Polisiye filmlerde olayları bir yere kadar gayet iyi takip edersin de sonra durum karışmaya başlar, o kimdi, bu ne demişti, onu niye vurdular, bunu niye tutukladılar, şu kimin adamıydı, of ya of ya demeye başlarsın ya... Ve tam o sırada filmin kahramanı kapana sıkışmıştır, dan dun silah sesleri başlamıştır ve sen artık olayın örgüsünü çözmeyi bırakıp “kahramanımız o çatışmadan sağ salim çıkacak mı çıkmayacak mı?” heyecanıyla filmi izlersin ya...
Galiba birkaç kişi hariç tüm Türkiye işte o halde.
Kimse, yolsuzluk iddiaları neymiş öğrenmeye zahmet etmiyor. Bakan oğulları, Reza Zarrap, Ali Ağaoğlu, Fatih Belediye başkanı ne yapmış da tutuklanmış merak etmiyor. Ortada birbiriyle bağlantısız üç ayrı dava olduğunun bile farkında değil.
Bir gün, hatta bir saat bile sürmedi: Ülkenin yarısı olup biteni külliyen “komplo” sayıyor. Ortada yolsuzluk falan olmadığından emin, başbakanını dinliyor büyük bir sadakatle. Haştagleri bile var: #TürkiyeSaldırıAltında! Yıldıray Oğur yolsuzluk olabileceğine ve yargılanmaları gerektiğine inananları da “kullanışlı salaklar” diye damgaladı bile! (Sovyetler Birliğini öven ve aslında fena halde kullanılan batılı komünistler gibiymişler..)
Ülkenin öbür yarısı ise külliyen emin böyle yolsuzluklar olduğuna. Detaylarına girmeye, neymiş bu yolsuzluklar öğrenmeye bile zahmet etmiyor. Hatta bunun gibi binlercesi olduğuna emin, bir başka “kavgada” da onların çıkmasını diliyor. Cemaatle hükümetin kavgasını “iyi oldu, denge oldu” diye değerlendiriyor. Hocanın hakkından imam geldi diyor. Beşiktaş’ta ellerinde ayakkabı kutularıyla sokağa döküldüler bile.
Yani hepimiz filmin kurgusunu bir kenara bıraktık, kahramanımızın çatışmadan kurtulup kurtulamayacağına odaklandık. Twitter mahkemeleri kurduk, müebbet müebbet diye bağırıyoruz.
Ve en çok nefret edilenin ne bakanlar ne başbakan ama Ebru Gündeş olduğunu anladık.
Kadıncağız, durduk yerde 2700 ayakkabılı İmelda Marcos oldu çıktı. Nefret okları ona atıldı. Kanlı paraların keyfini çıkarmakla suçlandı. Ayılıp bayılması bile alay konusu oldu. Bunca yıl azarlıyormuş gibi şarkı söylemesi, çatık kaşları pek o kadar da sempati yaratmıyormuş demek ki.
Sonunda olan galiba sadece Ebru Gündeş’in kocasına, evliliğine ve kariyerine olacak gibi. AKP yerine Ebru Gündeş.
Fırtınalar eserse essin
Haberin Devamı