Haberin Devamı
Arkadaşımın oğlu, Beyaz Türklük gereği, çokçokçok pahalı, çokçokçok havalı fanfinfon okullarından birine başladı. Anaokulundan itibaren İngilizce öğretiyorlar. Okulda Türkçe konuşmayı yasaklamışlar. Oğlan nasıl mutsuz, nasıl mutsuz! “Gitmem ben oraya bir daha” diye ter ter tepiniyor evde...
Arkadaşımla kocasını son bıraktığımda “okulla gidip konuşalım veya olmadı okuldan alalım” noktasındaydılar...
Bugün açlık grevlerinin 61. günü. Greve gidenlerin 3 talebinden biri “anadilde eğitim” biliyorsunuz.
Anadilde eğitim talebini çoğu Türk, yetişkin Kürtlerin binbir “ideolojik” talebinden biri olarak görüyor. Çocuklar açısından “anadilde eğitim”in önemi hakkında en küçük bir fikre ve bilgiye sahip değiller. Çok çok “canım hepsi Türkçe biliyor zaten artık” veya “Türkçe’yi öğrensin işte fena mı” veya “biz de İngilizce öğrenirken zorlandık.. ne var yani” düzeyindeler.
Cuma günü Boğaziçi Üniversite’sinde DİSA (Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü)’nün düzenlediği “Önce Anadili: Eğitimde Anadili ve Çokdillilik” toplantısına katıldım. Vahap Coşkun ve Şerif Derince Kürt öğrencilerin eğitiminde kullanılabilecek modeller hakkında bir sunum yaptılar.
Fakat öncelikle anadilde eğitim olmayınca ne oluyor ona bakalım.
- İletişimsizlik: Türkçe bilmeyen veya çok az bilen öğrenciler öğretmenlerini anlamıyor. Anlamadıkları için öğrenmeleri gerekeni öğrenemiyorlar. Türkçe bilmedikleri için genelde susmak zorunda kalıyorlar. Öğretmenler de çocukları anlayamıyor, yıpranıyor. Öğrenciler bu nedenle çok geride kalıyor, kapasitelerini kullanamıyor. Kendilerini ifade edemedikleri için “zekâ eksikliği olan” “kafası çalışmayan” “algılayamayan” öğrenciler olarak değerlendiriliyorlar. Öğretmenler, bir şeyler öğretmek için önce Türkçe öğretmeye çalışıyor ancak bu öğrencilerin kendilerini Türkçe ifade edip okuduklarını anlamaları için 3-4 yıl geçmesi gerekiyor. Müfredatı ancak 3-4 yıl sonra takip edebiliyorlar.
- 1-0 yenik başlama: Anadiliyle eğitime başlamayan öğrencilerin hepsindeki yaygın duygu 1-0 yenik başladıkları. Bilmedikleri bir dilde okuma yazma öğrenmelerini beklemek küçük bir çocuğun kapasitesinin çok üstünde bir beklenti. Araştırmalar, öğrencilerin en iyi bildikleri dilde okuyup yazabildiklerini gösteriyor. Kültürel olarak öğrencilere daha tanıdık okuma materyaller okumayı hızlandırıyor. Anadilinde eğitim görmeyen öğrenciler, anadilinde eğitim görenlere göre 5 yıl gecikerek aynı yere geliyor.
- Sınıfta kalma ve okulu terk etme: Türkçeyi çok az veya hiç bilmeyen çocuklar okuma yazmaya oldukça geç başlıyor ve genelde sınıfta kalıyor. Sınıf tekrarı yapan öğrenciler kendilerine güvenlerini kaybediyor. Türkçe öğrenmekte güçlük çeken ve sınıfta kalan öğrenciler genelde birkaç sene sonra okulu terk ediyor. Bu da okula devam etme oranın azlığını ve ortaöğrenim ve üniversite sınavlarındaki düşük başarıyı açıklıyor.
- Kürtçe bilen öğretmen olmak veya olmamak: Öğretmenin Kürtçe bildiği sınıflarda başarı oranı çok daha yüksek, sınıfta kalma oranı çok düşük çünkü öğrenciler Türkçe anlamadıkları zaman öğretmen Kürtçe tekrar ediyor dersi. Kendilerini ifade edebilen öğrenciler çok daha şevkle okula gidiyor derslere katılıyor.
- Damgalamalar: Kürtçe konuşan öğrenciler özellikle lise yıllarında okul içinde veya dışında muhtelif şekillerde “damgalanıyor”. Bazıları Peşmerge veya terörist gibi isimlerle çağrılıyor. Öğretmenlerin öğrencilere tekrar tekrar “Sakın Kürtçe konuşmayın” demesi Kürtçeyi bir yük ve utanılması gereken bir özellik haline gelmesine yol açıyor.
- Ebeveynler: Anadilde okuma yazma öğrenmeyen çocuklara ebeveynleri yardımcı olamıyor. Türkçe bilmeyen ebeveyn Kürtçe bilmeyen öğretmenle iletişim kuramıyor. Çocuğunun durumuyla ilgili bilgi alamıyor. Bu yüzden okula gelmiyor. Halbuki çok iyi biliyoruz ki öğrencinin başarısı okul aile ilişkisiyle doğrudan ilgili.
(Vahap Coşkun, Şerif Derince ve Nesrin Uçarlar, 2010’da hazırladıkları “Dil Yarası: Türkiye’de Eğitimde Anadilinin Kullanılmaması Sorunu ve Kürt Öğrencilerin Deneyimleri” raporundan)
Hiçbir şey boşuna olmuyor. PKK’ya ne kadar uzaksam Kürt halkını yok sayan ve doğrudan veya dolaylı şiddet gösterenlere de o kadar uzağım. Kendinizi bu insanların yerine koyun bir. Konuşamadığınız, anlaşamadığınız bir öğretmene, onunla konuşamayan, anlaşamayan çocuğunuzu teslim ettiğinizi hayal edin bir...