Bir Flaneur’un ada maceraları

Haberin Devamı

Dün gece, Sakız Adası’nın bir köyünde Hain Yehuda İşkariyot’u yaktılar...

Gençlerin ormanda özenle topladıkları odunların üzerinde, bir direğin ucunda...

Kimdir Yehuda İşkariyot?

30 Dinar karşılığında İsa’nın yerini söyleyip aynı zamanda kimliğini de açık edip yakalanmasına ve çarmıha gerilmesine neden olan havari.

Yehuda hainlik etmeseydi belki de ortada ne bir İsa peygamber olacaktı ne de haç sembolü. Zira onun yüzünden yakalandı, onun yüzünden yargılandı (kendini “Yahudilerin Kralı” ilan ettiği iddiasıyla) , onun yüzünden idama mahkûm oldu ve onun yüzünden o dönemin standart yöntemi olan çarmıha gerilme ile infaz edildi. İsa idam edilmeseydi, haça gerilme unutulup giden bir Roma infaz şekli olacaktı.

Hain Yehuda, 30 Dinar karşılığında yaptığından ve neden olduklarından sonra o kadar pişman oldu ki gitti kendini bir erguvan ağacına astı. O güne kadar beyaz açan erguvan, Hain Yehuda’nın gelip pis bedenini kendi dalına asmasından çok utandı ve çiçekleri bir anda morardı. O günden sonra erguvan bildiğimiz erguvan renginde açtı...

Dün gece büyük Cuma idi...

İsa’nın gömüldüğü gün. Perşembe çarmıha gerildi, Cuma da cenazesi kaldırıldı. Dünyanın bütün Rum Ortodoks kiliselerinin çanları, cenaze varmış gibi ağır ağır çaldı dün öğlen boyunca. Gecesinde de, dünyanın bütün Rum Ortodoks kiliselerinde İsa’nın cenaze töreni yapıldı. Ve sadece o gece kadınlar ilahi okudu...

Tıpkı zamanında ölü İsa’nın başına bekleyen annesi Meryem ile Mecelleli Meryem gibi...

Her şey sembolik.. Her şey temsili.. Her şey bir yeri, bir kişiyi, bir anı temsil ediyor. 2000 yıl önce vuku bulan İsa’nın çarmıha gerilmesi, sonrasında Kudüs sokaklarına dolaştırılması, akabinde haçla beraber Golgotha Tepesi’ne dikilmesi, ertesi gün naşının haçtan indirilmesi, kefenlenmesi ve gömülmesi hadiseleri birebir yeniden canlandırılıyor. Perşembe gecesi Papaz, İsa’yı haçıyla beraber kilise içinde gezdiriyor. Cuma sabahı İsa’yı haçtan söküp kefenliyor. Cuma günü kadınlar kefenlenmiş İsa heykelinin başında bekliyor. Cuma gecesi cenaze töreni yapılıyor. Cumartesiyi Pazar’a bağlayan gecede ise İsa’yı diriltip göğe yükseltiyorlar...

Paskalya öncesi 40 gün süren oruç da sona eriyor. İsa göğe, müritleri sofraya...

***


Dünyanın en güzel şeyi “yabancı” olmak. Hiçbir şeyi içselleştirmemek. Hiçbir şeye ait hissetmemek. Böylece her şeyin içinde olabiliyorsun. Her şeye dahil olabiliyorsun. Her şeyi en “flaneur” gözlerinle izleyebiliyorsun. Hem çok uzak hem çok yakın... İnsanın kendi ülkesinde yapamadığı belki de tek şey.

Dün, aklı olan İstanbul’dan kaçar demiştim ve dediğimi de yaptım.

En kutsal günlerinde dünyanın belki de en dindar milleti Yunanlıların arasındayım. Sakız Adası’na geldim. Ada, baharın en güzel renkleriyle ve kokularıyla süslenmiş, yaza hazırlanıyor. Kuşlar en güzel nameleriyle cıvıldaşıyor. Ben bir narenciye bahçesi içinde onları dinliyorum.

Bir süre böyle...

DİĞER YENİ YAZILAR