Çilek’ten Mavi’ye mektup

Haberin Devamı

Dear Mavi

Böyle dear mear dedim, yanlış anlama sakın. Sen ne de olsa Londra’larda büyüdün. Böylesine alışıksındır diye düşündüm, ondan yani. Yoksa İngilizce bildiğimden değil. Hoş, Türkçe de bilmiyorum zaten. Ben ses denemesi aşamasındayım henüz. Sabahtan akşama “aehhh, veeeaah” takılıyorum. Bunları da telekinezi ile yazıyorum zaten... Sen tabii bu aşamaları geçtin. Yanılmıyorsam bir buçuk yaşındasın. Allah bilir “babiş” falan bile diyorsundur... Ben de bir kıl olurum o lafa... Allahtan bende baba yok da yaltaklanırken o lafı etmek zorunda kalmayacağım.. “Aniş” de sakil duruyor..

Annem bana şu an patates havuç çorbası hazırlıyor. Bilgisayarı hazır boşken iki kelimenin belini bükelim. Gerçek gıdaya geçmeye çalışıyoruz panpa! Fakat ağbicim bu kadar mı iğrenç olur bir çorba! Tuz yok, yağ yok.. Direniyorum haliyle... Kabak da çok fenaydı. Tek bir damla yemedim iyi mi hehehe.. Ben dilimde geri geri itince annemin suratı bir ekşiyor, acayip komik oluyor. Geberiyorum gülmekten. Fakat kadın zeki. Sulandırıp biberona koydu. Bizim de zaafımız “emmek” biliyorsun. Soktu mu ağzıma biberonu, dayanamadım. İki seferdir fena halde tufaya geldim... Ergen olunca intikamımı alacağım tabii de şimdilik saftiriğiz.

Panpa senin baban dün Radikal’deki köşesinde bizim hakkımızda yazmış! Bak şöyle demiş:

“Bir süredir Vatan gazetesinde Mutlu Tönbekici’nin koruyucu annelik üzerine yazdığı yazıları hayranlıkla takip ediyorum. Sevgili Mutlu’nun, koruyucu anneliğini üstlendiği, Çilek adı ile bildiğimiz kızı ile yaşadıklarını neredeyse bir günlük tadında yazmasını şu sıcak ve sıkıcı siyaset gündeminde paha biçilmez buluyorum. Böylesine kutsal bir konu hakkında böylesine içten kendi tecrübelerini anlatması kuşkusuz konudan bihaber binlerce kişiye de ilaç gibi gelecek, ilham verecektir. Gazete köşelerinde tecrübe adına çaktırmadan yapılan promosyon yazılarından, özel hayat adına teşhirci fantezilerini üzerimize faş eden yazarlardan sonra Mutlu’nun yazdığı bebekli maceraları, yazdığı onlarca güzel siyasi yazıdan daha işlevsel ve faydalı geliyor bana.”

Annem var ya bir mutlu oldu bir mutlu oldu, görmen lazımdı. O şimdi biraz “mummy brain” ya (mummy brain ne biliyorsun di mi panpa? Bizim analarımızın aklını lunaparka döndürmemiz özetle... Anahtarını, cebini durmadan unutması, anlatılanlara konsantre olamaması falan.. He anladın sen onu..) işte böyle olduğu için önce anlamadı durumu. Sonra “len bu benim!” diye haykırınca bir numara olduğunu anladım. (Senin annen de len men diyor mu?) Allah razı olsun babandan. Annemi biraz kendine getirdi. Son olanlar onu ciddi olarak üzüyordu.

Londra’dan buralara geldiğin iyi oldu be Mavi kardeş. Seninle ortak olsak logomuz belli. Mavi renkte bir çilek... Neyin markası olur bilmiyorum (evet saçma oldu biraz) ama olsun. Buralar zaten her geçen gün tuhaflaşıyor. İleride çok eğleneceğiz gibi geliyor bana..

Yarın sabah 6 buçukta uyanıp telekinezi ile haberleşelim kanka. Ben aslında 5’i seviyorum ama annem iyice leyla oluyor. Ok. KİB.

DİĞER YENİ YAZILAR