Bir ağaç dikmek bu kadar mı zor olur?

Haberin Devamı

Bildiğiniz gibi mahallemi ağaçlandırmaya karar verdim. Ağaç, zakkum, sarmaşık... Betonu, duvarı, neyi varsa kaplamak ve iç açan, çiçekli yeşil bir mahalle yaratmak istiyorum.

Hakkını yiyemem, Beşiktaş Belediyesi Arnavutköy’e çok emek verdi.

Belediye Başkanı İsmail Ünal, neredeyse bizzat projenin başında durdu.

Bütün yolları şahane Arnavut kaldırımı yaptırdı, özel tasarım elektrik direkleri diktirdi, o direklere saksılar taktırdı, kaldırımlara babalar diktirdi, istinat duvarlarını taşlarla kaplattı, o duvarlarınçiçekler diktirdi...

Demek istediğim bu mahalleye Beşiktaş Belediyesi gayet iyi bakıyor aslında. Ama ben daha da coşsun, daha da güzelleşsin istiyorum...

Halkımız da katılsın istiyorum.şöyle bir gerçek var: Dehşet gecekondu bir milletiz. Nereye baksam bir Kandahar görüntüsü.

Bakıyorum çatılara... Neler yok ki! Akvaryum, su deposu, lastik, televizyon... Yahu niye çatına atarsın?

Türklerin bu “vazgeçememe” huyu bir acayip. Eşyadan, çöpten, hurdadan... Kapısının önüne de koymaz çöpe de götürmez....

Tapu kadastro memuru gibi dolanıp duruyorum birkaç gündür mahallede.anladım: Yeşillikten harbiden tiksinen bir milletiz. Bir kadının evinin yanında bir boşluk var. Dedim ki buraya bir ağaç ne kadar güzel olur.

“A yok istemem” dedi. “Niye istemezsin?” dedim. “Toz yapar” dedi.

Başka bir yerde bir gecekondu var. Hesap ettim onun bahçesinden bir kaç dal sarmaşık çıkartırsam korkunç bir mezbelelik şahane bir şekilde

“Yok” dedi. “Ben olanı da söktüm. Sümüklü böcek yapar”.

Marul tarlan mı var bre mübarek de sümüklü böcekten endişe ediyorsun? Nereni yiyecek o hayvan?

Biri de dedi ki sarmaşıklardan fare çıkar. Öteki dedi ki ağaçtan kertenkele girer. Biri dedi çiçekli ağaca arı gelir, beriki dedi gölge yapar, biri dedi trafiği engeller! Amca, 45 yıl sonrası için kaygılanıyor!!! Vizyonlamada dünya rekoru!

Bitki sevgimiz ancak boya kutularına, yoğurt kaplarına, kırık kovalara bir şeyler ekip sonra da onu kaldırım üzerine koyacak kadar...

Ben hayatımda ağaçtan sarmaşıktan bu kadar korkan bir başka millet bilmiyorum.

Biz ne zaman böyle olduk? Bu tuhaf “orman hikayeleri” ne zaman aldı başını gitti? Neden mesela bir Yunanın böyle korkuları yoktur da hepsi evlerinin, duvarlarının dibine bir sarmaşık, bir yasemin, bir mor salkım, bir acem borusu diker? Hangi masalın etkisindeyiz biz bu kadar? Üç fasulye?

Bu arada şunu da öğrendim: Büyükşehir Belediyesine izinsiz ağaç dikmek suçmuş. Cezası varmış.

Bir kadın, cebinden para harcayıp ağaç dikmek istiyor ama başaramıyor iyi mi...

DİĞER YENİ YAZILAR