İlk raunt: Nakavt!

Haberin Devamı

Sevgili kızım/oğlum

Seni evlat edinme çalışmalarımda bugün ikinci gün. Ama işler pek o kadar kolay gitmeyecek galiba.

Sabah erkenden uyandım. Ne giysem de memurların üzerinde iyi bir izlenim uyandırırım diye epey bir kafa patlattıktan sonra (sonuç: blucin + kazak +düz bot... hayatımın en anti seksi kıyafeti...En azından koltuk değneğini almadım..) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğüne gitmek üzere, (elimde Uluslararası İlişkiler diplomamla) Cağaloğlu’na yollandım. (Diploma çok mühim! Eğitim şart!)

Anan, böyle bir durumda bile iştahını kaybetmeyen bir kadın olduğu için uzun süreceğini sandığı görüşmeye gitmeden önce dönerli bir dürüm indirdi midesine haberin olsun. Sana da ısmarlayacağım, merak etme...

Kısa bir aramadan sonra binayı buldum. “Evlat edinme servisi” dedim “siz mi edineceksiniz?” dediler “evet” dedim “üçüncü kat” dediler.

Üç kat çıktım. Ve sonra gördüm tabelayı. Kapıyı tıklattım, içeri girdim.

***


Kimsenin beni kırmızı halıyla, havai fişeklerle karşılamasını beklemiyordum elbette. Ama daha sandalyeye oturup paltomu bile çıkarmadan stajyer kız 38 saniye içinde şu cümleleri sıraladı: “Biliyorsunuz di mi? Kurumdan evlat edinilen çocukla annesi arasına en fazla 40 yaş olması gerekiyor. 43 yaşındasınız. 1 yıl araştırmanız sürecek, sonra sıraya gireceksiniz. İki üç yıl da o sürer. O sırada 47 yaşında olacaksınız size ancak 7 yaşında bir çocuk verilir. O da pek olmaz zaten... Alternatifiniz özürlü, hasta veya ensest... Formu gerçekten istiyor musunuz?”

Zaten zor bir karar vermiş, oraya kadar gelmiş bir insana daha fena, ne söylenebilirdi? “Yaşlısın..” “Geç kaldın..” “Sana nah bebek veririz..” “Hatta büyük de vermeyiz” “Çok meraklıysan down, otistik, raşitik ve bol travmalı var..”

Çok merak ediyorum böyle bir yaklaşım karşısında soğukkanlılığını koruyabilecek kaç kadın vardır acaba? Hâlâ gülücükler saçarak “A elbette formu istiyorum! En sevdiğim çocuk tipi aile içi tecavüz sonucu dünyaya gelmiş, bol bol dayak yemiş, sokaklarda dilendirilmiş, suç ve şiddet ortamında büyümüş, yetersiz beslenmiş, bedensel ve zihinsel engelli çocuklardır. Her gece, evlat diye bağrıma bastığım çocuk beni uykumda bıçaklar mı endişesiyle yatağa girmek özel zevkimdir. Yok mu iki üç tane?” diyebilecek???

Varsa valla tebrik ederim!

Ben yavrum, o kadınlardan değilim bilesin. Bende formu dolduracak hal pek kalmadı. Elim ayağım dolaştı. Ağlamaklı oldum. Bildiğin zırlamaya başladım. (Tamam len.. Dalga geçme anneyle!)

Stajyer kardeş, adeta püskürtme timi olarak vazife görüyordu ve pek başarılı olmuştu... Formu kalemi elimden bırakıp dışarı attım kendimi.

***


Şeytan, en yakışıklı, en Kıvanç Tatlıtuğ haliyle “git Kıbrıs’a, seç katalogdan bir yumurta, seç katalogdan bir sperm, yap kendi çocuğunu” demedi diyemeyeceğim... Dedi.

Ama çocuğum, ben bir yola baş koydum. Seni bildik şekilde “doğurmayacağım”. Sen ve ben, kaderin başka bir oyunuyla bir araya geleceğiz... Bak gör...

DİĞER YENİ YAZILAR