim onlar da girip çıkamaz şimdi çöplere. Onları da beslemek lazım.
Çarşıya indim, mahallenin petşopuna gittim. Açık mama almak için. “Hangisinden istersin?” dedi. “Kaça ve farkları ne?” dedim. “Torbası 5 lira olanlar sokak kedileri için, 7,5 lira olan yarı ev yarı sokaklar için, 10 lira olanlar ev kedileri için” dedi.
“Sokak kedileri için” diye bir kategori olması güldürdü beni. “5 lira, 7,5 lira, 10 lira” diye de gösterebilirdi. “Kalite farkı var” deyip geçebilirdi.
Sokak kedileri için diye bilhassa vurguladı. Mahallemizde demek bol miktarda sokak hayvanı besleyen var ki petşopçu böyle bir kategori yaratmış. “Rahat ol, tek değilsin, hem pratik, zaten ne ki işte 5 lira” kategorisi.
Benim Cascas hangi kategoride acaba diye düşündüm. Çatılarda dolaşan, arada da evime girip alarmı ötüren düdükten söz ediyorum. Yarı ev yarı sokak klasmanına yükselmiş midir? Her sabah, hava girsin diye açtığım yatak odamdaki pencereden çaktırmadan içeriye süzülüyor zira. Sonra bakıyorum çekmecelerden birine girmiş fosur fosur uyuyor. Ben fark edince de coşkulu sitemler ediyor. Yok aslında hiç girmeye niyeti yokmuş da açık bulunca girivermiş de aslında çıkmak için can atıyormuş da yahu neden kapatmışım pencereleri de onu da içeride hapsetmişim de... Böyle her seferinde bir ayar atıyor bir de...
Yine de ev kedisi sayamazdım onu. Hem ben bir cimriyim. Giderek azalsa da halen nekesliğim devam ediyor. Tuttum 5 liralık aldım. Eve geldim. Önce Cascas’ı doyurdum. Sonra kedilerin ulaşabileceği bütün camlarımın önüne döktüm mamadan.
Hiç tanımadığım bir tekir geldi önce. Daha önce çatıda görmemiştim hiç onu. Onu gördüğümü bildiği halde yüzüme bile bakmadan yedi ve yine yüzüme bile bakmadan çekip gitti.
Sonra benden çok korkan uzun tüylü beyaz geldi. O bile gelince anladım ki durum vahim. Bir torba daha almam gerekecek...
Tüm bunları şunun için anlatıyorum: Siz de bir torba mama alın. Bir kap su bırakın evinizin önüne..