Kızıltepe’den Mardin’e giderken, sol taraftaki dağın eteğinde 32 yıldır dev harflerle “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diye yazar. 1980 askeri darbe döneminde yazılmıştır. Görmemek imkânsızdır. Zaten göze göze girsin diye bilhassa emek verilmiş, bilhassa devasalaştırılmıştır.
Mardin civarı Kürtlerin en yoğun yaşadığı bölge... Bilhassa Kızıltepe tamamen Kürt’tür. Memleketin en büyük “Ne mutlu Türküm” yazısı Kürtlerin en yoğun yaşadığı Kızıltepe dağlarına herhalde tesadüfen nakşedilmedi! Devasa “Ne mutlu Türküm diyene” yazısı da yine silme Kürdün yaşadığı Van’dadır. O kadar büyüktür ki yol tarif ederken Vanlılar o dağa “Ne Mutlu Türküm” dağı derler. “Nemutlutürküm dağından sola dön, 1,5 kilometre daha git, tabeladan sola...”
Yıllardır gidip gelirim o bölgelere. O dağa taşa yazılmış “Ne mutlu Türküm diyene” yazılarını her gördüğümde “Devlet de Kürtleri delirtmek için elinden gelen her şeyi yapmış” diye düşünürdüm.
Hatta şu da aklıma gelirdi: Neden kimse muziplik olsun diye geceleyin gidip o yazıyı “Ne Mutlu Kürdüm diyene” diye değiştirmez ki? Sadece “iki harflik” bir farkımız var zira...
O yazılara kimse dokunmadı. Niye diye Van’daki Kürt arkadaşıma sordum “belki Kürt oldukları için de mutlu değillerdi” diye sarkastik bir cevap verdi. Kızıltepeli Kürt arkadaşım ise “o yazılara kimse dokunmadı ama o yazılara özenerek aşklarını dağlara yazanlar oldu” dedi.
Bir moda yaratmış yani...
Kızıltepe Mardin yolu üzerindeki o “Ne mutlu Türküm diyene” yazısı artık yok...
Geçtiğimiz Aralık ayında sessiz sedasız silinmiş.
Kızıltepeli arkadaşım şöyle dedi: “Doğduğumdan beri her gün görüp her gün sinir olduğum o yazının kalktığını daha yeni fark ettim!”
Dört ay sonra farkına varmış!
Bu aslında çok ilginç bir durum.
2010 yılında Polis Akademisi öğretim üyelerinden Doçent Dr. Süleyman ve Dr. Murat Sever’in hazırladığı “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Terörü Besleyen Sorunlar: Hakkâri, Yüksekova ve Van Örneği” raporunda, bölge gençlerinin terör örgütü PKK’ya katılmasındaki en önemli etkenin “Ne mutlu Türküm diyene” sözü olduğu söyleniyordu. Bir genç bu durumu ifade etmiş: “Dağda Ne Mutlu Türküm Diyene yazısını görünce anama küfrediliyor gibi hissediyorum.”
Siz istediğiniz kadar “Türk bir ırkı ifade etmez, Türk bir üst kimliktir, anayasadan çıkarılmaz” ve sair deyin kimseyi zorla “mutlu” edemiyorsunuz işte... O anasına küfredilmiş gibi hissediyor. Dağa çıkıpve ölmeyi göze alacak kadar “inciniyor”.
“Bak Türk olunca çok mutlu olacaksın hem zaten Türk demek sandığın gibi bir şey değil, birlik beraberlik şeysi...” diye ikna etmeyeyerine yazıların kaldırılması çok daha isabetli bir karar.
Batman’daki basına yansımıştı, Kızıltepe’deki yansımadı. Dahası
Kızıltepeli bile farkına varmadı.
Bu da başka bir acayiplik...